Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kur’an’da insan davranışları: Tarihi ve güncel perspektifler

Kur’an’da insan davranışları: Tarihi ve güncel perspektifler


AHMET KURUCAN | YORUM

Geçenlerde yıllarca Diyanet İşleri başkanlığında çalışmış imamlık, müftülük, yurt dışında ateşelik yapmış emekli bir din görevlisi ile birlikteydik. Akşam yemeğinin ardından iki saate yakın sohbet ettik. Neler neler konuştuk bir bilseniz. Konuşmanın bir yerinde Türkiye’de yaşanan zulümlerden söz açıldı. Göz yaşlarını içine akıtan bir ses tonuyla derinlemesine vakıf olduğu bazı olayları anlattı. Sonra da “Bana bir Kur’an verin!” dedi ve bize aşağıda aktaracağım ayetleri okudu.

Ama baştan şu uyarıyı yaptı: “Evet, bu ayetler 14 asır öncesinde Medine’de cereyan eden hadiseler üzerine indi. Spesifik olarak Medine’de yaşayan Yahudiler ve kafirleri anlatıyor. Bununla beraber orada onların yaptıkları ile bugün burada yapılanlara bir bakın. Mukayeselerde bulunun ve vasıflar üzerinden düşünün. Allah aşkına, ayetlerde bahsi geçen vasıflar Müslümanım dediği halde Müslümanlara bu zulmü reva gören insanlarda da yok mu? O zaman ‘bu ayetler onlara hitap etmiyor’ diyebilir misiniz?”

O hocamızın dikkatimizi çektiği ayetlere geçmeden önce Diyanet İşleri’nin basmış olduğu Kur’an Yolu adlı tefsirden ele alacağımız ayet kümesinin başlangıcına yazılan yorumu aktarayım: “….ayet-i kerime mal ve evlât çokluğu gibi maddî ve geçici güçlerin insanları Allah’a yaklaştırıcı ve onun katında değerli kılıcı sebepler olmadığı, bu tür zenginliklerin Allah’tan gelecek olan cezaları önleyemeyeceği bildirilmektedir.”

Ayetler Müslümanlarla birlikte yaşayan Medine’deki Yahudiler ve kafirlerin bir kısmının Müslümanlara karşı gerçek his ve düşüncelerini nazara veriyor. Niçin bir kısmının dedim? Çünkü hem Kur’an ayetleri hem de tarihi gerçekler bize bunu söylüyor. Mesela diyor ki Allah: “Şurası da bir gerçek ki Yahudilerin hepsi bir değildir. Onlar arasında özü sözüne uyan dosdoğru kimseler de var. Onlar gecenin derinliklerinde yataklarından kalkıp Allah’ın ayetlerini okuyarak secdeye kapanır, ibadetlerini yaparlar. (3/113)”

Şimdi bu istisnalar bir tarafa, bahsini ettiğim Müslümanlara düşmanlık besleyen kesimin gerçek his ve düşüncelere geleyim. Evet bu ayet kümesi onları nazara veriyor ve demek istiyor ki “Medine’de sizinle birlikte barış içinde yaşama adına söz vermiş, Medine Vesikasına imza atmış olabilirler ama…” Sözün özü işte bu ama bağlacından sonraki üç noktada gizli. Bir uyarıda bulunuyor Allah, müminlere.

Gelelim o ayetlere; buyrun birlikte okuyalım:

“Kafirlere gelince, onların malları da evlatları da Allah’ın huzurunda kendilerine hiçbir fayda sağlamayacak. Dahası, onlar cehennemi boylayacak ve orada temelli kalacaklardır.

Onların bu fani hayatta iyilik adına yapmış olduğu harcamalar tıpkı şu misale benzer: Allah’a itaatsizlik sebebiyle kendilerine yazık eden halkın ekinleri vardır; derken herşeyi önüne katıp ortalığı kasıp kavuran şiddetli bir rüzgar gelir ve o ekinlerin hepsini mahveder. Yalnız şunu bilin ki, Allah onlara zulmetmiş değildir, aksine onlar Allah’a karşı takındıkları isyankâr tavırlarından dolayı kendilerine zulmetmişlerdir.

Ey müminler! Sizinle dinde kardeş olmayanları bütün sırlarınızı ona açacak ölçüde yakın arkadaş ve sırdaş edinmeyin. Çünkü onlar fırsatlarını bulduğunda ellerinden gelen kötülüğü size yaparlar. Sizin sıkıntıya düçâr olmanızı isterler.

Sizin de gördüğünüz gibi, size yönelik öfke, kin ve nefretleri dillerinden dökülüyor. İçlerinde gizledikleri öfke, kin ve nefret ise hiç şüphe yok ki çok daha büyüktür. Eğer düşünürseniz düşmanlarınıza yönelik bu özellikleri size açıkça bildirmemizin bir lütuf, bir nimet ve ihsan olduğunu anlarsınız. Siz çok iyi niyetlerle onları seviyorsunuz ama onlar sizi hiç sevmiyorlar…..” (3/116-119)

Ayetler devam ediyor. Bilerek yarıda kestim. Allah o ilahi kelamında neler demiş diye merak edenler bilgiye ulaşmanın bu kadar kolay olduğu günümüz dünyasında herhangi bir Kur’an mealinden devamını okur.

Pekala ben ne düşünüyorum?

Ben de o hocamızdan farklı düşünmüyorum. Kur’an nüzul toplumuna somut bir şey diyor, nüzul dönemi sonrasından kıyamete kadar yaşayacak Müslümanlara da bir şeyler demek istiyor. Yaşanan hadiseler, o hadiselerde rol oynayan şahısların vasıfları üzerinden de bizlere mesajlar veriyor.

Kimseyi kafir ilan ettiğim yok. 

Sakın yanlış anlaşılmasın. Ben ehl-i kıblenin tekfir edilmez olduğunu bilecek kadar İslami ilimlerde tahsil görmüş bir insanım. Fakat acımasızca bu zulümleri yapan insanların da bu ayetlerde bahsi geçen kişilerle ortak özellikler taşıdıklarını görmek gerektiği kanaatindayım. Aynaya bakmaları kâfi.

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version