Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bayer Leverkusen, makus talihini yenebilecek mi?

Bayer Leverkusen, makus talihini yenebilecek mi?


YORUM | HASAN CÜCÜK 

Almanya Bundesliga için ‘Bayernliga’ demek yanlış olmaz. Bavyera’nın güçlü ekibi son 11 sezondur şampiyonluğun tek adresi oldu. Bayern’i şampiyonluk yolundan etmek için her sezon başka ekipler yoluna taş koymaya çalıştı. Borussia Dortmund ve RB Leipzig, Bayern’i şampiyonluk yarışında en fazla zorlayan ekipler oldu.

2000’li yıllarda Bayern’in belalısı Bayer Leverkusen’di. Ancak bu fazla sürmedi. Klasik bir Bayern taktiği olan ‘Rakibinin en önemli yıldızlarını transfer et’ politikası Bayer Leverkusen’i yarış dışına itti. 2021-22 sezonunu Bayer Münih’in 13 puan gerisinde üçüncü tamamlayan Bayer Leverkusen, Ekim 2022’de takımın dümenini İspanyol efsane Xabi Alonso’ya teslim ettikten sonra farklı bir kimliği büründü. Bu sezon hiç olmadığı kadar farklı bir Leverkusen var. Henüz yenilgi görmedi. Sadece bir beraberlik aldı. Kime mi karşı? Son 11 yılın şampiyonu Bayern’e karşı, hem de deplasmanda.

Bayer Leverkusen tarihinin kırılma noktasına gitmek için geçmişe doğru bir yolculuk yapalım. Sadece 11 gün. Evet bir takımın bütün hayallerinin yıkılması 11 güne sığmıştı. Tarih Mayıs 2002. Bayer Leverkusen 3 cephede başarıyla mücadele veriyor. Ligde şampiyonluk şarkıları söyleniyor, Almanya Kupası’nda final şansı yakalanıyor. Ve en önemlisi Şampiyonlar Ligi’nde finale yükselen iki takımdan biridir Bayer Leverkusen. Ligin bitimine 3 hafta kala en yakın rakibine 5 puan fark atan Bayer Leverkusen üst üste puan kaybedince son maçına kazanmak zorunda kalıyor. İlk darbeyi ligde kendi sahasında Nürnberg’e 1–0 yenilerek alan Bayer Leverkusen, 98 yıllık tarihinde ilk kez bu kadar yakın olduğu şampiyonluğu elinden kaçırıyordu.

Ligi kaybetmenin moralsizliğiyle kupa finalinde Berlin’de Schalke 04 ile karşılaşan Leverkusen, 1-0 öne geçtiği maçı 4-2 kaybederek kupadan da oluyordu. 3 kupayı hedefleyen Leverkusen kısa sürede ikisini kaybedince geriye tek hedef kalıyordu. Şampiyonlar Ligi’ni kazanıp kara bulutları dağıtmak için mutlaka Real Madrid’in geçilmesi gerekiyordu. Zidane’nin akla ziyan attığı muhteşem sol vole ile maçı 2–1 kaybeden Leverkusen sadece 11 günde 3 kulvarda hezimeti yaşamanın tatsızlığını tadıyordu. Leverkusen, 11 günde Neverkusen (asla) oluyordu.

2001-02 sezonunda Borussia Dortmund 70 puanla şampiyon olurken, bir puan geride kalan Leverkusen ikincilikle yetiniyordu. Bayern ise üçüncü olacaktı. 11 günlük çöküşün travması ağır oldu. Christoph Daum sonrası bayrağı devralıp başarı grafiğini yükselten teknik adam Klaus Toppmöller hezimetlerden en çok etkilenen isim oldu. Almanların en parlak teknik adamları arasında gösterilen Toppmöller, son kulvarda takımı iyi motive edememenin faturasını Şubat 2003’te kovularak ödedi.

