Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yargıdaki çürüme; hırsızlar kavga edince çaldıkları dökülür

Yargıdaki çürüme; hırsızlar kavga edince çaldıkları dökülür


YORUM | MEHMET TAHSİN

İstanbul Anadolu Adliyesi Başsavcısı İsmail Uçar sonunda patlamış. HSK’ya verdiği şikâyet dilekçesinde adliyede dönen yolsuzlukları biri bir ifşa etmiş. Uçar’a göre Anadolu Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı’nın önerdiği isimler, çok sayıda şüpheli karara imza atmış; Para karşılığı habere erişim engeli kararları almış, 125 kilo uyuşturucu ile yakalananları iki ayda, 1,5 milyon Euro gasp eden bir suçluyu altı ayda tahliye etmiş, Komisyon Başkanı bazı sanıklara beraat verilmesi için hakimlere baskı yapmış, tehdit etmiş ve saire… Başsavcı Uçar’ın şikayetinin detaylarını Serbestiyet veya Birgün’ün haberinden okuyabilirsiniz.

ADALET KOMİSYONU BAŞKANI NE İŞ YAPAR?

Bilmeyenler için söyleyelim; ‘Adalet Komisyonu Başkanı’ adliyelerde hakimleri görevlendiren kurulun başkanıdır. Hakimlerin nöbet çizelgesini hazırlar, izinli hakimlerin yerine kimin bakacağını tayin eder, raporlu olanların yerine mahkemeye hâkim yetkilendirir vs. 

Anadolu Adliyesinde bu görevi uzun süredir Bekir Altun yürütmekteydi. Geçtiğimiz ağustos ayında, Bekir Altun bu görevini Ahmet Kaya’ya devrederek İstanbul Adliyesi Adalet Komisyonu başkanlığına atandı. Bekir Altun için Anadolu Adliyesinde düzenlenen veda törenine Başsavcı İsmail Uçar yerine Başsavcı Vekili Ömer Kurtuluş Aksoy katılmış. Öyle anlaşılıyor ki Başsavcı Uçar’ın kavgası eski adalet komisyonu başkanı Bekir Altun’la. 

Uçar’ın şikâyet dilekçesini alan Hakimler Savcılar Kurulu Bekir Altun’a kıyamamış(!), İstanbul Adliyesinde Komisyon Başkanı olarak görevlendirmiş. 

Bekir Altun adını ilk defa Tahşiyeciler soruşturmasının sulh ceza hâkimi olarak duyduk. 19 Aralık 2014 günü Hidayet Karaca ve bazı polislerin tutuklama kararını veren hâkim, Bekir Altun idi. Hatırlarınız, 14 Aralık 2014 tarihinde, Zaman Gazetesi Genel Yayın Müdürü Ekrem Dumanlı ile Samanyolu Yayın Grubu Başkanı Hidayet Karaca yüzlerce polisin katıldığı bir baskınla gözaltına alınmıştı. 5 gün gözaltında tutulduktan sonra Ekrem Dumanlı adli kontrolle serbest bırakılıp Hidayet Karaca ve bazı polisler tutuklanmıştı. Hidayet bey o gün bugündür Silivri zindanında. İşte o günlerde bu operasyonun İstanbul Adliyesinde görevli bir başsavcı vekili ile bir medya grubunun avukatı tarafından planlandığı yazılmıştı. ‘

BAŞSAVCININ ODASININ YANINDA ODASI OLAN PELİKANCI AVUKAT

‘Avukat ne alaka’ demeyin, o sıradan bir avukat değil, o zamanlar Yeni Şafak’ın avukatı; sonradan Recep T. Erdoğan’ın da avukatlığını yapacak olan Mustafa Doğan İnal. Sadece bunlar değil, Tahşiyecilerin lideri Mehmet Doğan’ın avukatı, Reza Zarrab’ın avukatı, El Kaide ile bağlantılı Yasin El Kadı’nın avukatı… 

 

İşte o gün kurulan Tahşiye Kumpası yüzünden Hidayet Karaca ve bazı polisler 8 yıldır tutuklu. O gün tutuklama kararını veren Sulh Ceza Hâkimi Bekir Altun’a gelince, -ki kendisinin de bu kumpasın bir parçası olduğunu varsayıyoruz- Anadolu Adliyesine adalet komisyonu başkanı yapıldı. 

