Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İstanbul’da yarış sanıldığından zor geçecek

İstanbul’da yarış sanıldığından zor geçecek


M. AHMET KARABAY | HABER İNCELEME

Ülke genelinde 31 Mart 2024’te yapılacak yerel seçimleri yine İstanbul eksenli yaşayacağız gibi görünüyor. Bu kez “İstanbul Sisi mi diyecek, Binali mi?” diye sorulmayacak ama ‘inşaat mühendisi Murat Kurum mu müteahhit Ekrem İmamoğlu mu olacak’ arasında tercih yapılacak.

AK Parti’nin İstanbul’da CHP adayı İmamoğlu’nun karşısına kimi çıkaracağı merakla bekleniyordu. Bugün Haliç Kongre Merkezinde bu resmen açıklanmış olacak ama favori aday adaylarından eski Çevre ve Şehircilik Bakanı Murat Kurum, kendisinin aday olduğunu, ilan edilmeden bir gün önce çıkıp açıkladı.

AK Parti’ye yakın hesaplar da Murat Kurum’un İstanbul adayı gösterileceğine ilişkin paylaşımlar yaptı. Bu iktidar partisinde fazla görülen bir uygulama değil. Önceki dönemlerde adayların kesinleştiği kulislerde konuşulur ardından da Tayyip Erdoğan çıkıp duyururdu. Ortaya çıkan tabloya şaşıranlar oldu. Hatta bunun, asıl adayı gizlemek için bir hedef saptırması olduğu yorumunu yapanlar bile çıktı.

Kurum’un adaylığının konuşulduğu saatlerde adı güçlü aday adayları arasında geçen Esenler Belediye Başkanı Tevfik Göksu’nun kendi hesabından yayınladığı video bazılarının akıllarını karıştırdı.

#Sevinİstanbul çoğu gitti azı kaldı. Gerçek belediyeciliğe tekrar kavuşmana az kaldı. #Yenidenİstanbul pic.twitter.com/jScTBeAGJG

— Mehmet Tevfik Göksu (@mt_goksu) January 6, 2024

Murat Kurum’u, mevcut İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu karşısında “düşük profilli” bulanlar vardı. Bir kez Erdoğan’ı az çok tanıyanlar, onun İstanbul gibi fiilen Türkiye’nin iki numaralı koltuğuna yüksek profilli birini oturtmayacağını bilirler.

Nitekim, 28 Mart 2004 yerel seçimlerinde Beyoğlu Belediye Başkanı Kadir Topbaş’ı aday gösterdiğinde de şaşıranlar olmuştu. Bu kesime göre Kadir Topbaş, hırsı olmayan, yaşlı ve dahası pek kimsenin tanımadığı bir adaydı. Buna rağmen Erdoğan, “Kadir Abi adayımız” diye onu öne sürmüştü.

Aslında 20 yıl önce Kadir Topbaş için yaş dışında eksiklik diye öne sürülenler, bugün Murat Kurum için de geçerli.

Bütün bunlara rağmen Erdoğan’ın düşük profilli aday çıkardığı için İstanbul’dan vazgeçtiği veya “Kaybetse de olur!” gözüyle baktığı anlamına gelmiyor. İstanbul, 40 yıldan bu yana başkanlık koltuğuna oturan kişinin başını döndüren bir metropol. Turgut Özal’ın çok takdir edip şehri emanet ettiği Bedrettin Dalan’dan bu yana bu koltuğa oturan her isim gözünü Ankara’ya dikti. Bunun iki istisnası Nurettin Sözen ve Kadir Topbaş oldu.

Erdoğan’ın, İstanbul’u alacağı konusunda kafasında zerre kadar şüphe yok. Beceriksizliği dışında CHP’yi ve Ekrem İmamoğlu’nu terör örgütleriyle kol kola olup ülkeye düşmanlık yaptığı konusunda bütün araçları kullanıp halkı ikna etmeye çalışacak. Erdoğan, 31 Mart 2019 seçimlerindeki ortamın olmadığına, Kürtleri ikna edecek Canan Kaftancıoğlu gibi bir il başkanının da bulunmadığına güveniyor.

2018’de “İmar Barışı” adı altında çıkarılan imar affının Murat Kurum aleyhinde çalışacağını düşünenler fena yanılıyor. Ayrıca imar affının mimarı Murat Kurum değil. Kurum, o tarihte Emlak Konut GYO’nun başında. 24 Haziran 2018 seçimleri için affın hazırlanmasını isteyen Tayyip Erdoğan, hazırlayıp çıkaran da bugün olduğu gibi o gün de Çevre ve Şehircilik Bakanı Mehmet Özhaseki idi.  Kurum, genel seçimler sonrası Erdoğan’ın yeni sistemle kurduğu hükümetin dışarıdan atadığı bakan olarak göreve başladı.

MUHALEFETİN ELİ ZAYIF DEĞİL

Esas itibariyle muhalefetin eli de esas itibariyle zayıf sayılmaz. 31 Mart 2019’da aday gösterildiğinde Ekrem İmamoğlu’nu seçmen kitlesinin yüzde 12’si tanıyordu. Buna rağmen 3-4 ay gibi kısa sürede “Erdoğan’ı yenen adam!” olarak ipi göğüsledi. Dahası, sonrasında bütün seçim hilelerine ve devlet imkanlarının seferber edilmesine rağmen ikinci kez yapılan 23 Haziran seçimlerinde ikinci kez ve açık farkla kazandı.