Bayern Münih harekete geçip, Leverkusen kadrosunun iki önemli ismi Ze Roberto ve Michael Ballack’a kanca attı. Alman futbolunun Lothar Matthaus sonrası en büyük yıldızı gösterilen Ballack’a 6 milyon, Ze Roberto’ya ise 9,5 milyon Euro ödedi. 2004’te Bayern Münih, bu kez Leverkusen defansının en önemli ismi Lucio’yu alarak, rakibine bir darbe daha vurdu. Aynı yıl Leverkusen orta sahasının beyni olan Yıldıray Baştürk Hertha Berlin’e, Oliver Neuville’nin ise Borussia Dortmund’a gitmesiyle Bayer Leverkusen’i üç kulvarda iddialı konuma getiren kadro resmen dağıldı.

Bayer Leverkusen, 1978-79 sezonunda 2. Bundesliga Kuzey’i şampiyon tamamlayıp, tarihinde ilk kez Bundesliga’ya yükseldi. Bir daha da küme düşmedi. Korku sezonu 1995-96’da gerçekleşti. Sezonun son maçında Kaiserslautern’i yenerek ligde kalmayı başardı. 1997-2002 arasındaki 5 sezonun 4’ünde ligi ikinci olarak tamamladı. 2002’de yaşadığı yıkım sonrası Jupp Heynkes’le 2010-11 sezonunda tekrar ikincilik görmek nasip oldu. İlginçtir o sezon da şampiyon Borussia Dortmund olacaktı. Teknik patron ise tanıdık biri; Jürgen Klopp’tu. Müzesinde sadece iki kupa bulunan Bayer Leverkusen, 1988’de UEFA Kupası, 1993’te Almanya Kupası sevinci yaşadı. Şampiyonlar Ligi tarihine ise adını, liginde şampiyonluk görmeyip de Şampiyonlar Ligi’nde final oynayan ilk ve tek takım olarak yazdırdı.

Ekim 2022’de göreve başlayan Xabi Alonso oynattığı pozitif futbolla dikkatleri çekmişti. Alonso öncesi çıktığı 8 maçın 5’inden mağlup ayrılan Leverkusen, bir galibiyet alırken, hanesinde iki de beraberlik vardı. Ligin dibine demir atan Leverkusen’i toparlayan Alonso sezonu 6. sırada bitirip Avrupa vizesi almayı başardı.

Bu sezon Xabi yaptığı nokta transferlerin meyvesini hem lig hem de Avrupa’da almayı başardı. Geride kalan 11 haftanın 10’unda sahadan 3 puanla ayrılırken, sadece Bayern deplasmanından beraberlikle döndü. UEFA Avrupa Ligi’nde ise 4’te 4 yapıp 12 puanla en yakın takipçileri Karabağ ve Molde’yi ikiye katladı. 20 milyon Euro ödenen santrafor Victor Boniface 7 golle en fazla skora katkı veren oyuncu oldu.

Asıl sürpriz ise Benfica’dan bedelsiz alınan Alejandro Grimaldo’dan geldi. 6 gol atan Grimaldo 5 de asist yaptı. Sağ bek Jeremie Frimpong da Alonso’nun verdiği görevi hem defansta hem de ofansta başarıyla yerine getiren isim oldu. Attığı 3 golü, 6 asistle taçlandırdı. Beklerin skora maksimum katkı sağlaması başarının anahtarlarından biri oldu. Yine sağ kanat Jonas Hofmann attığı 5 gol ve yaptığı 6 asistle öne çıkan isim oldu. Transferden fiyasko ise Southampton’dan 23 milyon Euro bedelle Leverkusen renklerine bağlanan Nathan Tella oldu.

Sezonun üçte biri geride kalırken, Leverkusen beklentilerin çok üstünde bir performans sergiledi. Gelecekteki Real Madrid teknik direktörü olarak gösterilen Xabi Alonso, çıraklık sürecinden kalfalık dönemine geçmiş bulunuyor. Sezon sonunda Bayern hegemonyasını yıkarsa Real yolu sonuna kadar açılmış olur.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version