YORUM | LEVENT KENEZ
CHP’nin 2017 referandumu ile ilgili AİHM’e başvurup başvurmadığı ya da başvuruyu engellediği kimsenin umurunda değil. O gece bir şey yapmadıysanız zaten iş bitmiş oluyor.
Peki bir şey yapabilir miydi? 15 Temmuz sonrası OHAL şartlarında o cesareti gösteremeyeceklerini tahmin etmek zor değil. Yargısında adam, ordusunda kurmay kalmamış bir ülkede.
Düşünün diyeceğim ama hep birlikte yaşadık, sandıkların açılmasına saatler kala mühürsüz, yani kontrolsüz oyların sisteme eklenmesine karar verildi. Ve muhalefet bunu sadece seyretti. İleride bunları okuyanlar yaşananlara inanamayacaklar.
Kabul edilmemiş bir referandum sonrası, diploması olmayan bir adamın tekrar cumhurbaşkanı olup, anayasa gereği üçüncü kez aday olamadığı halde yeniden seçilmesi de buna dahil.
Hayatta kalırsa, bu kez meclisi seçime götürecek ve dördüncü kez deneyecek.
CHP’deki seçim anketlerinde Kılıçdaroğlu’nun kazanamadığı gibi görünmesi, bence çok büyük bir olay değil. Anketlerin ne zaman yapıldığı, adaylık ilanının etkisi, o dönemdeki HDP’nin pozisyonu gibi faktörler bilinmeden zaten kazanamayacaktı sözü seçim işlerini eline yüzüne bulaştırmış adamın görevden alınmanın intikamını almasından başka bir şey değil.
Benim anlamadığım bir şey de şu: Seçim süreci öncesinde ve sırasında Kılıçdaroğlu’nun fanı olan insanların şimdi birdenbire “Zaten seçilemeyecektin, neden aday oldun?” demeleri.
Diğer iki adayın, İmamoğlu ve Yavaş’ın Kılıçdaroğlu’ndan daha fazla oy alacağının hiçbir garantisi yoktu. Yavaş’a HDP oy vermeyecekti. Yavaş aday oldu diye İç Anadolu’da da oy patlaması olmayacaktı. İmamoğlu olsaydı, Muharrem İnce gibi teşkilat çalışmayacaktı. Bu gerçekler sinir bozucu ama masadaydı.
Kılıçdaroğlu şunun için asla affedilmez; kadrosunda çok sayıda satın alınmış adam bulunuyordu ve bunun farkındaydı.
Evet, adaletsiz bir seçimdi, ancak sandıklara sahip çıkmadılar. Bence seçmeni en çok çıldırtan şey, yaşadığı ihanet. Altı kişilik masadaki hiç kimsenin mağlubiyetten yana en ufak bir üzüntü duymadığını görmesi. Kılıçdaroğlu’nun istifa etmemesi, seçim dönemindeki tüm erdemlerin sadece kampanyanın bir parçası olduğunu gösterdi. Hala konuşuyor ama kimse duymak bile istemiyor.
Bu konunun diğer yönü de şu:
CHP kendi alacağı oyları zaten almıştı. İyi Parti MHP’den; Saadet Refah’tan ve İslamcı kitleden, Deva-Gelecek AKP’den % 1 oy alabilseydi işler değişirdi.
Kimse, oy pusulasında adını gördüğü Sinan Oğan’ın %5 oy aldığını sorgulamıyor.
Artık bu şeylerin anlamsız olduğunu biliyorum.
Muhalefetin bu ülkeye yaptığı en büyük kötülük, herkesin artık hiçbir şeyi umursamamaya başlamasına neden olmalarıdır.
Ülkede bundan sonra işlerin nasıl ilerleyeceğini en çok belirleyecek şey ekonomi olacak. Erdoğan, ekonomiyi yoluna koyabilirse sakin bir şekilde ilerleyebilir.
Ancak görünen o ki ekonomide işler uzun bir süre iyi gitmeyecek, sonrası da meçhul kayıt üzerindeki plana göre bile. O sebeple klasik Erdoğan taktiklerine başvuracak, germe ve kutuplaştırmaya devam edecek. Çünkü ekonominin tartışılmaması gerekiyor. İstanbul seçimleri ve anayasa bunun için ideal.
Erdoğan’ın İstanbul ve Ankara için İYİ Parti’nin kendi adayını çıkarmasına güveneceğini sanmıyorum.
Ayrıca herkesin atladığı şöyle bir gerçek var: İstanbul için baz alınacak olan tekrar edilen 2. seçim değil, ilk seçimdir ve o da 13 bin farkla sonuçlandı.
28 Mayıs’ta İstanbul’da Kılıçdaroğlu %51,8, Erdoğan 48,2 aldı. Arada 340 bin oy fark var. Ancak partilere oy verilen genel seçime baktığımızda Cumhur İttifakı ile Millet İttifakı arasında Cumhur lehine 1 milyon oy farkı var.
Yani HDP’nin olmadığı bir denklemde İmamoğlu’nun tekrar seçilme şansı neredeyse imkansız. HDP, 2. turda Ümit Özdağ ile yapılan ittifaka, Erdoğan’dan kurtulalım diyerek çok ses çıkarmadı, tahmin edilebilir bir kitlesinin sandığa gitmemesini de engelleyemezdi. Ancak yerel seçim gibi sadece belediye başkanının seçildiği, ülkede yönetimin değişmediği bir seçimde CHP’ye bu kez açık destek vermesi zor görünüyor.
HDP de, İYİ parti de, İstanbul’da aday çıkarmayı şehrin yeniden AKP’ye teslim edilmesi olduğunu bilerek yapacak ve CHP’nin bunu hak ettiğinden şüpheleri olmayacak. Haklı ya da haksız. Seçmenlerinden büyük fire vermeleri yüksek olasılık ama kalanlar bile seçimi AKP’ye kazandırmaya yetebilir.
İstanbul’u kaybetmiş İmamoğlu’nun CHP kurultayında elinin zayıflayacağını bilen CHP’deki teşkilatın İstanbul’u feda edeceğine yönelik hislerin, komplo teorisinden öte ezberlediğimiz çaresizlik olduğunu ekleyelim.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***