Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan ebedi şef olmak isterse

Erdoğan ebedi şef olmak isterse


YORUM | ALPER ENDER FIRAT 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin Yüksel Yalçınkaya kararından sonra muhalefetten tek bir cümle gelmemesi, 15 Temmuz rejiminin iktidar ve muhalefetiyle ortak kurulmuş bir suç rejimi olduğunu ispat ediyor. Eğer muhalefet bu zulümde kendisini ortak hissetmeseydi, AKP iktidarına AİHM kararının anayasal olarak Türkiye’yi bağlayıcı olduğunu hatırlatır, hukuka dönmeye davet ederdi. AİHM kararını arkasına alarak AKP iktidarını hukuka da davet etmek kimseyi şucu bucu yapmazdı ama muhalefetin iktidardan ayrı bir yapılanma olduğu düşüncesini besleyebilirdi, muvazaalı muhalefet imajını az da olsa düzeltebilirdi. 

Toplumsal muhalefeti uyutmaktan başka bir görevinin olmadığı, her geçen gün biraz daha anlaşılan CHP’nin, İP’in, Saadet’in, Gelecek ya da Deva Partisinin hukukun yanında yer almaması maşeri vicdanda onları bir kere daha AKP’nin suç ortağı olarak mahkum etti.

Hukuka davet etmek bir yana dün Mecliste Saadet Partisi kürsüsünden konuşan Ahmet Davutoğlu kafa yapısının IŞİD’le nasıl örtüştüğünün farkında bile olmadı. Meğer Davutoğlu, Recep T. Erdoğan’a cemaate finans sağlayan herkesin mallarını hazineye devredin diye öneride bulunmuş; bunu da göğsünü gere gere anlatıyor. 15 Temmuz tiyatrosu gösterime girmiş bu tiyatronun oluşturduğu siyasi atmosferle daha önce cemaatle anılan iş adamlarının mallarına el koyacaksın ve hepsini hazineye devredeceksin. 

Buradaki korkunç zihin alt yapısını düşünebiliyor musunuz? O işadamının o darbeyle bir ilişkisi ortaya çıkmış mı, hayır! hiç bir şekilde ona destek olduğu ortaya dökülmüş mü, hayır! Darbe girişimine katılanların, bu işadamlarının herhangi biriyle uzaktan yakından bir tanışıklığı olduğu ortaya çıkmış mı? Hayır! 

Hukuk yok, adil yargılama yok, konjonktürel bir siyasi atmosfer yardımıyla onlarca yılın emeğine çalıp hazineye devret, bunun kafa kesen IŞİD anlayışından ne farkı var? Siyasi atmosferin uygunluğuna göre AKP Genel Başkanına bunların mallarını Hazine’ye devredelim diye öneride bulunuyor.

Senin üniversitene çöktüklerinde ayağa kalkıp nasıl da veryansın ediyorsun, üstelik o üniversitenin kurulmasında üç kuruş cebinden para çıkmış değil. Milletin onlarca yıllık alın terine kendi kafandan verdiğin kararla el koyuyorsun. 

AİHM’in Yalçınkaya kararı, Temel Karamollaoğlu’nun, Ahmet Davutoğlu’nun zihinsel izdüşüm olarak Recep T. Erdoğan’dan hiç bir farklarının olmadığını, kendi gibi düşünmeyen herkesin canını, malını helal gören İŞİD kafası olduğunu gözler önüne serdi.

Recep T. Erdoğan AİHM kararıyla ilgili fikirlerini söyleyip kırmızı daireyi çizince, rol gereği kendisine muhalefet görevi verilenler de o dairenin dışına çıkamayacağını öğrenmiş oldu. 

Sağlık sorunları nedeniyle İspanya gezisini erteleyen Recep T. Erdoğan bu kez de sivil anayasa tartışması başlatmıştı. Gündem değiştirmek için mi yoksa gerçekten yeni bir anayasa yapma fikriyle mi hareket ediyor bilemiyorum. Ancak Erdoğan gerçekten buna niyet etse ve istediği gibi bir anayasa yazdırsa hatta bu anayasa ile kendini ebedi şef ilan etse, buna kim itiraz edebilir? 

Ya da şöyle sormak daha doğru olur sanıyorum; Türkiye’de bir şekilde ikna edemeyeceği, satın alamayacağı kim olabilir? Sinan Oğan’ın 30 milyona satın alındığı, siyaset dünyasında herkesin kendisiyle iş tutmak için gizli açık can attığı bir ülkede kimi ikna edemez diye düşünüyorum ve buna cevap bulamıyorum. İkna edemeyeceği herkesi zaten hapse attı. 

Üniversite diploması olmadan ülkeye cumhurbaşkanı olmasına, anayasanın açık hükmüne rağmen üçüncü kere cumhurbaşkanı adayı olup kazanmasına itiraz etmeyenler, Erdoğan’ın yeni anayasasına mı itiraz edecek?  

Mecliste istediği milletvekilini ikna edebilecek(!) Erdoğan’ın referandumda yani bir seçimde kaybetme ihtimali zaten yok. Muhalefet sayesinde girdiği her seçimi kazanan Erdoğan’ı YSK’nın üzmesi söz konusu bile olmaz. 

Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi gibi hem dünya hem de ülke hukukunda geçerliliği olan bir kararda bile muhalefetin nasıl tavır alacağını belirleyen Recep Erdoğan’ın mecliste ve siyasette satın alamayacağı hiçbir politikacı yok. 

Uluslararası dünyayı da onların istediği her şeyi vererek ikna edebilir, yeter ki istesin. 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version