Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Rıza Çalımbay suçlu, çünkü… 

Rıza Çalımbay suçlu, çünkü… 


HASAN CÜCÜK | YORUM

Türk futbolu evlatlarını harcama konusunda oldukça mahir. Yıllarca başarıyla terlettikleri formaya veda ettikten sonra kulübüne teknik adam olarak hizmet etmek isteyen efsane isimler bozuk para gibi harcanıyor. Son örnek, Beşiktaş’ın efsane kadrosunun ‘Atom Karınca’ lakaplı kaptanı Rıza Çalımbay. Beşiktaş, sahasında Corendon Alanyaspor’a 3-1 yenilmesinin ardından Teknik Direktör Rıza Çalımbay ile yolların ayrıldığını açıkladı.

Kariyeri boyunca sadece siyah-beyaz formayı giydi, kazanmadık başarı bırakmadı. Rıza Çalımbay, futbola veda ettikten sonra yüzüne bakmadılar. Ta ki sıkışına kadar! Del Bosque’yi gönderen Yıldırım Demirören tribün tepkisini dindirme adına Rıza Çalımbay’ı göreve getirmişti. İlk tökezlemede ise kovmakta sakınca görmedi. Aslında suç Rıza Çalımbay’da. Yöneticilerin lügatinde vefa diye bir kavram olmadığını şimdiye kadar çoktan anlamış olmalıydı.

Dümeni bozuk bir gemiye dönüşen Beşiktaş henüz ligin 16 haftası geride kalırken bir teknik adam kıyımına daha imza attı. Sahasında Alanyaspor’a 3-1 yenilmesinin faturası teknik direktör Rıza Çalımbay’a kesildi. Zaten 17 Aralık’a kadar sözleşmesi olan Rıza Hoca, yönetimin ‘daha fazla yıpranmasın’ inceliğiyle(!) görevden alındı. Yolları ayrılma kararı samimiyetten uzak şu cümlelerle bitiyordu; “Efsane kaptanımız ve futbolcumuz Sayın Rıza Çalımbay’a tüm emekleri için teşekkür ederiz.’”

1963 doğumlu Rıza Çalımbay, henüz 17 yaşındayken A takım kadrosunda yer buldu. Tam 16 yıl boyunca formasını başarıyla terletti. 6 lig şampiyonluğu, 3 Türkiye Kupası ve 4 Süper Kupa’nın Beşiktaş’ın müzesine taşınmasında teri vardı. Tekniği üst düzey değildi. Magazin basınına gündem de olmuyordu. Sahaya çıktığında ilk düdükten son düdüğe kadar mücadele ediyordu. ‘Atom Karınca’ lakabının hakkını sonuna kadar verdi. 8 numaralı forma ve kaptanlık pazubandının teslim edildiği Rıza Çalımbay, futbola veda ettikten sonra kulübünden görev beklemesi doğaldı. Kramponlarını çıkarınca, televizyon stüdyosu veya gazete köşesine transfer olmayı değil, eşofmanlarını giyip futbola hizmete devam etti. Anadolu’yu dolaştı ama gözü hep ‘aşkı’ Beşiktaş’tan gelecek teklifte oldu.

Beklediği teklif futbola vedasının 15. yılında geldi. Türk futboluna zarar verme ustası Yıldırım Demirören, Vicente Del Bosque’yi gönderdiğinde tribünlerin gazını alma adına Rıza Çalımbay’ı Ocak 2005’te göreve getirdi. Demirören, taraftarın yönetimden daha vefalı olduğunu bilmeyecek kadar saf değildi. Nitekim taraftarın gazı alındıktan sonra ilk fırsatta Rıza Çalımbay’ın görevine son verdi. 2001’de başlayan teknik adamlık yolculuğunda Rıza Hoca, kulübünden göremediği vefayı doğduğu şehirden gördü. İki dönemde toplam 7 yıl Sivasspor’u çalıştırdı. 2022’de Sivasspor tarihinde ilk kez Türkiye Kupası’nı kazanırken, kulübede tatbikî Rıza Çalımbay vardı.

Eski Başkan Ahmet Nur Çebi, Şenol Güneş ve Burak Yılmaz sonrası Rıza Çalımbay’ı ‘acil durum’ için göreve getirdi. Koltuğunu bırakmak için gün sayan Çebi, Çalımbay’la ‘ilk yarı sonuna kadar’ imza attı. İşte Rıza Hoca’nın hatası burada başladı. İstifa etmiş bir yönetimin kısa süreli sözleşme teklifine hayır demeliydi. Tabi bunu demiş olsa taraftar nezdinde ‘zor zamanda’ kulübü yüz üstü bırakan kişi olacaktı. Rıza Çalımbay, takımı toparlayacağına inanmış olmalı. Veya her ne kadar sözleşmede 27 Aralık’a kadar yazsa da gelen yönetimin kendisiyle devam edeceğini sanmış olmalı. Başkanlığın favori adayı Hasan Arat’ın yönetim kadrosunda birlikte top oynadığı Feyyaz Uçar ve Samet Aybaba’nın olması da imza atmasında muhakkak etkili olmuştur.

Ancak güvendiği tüm dağlara kar yağdı. Kafasında sezonu bitirmiş, formsuz ve sakatlılarla dolu bir oyuncu topluluğunu kısa sürede ayağa kaldırmak mümkün değildi. Nitekim Rıza Hoca, Club Brugge ve Fenerbahçe maçlarında bunun çaresizliğini yaşadı. Devre arası takviye planı da kovulmasıyla akim kaldı. Yeni Başkan Hasan Arat, Rıza Çalımbay’la görüşme zahmetinde bulunmazken, birlikte siya-beyazlı formayı terlettiği Samet Aybaba ve Feyyaz Uçar da vefalı davranmadı.

Özellikle Alanyaspor maçı sonrasında yaptığı açıklamalar eleştirilebilir. Nitekim kaleci Mert hakkında sarfettiği sözler için özür diledi. Her şeye rağmen Rıza Çalımbay bu kadar kolay kenara atılacak biri değildi. Vefayı geçtim, tel tel dökülen bir kadroyu bırak Rıza Çalımbay, Jürgen Klopp veya Pep Guardiola gelse ayağa kaldıramaz. Yemeği yiyenler (Ahmet Nur Çebi yönetimi) elini yıkayıp çıkarken, hesabı Rıza Çalımbay’a kilitlediler.

Rıza Çalımbay, Beşiktaş’ın yediği ilk evladı olmadı. Son da olmayacak. Rasim Kara, Ertuğrul Sağlam, Samet Aybaba ve Sergen Yalçın benzer akıbeti yaşadı. Suç yine de Rıza Çalımbay’ın. Vefasızlığın vefa olduğu, teknik adamların bozuk para gibi harcandığı Türk futbolunda Rıza Çalımbay, adını kullanıp taraftarın öfkesini dindirmek isteyenlere ‘hayır’ demeliydi. Kalbinin kulübünde teknik adam beklentisinde olanlar, ‘’40 günde Rıza Çalımbay’ı harcayanlar, bize ne yapmaz.’’ düşüncesini akıllarından çıkarmasınlar.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version