Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bir gece ansızın satabilirim!

Bir gece ansızın satabilirim!


YORUM | ERKAM TUFAN AYTAV

Cumartesi Büyük Filistin mitingi yapıldı. Ve Erdoğan konuştu. Ey Erdoğan, miting tamam, Meclis’te bağırıp çağırma tamam. Ama iş bir türlü icraate gelmiyor.

Saadet Partisi Genel Başkanı Karamollaoğlu, “İktidar miting yapmaz, icraat yapar.” demiş ve eleştirmişti.

İcraate sıra ne zaman gelecek? Mesela İsrail’e yaptırım uygulayacak mısın?

İsrail mallarını yasaklayacak mısın? Mesela İsrail’in Gazze’yi bombaladığı jetleri kullanan pilotların Türkiye’deki eğitimine son verecek misin? IŞİD’in çıkardığı petrolleri Erdoğan ailesi olarak İsrail’e satmaya devam edecek misin? Yani kısaca, laf değil icraat yapacak mısın?

Yoksa tabanını sıklaştırıp ikili oynamaya devam mı edeceksin?

Aslında bu anlamsız bir soru; tabii ki öyle yapacaksın. Her zaman olduğu gibi…

***

İsrail, Türkiye’deki diplomatik temsilcilerini geri çekme kararı aldı. Gerçi İsrail 19 Ekim’de diplomatlarını güvenlik sebebi ile çekmişti ama yine de böyle bir karar aldı. Türkiye’den şu dakikaya kadar böyle bir hamle gelmedi.

Günlerdir söylüyorum; İsrail’in Ankara’daki büyükelçisini, o yoksa yerine kim varsa onu Dışişleri’ne çağırsınıza, nota versenize diye. Artık gerek kalmadı. İsrail bütün diplomatlarını çekti.  O sırada Erdoğan mitingde atıp tutuyordu.

***

Tayyip Erdoğan, mitingde dış politikada çok sık tekrarladığı cümleyi tekrar kurdu: “Bir gece ansızın gelebiliriz.”

Bu bir tehdit cümlesiydi ve tabii hedefinde İsrail vardı. Dediğim gibi Erdoğan bu sözü dış politikamızda çok sık kullanıyor.  Bir hatırlayalım. Mesela Erdoğan, 2013’de Gazze’ye gideceğini söylemişti.

Sabah erken mi, gece ansızın mı detaya girmemişti. Ama mayıs ayı demişti. 10 yıl geçti, 10 mayıs geçti. Tık yok!

Şimdi yine “Bir gece ansızın gelebiliriz” diyor.

Mesala 2019’da gece olmasa bile “Sınırdan girdik mi, akşam namazına Şam’da olacağız.” demişti.  Biz mi Suriye’ye girdik, Suriye mi bize girdi? Ona siz karar verin.

Ama ben rakam vereyim. Resmi rakamlara göre 3.5 milyon Suriyeli kaçıp Türkiye’ye sığındı. Tabii resmi rakamlara göre… (CHP’nin konuyla ilgili hazırladığı rapora göre rakam 10 milyon civarında)

Akşam namazını Şam’da kılamadı ama şimdi kıyın kıyın Esad’la barışma peşinde.

Erdoğan, 2022’de Yunanistan için de bunu söylemişti. Yunanlılar elleri böğürlerinde o gün bugün her gece bekliyorlar ama ne gelen var ne giden! Yani anlayacağınız bu bir gece ansızın gelebiliriz lafı uluslararı arenada artık gırgır konusu oldu. Şimdi kalkmış Filistin mitinginde yine “Bir gece ansızın gelebiliriz.” diyor.

Kalabalıklar da bunu çılgınca alkışlıyor.

Mısır Devlet Başkanı Sisi’ye de atıp tutmuştu. Yerel seçimlerde “Ya Sisi’yi ya da Binali Yıldırım’ı seçeceksiniz.” bile demişti. Şimdi Sisi’ye kıyın kıyın yanaşıyor. Görüşme için bir takla atmadığı kaldı.

