Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İslami değerlere uygun ekonomik sistem inşası

İslami değerlere uygun ekonomik sistem inşası


Stock foreign exchange or forex illustration with the world map, infographics and numbers. International finance, trade and economy concept.

YORUM | AHMET KURUCAN

“Yeryüzünde banka diye bir gerçek var, kredi diye bir gerçek var, kurulmuş bir düzen, makro ve mikro ekonomik dengeler var, biz bunu değiştiremeyiz, buna alternatif üretemeyiz, kendi sistemimizi kuramayız, kendimizi buna nasıl uyduracağız diye bakan bir insan, topluluk veya toplumlar ila-yı Kelimetullah sevdasından, nam-ı celili Muhammed-i’yi (sav) üzerinde güneşin doğup battığı her yere götürme ufkundan bahsedecek olursa, bu kara mizah olmaz mı?”

Okuyucu böyle başlıyor benim iki yazıdır dile getirdiğim paranın değer kaybının karşılanması için önerdiğim enflasyon farkının anlaşmaya ilave edilmesi teklifine. Sonra Efendimiz’in Medine’ye intikal ettikten sonra kurulu ekonomik düzeni kabullenmediği ve yeni bir sistem inşa ettiğini söylüyor. Bizim de onu örnek alarak günümüz dünyasında İslami değerlere uygun bir sistem inşa etme zorunluluğumuzdan bahsediyor. Ve şöyle bitiriyor itirazi düşüncelerini: “Allah’tan (CC) ve Rasulullah (sav)’tan yana mı olacağım, yoksa dünyanın var olan kurulu düzenine pelesenk mi olacağım diye akletmesi gerekmez mi?”

Polemik yapacak olsam -ki köşe yazıları bunun için iyi bir zemindir- şunu derdim; elimizi tutan mı var? Müslümanlar olarak bizler şu anda yürürlükte olan kapitalist sistem gibi bir sistem inşa ettik de bunu engelleyen mi oldu? Hemen itiraz etmeyin lütfen. Sadece düşünün. Teorinin pratiğe intikalinden bahsetmiyorum.  Teoride kurulu sistemin/modelin pratik hayata intikalinde tabii ki kurulu düzenleri bozulacak olanlar itiraz edecektir. Onun hayata geçmesini engellemek için ellerinden geleni yapmak, pastadaki payı bölüşmemek, kendi çıkarlarını korumak için mücadele edeceklerdir. Dolayısıyla söz konusu ettiğim ve ‘elimizi tutan mı var?’ dediğim sistem ya da model inşası teorik düzlemde. Kağıt üzerinde.

Şimdi eğer bu bakış açısının kabullendiyseniz kendimize soralım; böyle bir sistem inşa edebildik mi? 14 asır, 10 asır, 5 asır öncesini gündeme getiriyor değilim, yakın geçmişi ve bugünü konuşuyorum. Kaç yaşında isek takip edebildiğimiz kadarıyla kendi ömrümüzün sınırları içinde düşünelim; yapabildik mi? 57 tane İslam ülkesi, binlerce üniversite, binlerce medrese, finans ve ekonomi alanında okuyan on binlerce Müslüman, sayısına bereket siyasetçi, iki dudağının arasından çıkan kanun olan yüzlerce otoriter devlet adamı ve “şeriat isteriz, faiz haramdır, adil düzen, hak geldi batıl zail oldu, İslam gelecek sorunlar bitecek” sloganlarını atan ve İslami denen her değişikliğe onay verecek milyonlarca taban kitle. Evet, nerede sadece kağıt üzerinde bu bahsedilen sistem?

