Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan, şeriat ve İslamilik Endeksi

Erdoğan, şeriat ve İslamilik Endeksi


MAHMUT AKPINAR | YORUM

Diyanet Akademisi Din Görevlileri Mezuniyet Merasimi’nde konuşan Erdoğan, “Farklı maskeler altında şeriat düşmanlığı var. Şeriata düşmanlık esasında dinin bizatihi kendisine husumettir. İnanıp inanmamak, yaşayıp yaşamamak elbette bir tercih meselesidir. Ama dinin emirlerine dil uzatmak başka bir konudur…Türkiye’de sayıları az da olsa kimi çevrelerde şeriata yönelik sergilenen pervasızlıkların temelinde cehalet ve bilgisizlik hastalığı vardır.” dedi.

Şeriat da Hilafet gibi tartışmalı bir kavram. Kimin nereden baktığına göre anlamı değişiyor. Kemalistler penceresinden bakarsanız şeriat, “gericilik, yobazlık, din devleti, kemalizmi yıkmaya çalışan çağdışı bir anlayış.” Erdoğan, şeriata düşman olanları “cehaletle ve bilgisizlikle” suçladığı gibi, Kemalistler de şeriat isteyenleri “çağdışılıkla, cehaletle, bilgisizlikle” suçluyor.

Siyasal İslamcılar açısından şeriat Kur’an’daki ilkelerden öte mucizevi bir yönetim şekli, bir rejimdir. Şeriatın muhtevasını merak etmez, içerdiği esasları dikkate almazlar. Onlar şeriatı diğer ideolojiler gibi bir “izm” görür. Nasıl ki sosyalistler sosyalizm gelince her şeyin harika olacağına inanır, bir İslamcı da rejim olarak şeriat gelince her şeyin harikalar kuşağında yaşanacağına ve düzeleceğine inanır. Onlara göre problem yönetim şeklindedir, rejimin adındadır.

Geçmiş yıllardaki yazılarda da bahsetmiştik. ABD George Washington Üniversitesi’nden iki akademisyen (Şeherazade Rahman ve Hüseyin Askari) yıllardır ülkelerin İslamilik endeksini hazırlıyorlar ve bunu her yıl yayınlıyorlar. Akademisyenler çalışmalarında söylemleri, rejimlerin adını, yöneticilerin inancını vb esas almıyorlar. Kriter olarak Kur’andaki ayetleri, ve Hz. Peygamber’in (sas) yaşamını, uygulamalarını, öğretilerini esas alıyorlar. 

İslamilik Endeksi ekonomi, hukuk ve yönetişim, insan hakları ve siyasi haklar ve uluslararası ilişkiler olmak üzere 4 alt daldan oluşuyor. Ülkenin Müslüman olması ya da olmaması dikkate alınmıyor. Endeks oluşturulurken namaz veya oruç gibi kişisel ibadetler değerlendirilmiyor. Hukuksal bütünlük, yolsuzluğun önlenmesi, güvenlik, devletin etkinliği, mülkiyet haklarının güvenliğini, hesap verebilirlik, yönetişim yapılarının etkinliği, İnsan hakları, refah düzeyi,  sosyal adalet, sosyal sermaye, kişisel özgürlük, medeni ve siyasi haklar, kadın hakları, eğitime erişim, sağlık hizmetine erişim gibi veriler dikkate alınıyor. Şekli olarak şeriatla yönetilen devletlerin aksine, çalışmada Kur’andan ve Hz. Peygamber’in hayatından hareketle ideal toplum ve devlet anlayışına bakılıyor. 1

Maalesef bu ve benzeri çalışmalarda Müslüman ülkelerin en iyisi, ilk 40 içinde yer bulamıyor. Suudi Arabistan, İran, Sudan gibi şeriatla yönetilen devletler ise son sıralarda geziyor. İlk sıralar Avrupa ve İskandinav ülkelerine ipotekli iken, son dört beş sırada Müslüman ülkeler çakılı gibi.