Erdoğan, seçim akşamında gittiği Çamlıca Camii’nde söylediği “topal ördek” benzetmesinde haklı çıkmak için elinden geleni yaptı. İstanbul’u yöneten liderin elini kolunu bağlamak için akla gelmeyecek yollara başvurdu. Musluğun sularını kesmeye çalıştı. İmamoğlu döneminde çok başarılı sayılmazsa da imkansızlıklara rağmen İstanbul geçmiş dönemlerden daha kötü yönetilmedi.

Erdoğan, “Yeniden İstanbul” diye hedefini ortaya koyduğunda Ekrem İmamoğlu, polemiğe girmekten çekinmedi.

İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın AKP TBMM Grup Toplantısı’nda dile getirdiği ‘Yeniden istanbul’ açıklamasına yanıt verdi.
🗣️”5 yıl geriden geliyor. İstanbul’un yenilenmesi, güçlenmesi, güzelleşmesi başlığı 31 Mart 2019’da atıldı. Bizi izlemeye devam etsinler.” pic.twitter.com/8zpMtqVFyr

— Gazete Paradigma (@gazeteparadigma) November 29, 2023

İmamoğlu, Erdoğan’a karşı savunma mücadelesi verilerek hedefe ulaşılamayacağını henüz daha yola çıktığında anlamıştı.

KURUM ‘EMİRERİ’ GİBİ ÇALIŞACAĞINA İNANILDIĞI İÇİN ADAY YAPILDI

Tekrar Murat Kurum’a dönecek olursak…

Murat Kurum’u TOKİ’de üst düzeye atandığından bu yana tanıyorum. O dönemde farklı ortamlarda sıkı temas içinde olduğumuz zamanlar oldu. Kendi gibi düşünmekten çekinen, her adımı, “Reis bu konunun şöyle yapılmasını ister” diye atan birisi. Erdoğan’ın da onun böyle düşündüğünden kuşkusu yoktu. Sıradan bir TOKİ memurluğundan, bakanlık koltuğuna uzanan süreçte önünü açan liyakat değil, bu sadakati oldu.

Kurum, TOKİ’de bir memur olarak görev yaptığı sırada Erdoğan’ın dikkatini çekti ve Emlak Konut GYO’nun başında olduğunda özellikle İstanbul’da rant konusunda görevini hakkıyla yerine getirdi. Emlak Konut GYO Genel Müdürü olarak 17-25 Aralık döneminde dinlemeye takılan bürokratlar arasındaydı.

Bakanlığı döneminde Saraya gelir aktarma konusunda bütün riski üstlenerek söylenenleri harfiyen yerine getirmesiyle göz doldurdu. Kupon arazileri bulup ortaya çıkarmada maharetini gösterdi.

6 Şubat Kahramanmaraş merkezli deprem sonrasında halkın sıkıntılarına çözüm bulmak yerine kamuoyunu nasıl yönlendiririz peşinde koşarak rüştünü bir kez daha ispat etti.

Kahramanmaraş’ta 35 kişiye mezar olan Ezgi Apartmanın yıkılmasının sorumlusu Sami Kervancıoğlu ile kurduğu ilişkiler bir dönem gündem olmuştu. MÜSİAD Kahramanmaraş Şube Başkanı olan Kervancıoğlu, aynı zamanda Kervan Pastanelerinin ve Alpedo dondurmalarının sahibi. Şimdi ise 35 kişinin ölümünden sorumlu müteahhit olarak firari durumda.

Kurum, aday olduğunu dün açıklarken İstanbul’un deprem sorununun ilk el atacağı konu olduğunu söyledi. Kurum’un ilk iş olarak Sami Kervancıoğlu’nu yakalatmakla seçim çalışmalarına başlaması hayli inandırıcı olabilir…

Kurum’un, matematik öğretmeni olan eşinin geçen hafta RTÜK’te müdür yapılması sosyal medyada ayıp bir şeymiş gibi paylaşılıyor. “Çalıyor ama çalışıyor” denilerek hırsızlığın ayıp sayılmadığı bir ülkede, torpili ayıp sayan mantığa benim diyebileceğim bir şey yok.

Erdoğan, İstanbul’un yeni rant planını “rezerv alan” kılıfı altında nasıl şekillendireceğini Ekim ayında Meclis’ten geçirdiği yasa ile hazırlamış oldu. CHP’nin umudunu kırmak istemem ama bu seçimde 5 yıl önceki tarzda bir ittifak gücü oluşturulabilmiş değil.

Ayrıca Erdoğan’ın elinde Yüksek Seçim Kurulu gibi bir maymuncuk var. Beğenmezse seçimi iptal ettirir, isterse kullanılmamış seçmenlerin oy pusulalarını bile kullanılmış sayıp AK Parti adayı lehine çevirebilir.

Ekrem İmamoğlu’nun bütün bunlara rağmen kazanabilmesi için oy farkının yüzde 2-3 gibi olması yetmez. En az yüzde 7-8’lik bir oy farkı gerekiyor.

Bu seçimin adrenalini, 31 Mart ve 23 Haziran seçimlerinin karesi kadar yüksek olacak.

Hepsini bir kenara bırakın. Bugün Pazar. Ferhan Şensoy ustanın bugün çoğu hayatta olmayan oyuncularla sahnelediği “İstanbul’u satıyorum” dediği müzikalle sizleri baş başa bırakayım.

 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version