Avukat Mustafa Doğan İnal ise Erdoğan’ın vekaletini de aldıktan sonra adliyelerde terör estirmeye başladı. Bir savcıya “Kül tablasını getir buraya, sigaramın külünü dökeceğim” dediği zaman, savcı koşa koşa gidip kül tablasını götürüyordu mesela. Eski Yargıçlar Sendikası Başkanı Mustafa Karadağ’ın “Pelikan grubu temsilcisinin İstanbul Başsavcısı’nın odasının yanında odası var. Böyle dedikodular dolanıyor. Biz biliyoruz bunu. O kata bizim çıkmamız yasak ama. O kişi bir avukat, yargı çevrelerinin de yakından tanıdığı bir avukat.” dediği şahıs Mustafa Doğan İnal’dı.

Biz konumuza dönelim. Bekir Altun Anadolu Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanı olunca Mustafa Doğan İnal’ın işleri daha bir açılmış. Örneğin Fransız kökenli dünyaca ünlü SEB Grup (Tefal), yargıya intikal etmiş 900 milyon lira (o tarihte 240 milyon USD) borcundan kurtulabilmek için Avukat Mustafa Doğan İnal’dan yardım istiyor. İnal, 100 milyon lira karşılığında Tefal yetkililerini, Adalet Komisyonu Başkanı Bekir Altun’la istinaf mahkemesi başkanı Hayri Kaynar’ın odasında buluşturuyor. Buluşmanın amacı davaların seyrini değiştirmek. 

Ancak toplantıda bulunan şirketin eski CEO’sunun aldığı ses kayıtları bu buluşmayı deşifre ediyor. Alacaklı tarafların avukatı ses kayıtlarıyla beraber savcılığa suç duyurusunda bulunuyor. Skandal medyaya yansıyınca Mustafa Doğan İnal, ses kayıtlarının montaj olduğunu iddia ederek, haberi yapan gazetecilere dava açtı. E adliye onun kontrolünde olunca karar çıkarmak zor olmasa gerek. 

Başsavcı İsmail Uçar’ın şikâyet ettiği usulsüzlüklerden sadece biri Tefal skandalı. Serbestiyet’in haberinde yer alan yolsuzlukların her biri normal bir ülkede tozu dumana katar. Ama Türkiye’de öyle olmuyor. Hakimler Savcılar Kurulu Bekir Altun’u bu defa “kör göze parmak” dercesine İstanbul Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanlığına tayin ediyor. 

YARGIDAKİ ÇÜRÜMENİN MİMARLARINDAN BİRİ DE İSMAİL UÇAR 

İsmail Uçar’a gelince… Sanki adliyede yolsuzluk yapıldığına ilk defa tanık oluyormuş gibi dürüst savcı pozları kesmesi hiç inandırıcı değil. 6 yıl önce İstanbul Adliyesinden Anadolu Adliyesine atandığında kendisini çiçeklerle karşılayan Bekir Altun’la aralarındaki kavganın etik kavgasından ziyade pasta paylaşımında çıkan anlaşmazlık olarak görmek lazım. Uçar, HSK’ya yazdığı şikayet dilekçesinde çürümeden bahsediyor. Eğer bir çürümeden bahsedilecekse, 17 Aralık yolsuzluk soruşturmasını kapatıp Reza Zarrab ve rüşvet alan bakanları aklayarak buna en büyük katkıyı sunan bizzat kendisidir. 

İstanbul Adliyesinde görev yaptığı dönemde onlarca şirkete hukuksuzca kayyım atanmasını sağlayan, 15 Temmuz sonrasında da TMSF’ye devredilen bu şirketleri yönetmek üzere karısı Çiğdem Uçar’ın TMSF fon kuruluna tayin ettiren de kendisidir. El koydurduğu şirketlerin yönetimine karısını getirmek çürümüşlük değildir de nedir? 

Özetle, yargıdaki Pelikan Grubuyla İsmail Uçar arasında çıkan kavganın ilk raundunun galibi şimdilik Pelikan Grubunun adamı Bekir Altun olmuş. Çünkü daha iyi bir pozisyon olan İstanbul Adliyesi Adalet Komisyonu Başkanlığına atanmış. Pelikan grubunun muhalifleri de İsmail Uçar’ın HSK’ya yazdığı şikâyet dilekçesini medyaya sızdırarak okkalı bir karşılık vermiş. Bakalım gong çaldığında ringte kim ayakta kalacak. 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version