YORUM | HASAN CÜCÜK
Galatasaray – Beşiktaş derbisinde ibre ev sahibi takımdan yanaydı. Derbiler üç ihtimalli söylemine takılmayın. Bazen tek ihtimal geriye kalıyor. Ligde bir beraberlik hariç tüm maçlarını kazanan Galatasaray. Diğer yandan teknik direktörü Şenol Güneş’in istifasıyla rotasını kaybeden bir Beşiktaş. Form grafiğinde Galatasaray bariz üstündü. Keza kadro olarak da fark sarı-kırmızılardan yanaydı. Sahaya dezavantajlı çıkan Beşiktaş, darbeyi rakibinden değil kendi oyuncularından yedi. Defanstan çıkarken yapılan inanılmaz hatalar ilk yarım saat dolmadan Beşiktaş’ın ipini çekti.
Futbol elbette istatistiklerden ibaret değil. Ancak rakamların dili durum raporu açısından önemli. Bir tarafta 8 maçta 22 puan toplayan Galatasaray, diğer yanda 16 puanı bulunan Beşiktaş. Galatasaray attığı 16 gole karşılık, kalesinde 4 gol gördü. Beşiktaş’ın durumu bunda da kötü, attığı 12 gole karşılık kalesinde 9 gol gördü. Bir de son 6 maçta rakip sahada galip geleme istatistiğini eklediğimizde Beşiktaş’ın işinin çok zor olduğu aşikardı.
Cüneyt Çakır’ın düdüğünü bırakmasıyla Türk hakemliğinde fetret devri başladı. Hoş Çakır varken de yanına yazacağımız ikinci bir isim yoktu. Çakır sonrasının en gözde ismi Halit Umut Meler, derbinin hakemiydi. Hani en gözdesi bu ise. Derbide düdük çalacak hakemin adı ne olursa olsun baskıyı kaldırması lazım. Ev sahibi takımın ezici seyirci üstünlüğünü hesaba katması lazım. Elbette düdük çalarken cesur olmalı. Baskıya bir kez boyun eğerse, gerisini getirmesi mümkün olmuyor. Standartı iyi yakalamalı. İyi de ne yaptı bu Halil Umut Meler diyebilirsiniz? Hatta bariz bir hatası yoktu diye devam edebilirsiniz. İlla hatanın golle sonuçlanması gerekmiyor.
Örneğin ilk çeyrek dolmadan Galatasaray topu yarı alanından taşırken top Rashica’nın koluna çarptı. Beşiktaş açıcından rakibi hazırlıksız yakalayıp, pozisyon şansını Kerem’in abartılı itirazıyla Halil Umut Meler kesti. Kol vücuda yapışık ve top dirsekten yukarıya çarpıyor. Faul düğünü Kerem’in çalmadığını söylemek abartı olmaz. Yine Tete’nin Bakhtiyor Zaynatdinov’a hava topundaki faulünü es geçti. Hakem adil olmayınca, oyuncular kendi adaletini sağlama yoluna gidip ‘kıyasa kıyas’ deyip faul yaptı. Kritik ve kart gerektirecek pozisyonlarda sahada yoktu.
Derbinin öne çıkanı Beşiktaş’ın inanılmaz defans hataları oldu. Oysa maça iyi başlamışlardı. Rakibin tehlikeli ayaklarına dordurmak için sahanın her alanında pres yaptılar. Güç dengesini ancak daha çok mücadele ile kapatacaklarının farkında olan bir Beşiktaş vardı. Rachid Ghezzal’a gole çok yaklaştılar ancak direk izin vermedi. Bu pozisyondan sonra Beşiktaş defansının hatalar zinciri başladı. Golden önce stoper Colley topu uzaklaştırma yerine baskı yemesi muhtemel kaleci Mert Günok’a verdi. Baskı sonrası Mert topu iyi kullanamayınca top geri döndü. Colley bir kez daha müdahale imkanını ıska geçip, Icardi’ye asist yaptı. Olmayan pozisyondan Galatasaray golü buldu.
26’da kalesinde defans hatasıyla gören Beşiktaş sadece 3 dakika sonra ölümcül bir hata daha yaptı. Orta sahaya birkaç metre mesafedeki Fernandes en olmayacak pas opsiyonunu kullanıp, geri pası verdi. Kime? Rakibin gol ayağı Icardi’ye. Kaleci Mert kalesini terk edip Icardi’yi ceza alanı dışında karşıladı. Kaleciyi geçen Arjantinlinin kaleye gönderdiği topu filelere buluşmadan Amartey engelledi ama VAR kontrolüyle Mert’in topa elle müdahalesiyle oyundan atıldı. Golü attıran defans hatası, inanılmaz bir hata ile daha takımı bir kişi eksik bıraktı. Eksik rakibi karşısında sarı-kırmızılar pozisyon üstüne pozisyon bulmasına karşılık skoru değiştiremedi.
Burak Yılmaz, ikinci devre oyuna Masuaku ve Oxlade-Chamberlain’i aldı. Ghezzal’ın da sorumluluk almasıyla oyunda denge sağlandı. 69’da Rosier’n getirip Oxlade-Chamberlain’in kaydettiği golle skora eşitlik geldi. Beraberlik şokuyla Galatasaray oyunu tamamen rakip alana yıktı. Kaleci Ersin’in markaj altındaki Hadziahmetovic’i gereksiz pası sonrası gelişen pozisyonda Halil Umut Meler penaltı noktasını gösterdi. Pozisyona yakın olan Meler’in hatalı düdüğü VAR’dan döndü. Hadziahmetovic müdahalesi topa değil rakibe olsa bile pozisyon ceza alanı dışındaydı. Bu kez VAR kurtardı Meler’i. 82’de Meler bu kez doğru bir düdük çalıp, Hadizahmetovic’in topa elle müdahalesini penaltıyla cezalandırdı. Icardi topu ağlarla buluşturup skoru 2-1’e getirdi. 90+2’de Rosier’in ıskaladığı top, Beşiktaş’ın son puan umudunu da alıp götürdü.
Maçtan önceki beklenti doğru çıktı. Ancak Beşiktaş mücadelesiyle kolay lokma olmadığını gösterdi. Galatasaray’ın kaliteli ayaklarını henüz sahaya yansıttığını söylemek mümkün değil. 70 dakika 10 kişi oynayan rakibi karşısında pozisyon buldu ama ezen bir futbol ortaya koyamadı. Hakem ve Galatasaray eleştirisine okuyuculardan itiraz eden olacaktır. Hatta ‘tarafgir’ yorum yaptığımı düşünenler çıkacaktır.
Derbilerde futbol kalitesi her zaman üst düzey olmuyor kabul ediyorum. Ancak bu denli yaralı Beşiktaş karşısında özellikle ikinci yarının başında aciz duruma düştüler. Keza kadro yapısı rakibinden birkaç gömlek üstün Galatasaray’ın futbolcu kalitesini oyuna yansıttığını görmek mümkün değil. Şansı skoru değiştirecek oyuncuların çokluğu. Son bir linç yemeye açık cümle yazayım; Okan Buruk’un takım geriye düştüğünde veya beraberlik halinde çıkış planı bulunmuyor. Ama Manchester United maçı demeyin, kaleci Onana’nın ikramlarını çıkarsanız geriye ne kalır?
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***