Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Siyaseten mağlup edilemez

Siyaseten mağlup edilemez


YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Kameraların önünde bir kere daha elini uzattı ve samimi bir şekilde tokalaştı Mısır Devlet Başkanı Sisi’yle ve herkes de alkışladı. Tıpkı daha önce en ağır cümleleri kurarken olduğu gibi samimiydi. Zaten ne yapıyorsa samimiyetle yapıyordu. Hakaret ederken nasıl samimiyse, elini uzatırken de öyleydi. 

Nas var, ben iktidarda olduğum sürece faiz artırılamaz derken de, birkaç ay sonra faizi  yükseltirken de aynı ikna edicilikle politikalarını savunuyordu. Sisi’ye ağza alınmayacak sözler ederken de, bir süre sonra ona kardeşi gibi sarılırken de oldukça samimi görünüyordu. Bu yüzden etrafındakiler ve seçmenleri, Sisi’ye ağır sözler söylerken yaptığı gibi tokalaşmasını da aynı heyecanla alkışladı. Vay siz daha önce bunu demiştiniz, şunu demiştiniz gibi cılız cümle kurmak isteyen çıktı ama onlar da yükselen alkış sesleri içerisinde kaybolup gitti. 

AKP Genel Başkanının ağzından ne çıkarsa inanmış biri olarak çıkıyor. Mesela öyle bir şekilde, 85 milyonun tamamını bağrına bastıklarını, hizmet götürürken kimsenin rengine, inancına bakmadıklarını, hiçbir zaman ayrımcılık yapmadan hareket ettiklerini söylüyor ki, insan Türkiye tarihinin en keskin ayrımcılık, tarafgirlik, yandaşlık ve zulüm döneminin yaşandığını bir anda unutuveriyor. Adaletten, demokrasiden, millet iradesinden, evrensel değerlerden, İslam medeniyetinden bahsettiği konuşmalarını dinlerken, bir anda İsviçre’de yaşadığınızı zannediyorsunuz. Ağzını doldura doldura herkes için adaletten bahsederken de ‘acımayın yoksa acınacak hale düşersiniz’ diyerek binlerce çocuğu, anneleriyle hapsederken de aynı samimi yüz ifadesine tanıklık ediyorsunuz. Zaman Gazetesinin kuruluş yıldönümünde ‘bu gazetenin editörlerini tüm yüreğimle kutluyorum’ derken de birkaç yıl sonra o gazeteye el koyup editörlerini hapsettiğinde de politikalarını aynı samimiyetle icra ediyordu.

Hem Yahudi düşmanı hem en büyük İsrail müttefiki, hem Rusya’yı tarumar eden silahların tedarikçisi hem Putin dostu. Hem milliyetçi, hem dindar, hem nurcu, hem Nakşibendi, hem Kasımpaşalı, hem Rizeli, hem BOP eş başkanı, hem Atatürkçü, hem de neye ihtiyaç varsa oydu. Bu kılıklardan hiçbiri emanet gibi ve iğreti durmuyor,  

Bir gaz bulutu gibiydi ya da su kütlesi; tutmaya kalktığınızda bunu asla başaramıyordunuz. Bir kalıba sokulmaz, ilkelerle, inançlarla ya da bir yasayla sınırlandırılamazdı. 

Birbiriyle tamamen ters yüzlerce sözü, politikayı, tavrı dillendirirken, savunurken hepsinde bir kararlılık ve samimiyeti vardı. Samimiyetle kötülük yapabilen, zulmederken en yüce kelimeler kullanabilen tanımlanamaz biriydi O. 

Her neyse bunları zaten biliyorsunuz. 

Recep T. Erdoğan sayesinde samimiyetin her zaman iyi bir şey olmadığını da gördük.

Erdoğan’ı izlerken yüz yıl önce Bediüzzaman’ın bir öngörüsünün gözlerimizin önünde gerçekleşiyor olmasını da hayret nazarıyla izliyoruz. Recep T. Erdoğan’ın mistik bir adam olduğunu ve yine Bediüzzaman’ın ifadesiyle siyaseten mağlup edilemeyeceğini kesinlikle kabul ediyorum. Kardeşim Sisi’yle tokalaşmasının alkışlanmasını izlerken, bugün yaşadığımız hiçbir şeyin rasyonel olmadığına, onu siyasetin bilimsel kriterleriyle açılmaya kalkmanın anlamsızlığına bir kere daha inandım. 

Siyaseten mağlup edilemeyecek sözünü sadece seçim kaybetmeyecek şekilde de yorumlamamak gerekir. Böyle bir insanın herhangi bir konuda mağlup olması mümkün müdür? Erdoğan hizmet hareketine yaptıkları haricinde bugüne kadarki bütün politikalarında yüzseksen derece tersine döndü, söylediği bütün sözleri yalamak, tersini yapmak zorunda kaldı, bütün düşmanlarıyla dost oldu ama yüzü hiçbir zaman değişmedi. Birbiriyle taban taban zıt, birbirinin tersi politikalarla normal bir lider on bin kere mağlup olurdu ama o olmuyor. Demek bir vazifesi var.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version