Bir başka nokta; Efendimiz (sas) mevcut kurulu ekonomik düzeni kabullenmedi bilgisi yanlış. Teknik tabirler kullanacağım; müzaraadan, müsakat’a, mudarabeden inan şirketine, haraçtan cizyeye, gümrük vergilerinden icab ve kabule ve daha onlarca Cahiliyye dönemi uygulamasının bazılarını olduğu gibi kabullendi, bazılarını ıslah etti, bazılarını reddetti ve bazılarını da yeniden inşa etti. Çünkü onlar insanlığın kazanımlarıydı. Sosyo-ekonomik hayatı düzenleyen ve insanların birlik içinde huzurla yaşayabilmelerini sağlayan denenmiş kurallardı. Fantazi arayışına gerek yoktu. Nitekim mevcut sistem üzerine yapmış olduğu küçük dokunuşlar son tahlilde Mekke-Medine pazarına ve ticaretine yıllardır hakim olan Yahudiler ve Müşrikleri tamamen olmasa da kısmen saf dışına itti, bu piyasada artık Müslümanlar gibi bir gerçeğin de olduğunu gösterdi. İşte burada okuyucumuz haklı. Ne yapmıştı da mahkum iken hakim hale gelmişti Müslümanlar o dönemin şartları içinde? Ne olmuştu da Yahudilerin Medine dışındaki pazarı, Efendimizin Medine’ye gelmesinden önceki konumunu kaybetmişti? 

Pekala Allah Resulü’nün o dönem şartları içinde izlemiş olduğu reel politikalar bugüne nasıl taşınacak? Olduğu gibi mi? Yoksa onlardaki maksat ve mesajların günümüz şartlarına uyarlanması yoluyla mı? Öyle ya 14 asır öncesinin Mekke Medine’sinde yaşamadığımıza ve tarım toplumu şartlarından uzak olduğumuza göre şimdi farklı bir şey yapmamız gerekmiyor mu?

Gelelim son noktaya: tabii ki Batı’nın, kapitalist sistemin önümüze koyduğu kurallara uymak zorunda değiliz? Cedel olacak ama söylemek zorundayım; uymayalım o zaman. Bize zorla uyacaksınız diyen bir güç mü var? Fert olarak da uymayalım, devlet olarak da. Fert olarak uymayalım; ticari hayatımızda bankaya uğramayalım, ister ulusal ister uluslararası alışverişlerimizi açık hesap yapalım, peşin para ile çalışalım, kredi kartı kullanmayalım, bize dayatılacak kurallarla işleyen şirketler kurmayalım. Daha örnekleri çoğaltabilirim. Mümkün mü? Ama Batı dünyası ve ekonomiye hükmeden kapitalist sistemin çarkları arasında yaşayacaksak başka çare yok diyebilirsiniz. Hayır, var. Onların yerine geçelim. Onlar kadar güçlü olalım. Kendi sistemimizi dayatalım. Hayır dayatmayalım, kendi sistemimizin daha insani, daha ahlaki ve daha çok kazandıracağını ifade edelim ve ispatlayalım. Elimizi tutan mı var?

Devlet bazında da aynı şekilde hareket edelim. IMF kapılarına dayanmayalım. Kendi zenginliğimiz ile iktifa edelim. Ayağımızı yorgana göre uzatalım. Farklı dinlere, etnik kökenlere, kültürel anlayışlara sahip olsak da menfaat birlikteliğinin ön planda olduğu paktlar kuralım. Ya da dini ve kültürel yakınlığımız olan devletlerle blok oluşturalım. Coğrafi yakınlıkları esas alalım. Uzatmak mümkün bu ihtimalleri ama gerek var mı? Globalleşen dünyada bunu yapmak mümkün mü Allah aşkına?

Evet, bazı şeyler vardır, konuşmak çok kolaydır. Kağıt üzerinde plan ve projeler üretmek de konuşmaya nispetle zor ama yine de kolaydır. En zor olanı o projeleri hayata taşımaktır. Biz asırlardan beri sadece konuşuyoruz Müslümanlar olarak? Ne proje yaptığımız var ne de onları hayata taşığımız. Bunu görmek için İslamic Finans sistemini incelemeniz yeter. “Keler deliğine” kendi irademizle giriyor ve asırlar önce Allah Resulünün uyardığı şeyi yaşıyoruz hem de kendi irademizle. Ve en önemlisi hayat devam ediyor. Bu devam eden kurulu düzen içinde Müslüman kalabilmek için çaba gösteriyoruz. Benim son üç yazıda durduğum yer ve anlatmaya çalıştığım da işte bu.

Bitirdim. Burada kesiyorum. Bir sonraki yazıda başka bir konu ile buluşmak üzere.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version