Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Savaşın ahlakı!

Savaşın ahlakı!


YORUM | ALPER ENDER FIRAT 

Uzun bir sakal bırakınca, öldürürken de “Allahu Ekber” diye bağırınca bir anda İslami oluyorsunuz. En iğrenç şeyleri tekbir getirerek yapıyor, sivilleri öldürüyor, çocukları ateşe veriyorsunuz. Bir kadını katlediyor, bununla yetinmeyip elbiseleri üzerinden çıkarıyor araba kasasında sergiliyorsunuz. Kayıt altın aldığınız her vandallıkta ahlaki, insani, dini kurallar umrunuzda olmuyor ama tekbir getirmeyi asla unutmuyorsunuz.

Yüzlerce sivilin katledildiği eylemlerin haberini, televizyondan izlerken yine kameraları açtırıyor, şükür secdesine varıyorsunuz. 

Vahşet, kan, kadın, çocuk, sivil katliamları ve fonda Allahu ekber sesleri, şükür secdesi. 

Medeniyete düşman bir din görüntüsünü, insanların beynine çakabilmek için bir film kurgulasa ancak bunlar yapabilirdi. 

Bunlar yetmiyormuş gibi BBC’ye konuşan bir Hamas yetkilisi, rehinlerin yarısından fazlasının sivil olduğunu ve rehineler arasında yirmiden fazla çocuk ve biri hamile altı kadın bulunduğunu söylüyor.

Hamileye, çocuğa, kadına hangi ahlak, hangi dini hükümle el uzattığını açıklama gereği duymuyor tabii ki. 

Hamas, terör ile dini birbirine bir kez daha yapıştırırken aynı zamanda Filistin meselesindeki ahlaki üstünlüğe de suikast yapıyorlar. Hatırlayacaksınız daha yakın tarihe kadar tüm dünyanın desteklediği haklı Filistin mücadelesi, bugün neredeyse herkesin kınadığı ve ürktüğü bir kimliğe dönüştü? Filistin’in işgaline karşı mücadele edenler sokaktaki masum Yahudilere zarar vermez, direkt İsrail devleti ve ordusunu hedef alırdı. Bu duruş, Filistinlilere büyük bir ahlaki üstünlük sağlardı ve dünya çapında sempati uyandırırdı. Oysa bu şimdi hamile kadınlara, çocuklara, sivillere uzanmış ahlaksız katillerin eliyle ahlaki üstünlüğü tamamen kaybetmiş durumda. 

Hamas, Gazzelilerin canları üzerinden Netanyahu politikalarına can suyu taşıyor. 

Türkiye’de Siyasal İslamcılarla Kemalizm, birbirinin sırtına yaslanarak nasıl yükseliyorsa Hamas ile siyonizm de öyle birbirinin sırtına yaslanarak var oluyorlar. Kemalizmin yaşayabilmesi için o karikatürize din görüntüsünün, siyasal İslamcı dinbazların var olabilmesi için de Kemalizmin faşizan ve jakoben tavırda olması gerekiyor. 

İki kesim de hizmet hareketine ölümüne düşmanlar çünkü medeniyetle barışık müslümanlık, iki kesimin de paradigmalarını ortadan kaldırıyor. Siyasal İslamcıların, Kemalistlerin ve onların dünyadaki izdüşümlerinin bize karşı dinmek bilmeyen öfkelerinin altında medeni dünya ile kurduğumuz diyalog yatıyor. Bu vandal, vahşi, kan emici İslam imajını kökünden sarsıyor.

Siyonizm ve Hamas da Türkiye’deki siyasal İslamcılarla Kemalistlerin birbirlerine muhtaç oldukları gibi birbirlerine muhtaçlar. 

Burada bir şeyi yüksek sesle bir kere daha tekrar etmemiz lazım, İslam Şark’ın Batı’yla hesaplaşma aracı, batıya hesap sorma yolu değildir. İslam sadece Ortadoğu halklarına gelmiş, sadece onları muhatap alan bir din de değildir. Onların dünyalık siyasi amaçları için münafıkane kullanacakları bir araç hiç değildir. 

İngilizler, Fransızlar, Yahudiler, Ruslar ya da herhangi bir ırk ve düşünceye mensup kişiler bir müslümanın peşin peşin düşmanı olamaz. Devletlerin, ulusların, parti görünümlü hırsızlık şebekelerinin siyasi çıkarlarına asla payanda yapılamaz. 

İslam’ın evrenselliği, bütün insanlığa gelmişliği ve bütün insanlığı muhatap almışlığı başka şeydir katil ruhluların onu kendilerine münafıkça siper etmeleri bambaşka bir şeydir. İslam yeryüzündeki herkesin muhatap olduğu evrensel bir hayat yoludur. Bediüzzaman’ın dediği gibi “Medenilere galebe ikna ile olur icbar ile değil”. 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version