Endekte İslamcıların yönettiği AKP Türkiye’sinin dramatik düşüşü net şekilde görülüyor. Erdoğan rejiminin hukukun üstünlüğü, şeffaflık, insan hakları, demokrasi, adil gelir dağılımı gibi endekslerde ülkeyi diplere sürüklediğini zaten biliyoruz. Ama sloganlaştırıp istismar ettikleri İslamilik konularında da keskin düşüşler yaşanıyor. Erdoğan “şeriat” dedikçe, İslam’ı kullandıkça ülkenin İslami değerlerle bağı zayıflıyor. Türkiye’de yaşayan herkesin bariz gözlemleyebildiği şekilde onlar iktidarda kaldıkça ateizm yükseliyor, toplum dinden uzaklaşıyor, devlet Kur’anilikten kopuyor.

Son 10 yılda İslamilik enksine göre Türkiye’nin keskin düşüşüne bakalım:

2015 yılında yayınlanan indekste ilk üç sırayı Hollanda, İsveç, İsviçre alırken en yüksek puanlı Müslüman ülke 39. sıra ile Katar oluyor. Türkiye 65. sırada. 2016 yılında Yeni Zelanda ilk sırayı alırken Holanda 2. İsveç 3. oluyor. Malezya 41. sıra ile bu yılın en iyi Müslüman ülkesi. Türkiye 73. sıraya düşüyor. Türkiye, 2017 yılında 81. sıraya, 2018 yılında  95. sıraya, 2019’da 96. sıraya, 2020’de 100. sıraya, 2021’de 102. sıraya geriliyor. Nasıl oluyorsa 2022 yılında tekrar 100. sıraya yükseliyor. 2022’nin son dört ülkesi Çad, Sudan, Afganistan ve Suriye. 2023 endeksleri yakında yayınlanır diye düşünüyorum.

Görüldüğü üzere Erdoğan ve AKP “şeriat” diye bağırdıkça devlet ve toplum Kur’an’ın ruhundan, İslam’ın temel ilkelerinden uzaklaşıyor. Bu durum İran, Suudi Arabistan gibi şeriatla yönetildiğini iddia eden devletler için de geçerli. Bazı Müslümanlar İslam’ı ülkenin kapısına asılan “şeriat” tabelası zannediyor.

Kur’an ve Hz. Peygamber (sas), Müslümanlara bir yönetim formu, rejim önermiyor. Temel ilkeleri, hayata, topluma, yönetime dair esasları belirliyor. Eğer bunlara “şeriat” denecekse; şeriat, herşeyden önce adalettir, hukukun üstünlüğüdür. Kainat-yaratıcı-insan arasındaki denklemi iyi okumak ve dengeli kurabilmektir. Salih ameli yaygınlaştırmaktır. 

Şeriat meşvereti esas almaktır, insanı yaşatmaktır, can ve mal güvenliğidir. Marufu emretmek, kötülükleri nehyetmektir. Selamı ve barışı yaymaktır. Ahde vefadır, doğruluktur, emanete riayettir. Yetim hakkını gözetmek, zayıfı, fakiri korumaktır, paylaşmaktır. Emekçinin bedelini alnının teri kurumadan vermektir. Zulümden uzak durmaktır, ifsat değil ıslahtır. Kamu malına el uzatmamaktır. Hak sahibine hakkını vermektir. İyiliği yaymak, Allah’ın koyduğu sınırlara riayettir.

Mecelle-i Ahkamı Adliye (şeriatın yazılı metni) medrese kökenli önemli bir ilim ve devlet adamı olan Ahmet Cevdet Paşa başkanlığındaki bir heyet tarafından, çağına göre oldukça iyi kodifiye edilerek 1869 yılında yürürlüğe girdi. Ama İslam’ın temel ilkelerinden uzaklaşmış, eşyanın hakikatından kopmuş, adaleti yok etmiş, yozlaşmış Osmanlı toplumunun çözülüşünü ve devletin çöküşünü Mecelle (İslam hukuku) engelleyemedi.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version