İhvan’ı da hemen satıverdi. Aslında Erdoğan’ın dediği şu, “Ey beni destekleyenler! Bir gece ansızın sizi satabilirim.”

***

Alkışlar Elon Musk’a.

Musk, Gazze’ye internet ulaşımı için devreye girdi. Ve Starlink uydusunu ücretsiz olarak Gazze’ye yönlendirdi. Gazze’nin internet bağlantısı kesilmişti. Musk’un bu hamlesi büyük takdir topladı.  Bunun üzerine İsrail de karşı hamle yaptı. Musk’ın şirketi SpaceX ile tüm ilişkilerini kesti. Elin oğlu risk alıyor, laf değil iş yapıyor.

***

Törenler, marşlar, klipler, şarkılar, yere göğe bayrak asmalar. Açık söyleyeyim. Cumhuriyetin 100. Yılına girdik ama daha demokrasinin birinci yılına giremedik. Ne hukukun üstünlüğü, ne insan hakları. Görüyorum ki toplumun büyük bir kesimi bunu umursamıyor.

İktidar kesimi Erdoğan dönemini ‘Asrı Saadet’ olarak görüyor. Muhalefet de Mustafa Kemal dönemini ‘Asrı Saadet’ olarak görüyor. Daha fazla hukuk, daha fazla insan hakları ve demokrasi diyenler çok az.

Bugün siyasi partilerden sokaklara bu iki zihniyetin çarpışmasını görüyoruz. Bu çarpışmadan asla bir demokrasi çıkmaz. Yıllar geçer bu iki sarkaç arasında gider geliriz. Cumhuriyet tek başına bir şey ifade etmez. Demokratik cumhuriyettir esas olan.

Yoksa Kaddafi’nin Libyası da, Saddam’ın Irakı da cumhuriyetti. İran da bir cumhuriyet.

Umarım cumhuriyetin 200. yılında da çocuklarımız aynı şeyleri konuşuyor olmaz.

Bakalım demokrasinin birinci yılına ne zaman gireceğiz!

***

Gelin şimdi Cumhuriyet’in 100. yılında ülke olarak neredeyiz ona bakalım.

Hamaseti bir kenara bırakalım, gerçeklerle yüzleşelim. Demokrasimizden başlayalım.

Economist Intelligence Unit’in hazırladığı rapora göre 2022 yılında Türkiye, dünyada 167 ülke arasında 103’üncü sırada yer aldı.

Şimdi hukuktaki durumumuza bakalım. Dünya Adalet Projesi’nin yayınladığı ‘2022 Hukukun Üstünlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, 140 ülke arasından 116. sırada yer aldı.

Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü’nün basın özgürlüğü listesinde ise Türkiye, 2023 yılında 180 ülke içinde 165. sırada.

Türkiye yüksek enflasyonda Avrupa’da birinci, dünyada onuncu sırada!

İstatistikleri uzatabilirim. Ama durum bu. Hamaseti bırakıp şapkamızı önümüze koyma zamanı. Ama buna kimsenin niyeti yok gördüğüm kadarı ile.

***

Dilan Polat’ın eski İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan bir kez ricada bulunduğunu ve işinin 3 saat içerisinde çözüldüğünü söylediği video ortaya çıktı. Kimse de buna şaşırmadı.

Haber bu kadar.

Bu kadar ama Dilan Polat adındaki kadının nasıl bu kadar kolay dönemin İçişleri Bakanı Soylu’ya ulaşabildiği, bakandan ne istediği, ne karşılığında probleminin çözüldüğüne dair henüz bir bilgi yok.

Gerçi Soyluya ulaşmak zor değildi. Mafyasından, torbacısına kadar herkesle boy boy fotoları var. Ama Dilan Polat ne iş, bekleyip görelim.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version