YORUM | MAHMUT AKPINAR
Benim de mezun olduğum İmam Hatip Liseleri her dönemde gündemde kalmayı başarıyor. Bu defa 17 yaşındaki imam hatip öğrencisi A.E.S’nin Atatürk fotoğrafını cinsel organına sürtmesiyle gündemde. Hiç bir şekilde tasvip edilemeyecek bu hareketi yapan genç “Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsiyetine hakarette bulunmak” iddiasıyla İstanbul İl Emniyet Müdürlüğü Çocuk Şube Müdürlüğü tarafından gözaltına alındı, idari ve adli süreç başlatıldı. “Halkın bir kesimini sosyal sınıf, din, mezhep, cinsiyet bölge farkılığına dayanarak alenen aşağılama” ve “Atatürk’ün hatırasına alenen hakaret” suçlarından tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliğine sevk edildi. Anadolu 4. Sulh Ceza Hakimliği A.E.S.’nin tutuklanmasına karar vermiş ve A.E.S. cezaevine gönderilmiş.
Sanılanın aksine İmam hatipler ilk defa Tek Parti döneminde açıldı. Osmanlı döneminde din adamı ihtiyacını medreseler karşılamaktaydı. Tevhid-i Tedrisat Kanunu ile medreselerin kapatılması sonrası dini hizmetleri görmek üzere personel yetiştirmek için 1924 yılında 29 tane imam hatip mektebi açılıyor. 1930 yılında “öğrenci yokluğu” gerekçe gösterilerek kapatılıyorlar. 1949 yılında MEB’e bağlı “imam hatip kursları” şeklinde tekrar başlıyor. Askerliğini yapmış, ortaokul mezunlarına 10 aylık kurs verilerek din adamı yetiştiriliyor.
Demokrat Parti 1951 yılında imam hatipleri okul (İHO) haline getiriyor. Sağ iktidarlar İmam Hatip liselerinin sayısını artırıyor, halk teveccüh ediyor. Ama halk, seküler kesimlerin, CHP’lilerin iddiasının aksine “çocuğum okusun da imam, müezzin olsun” diye düşünmüyor. İnsanlar oğlum-kızım en azından dinini öğrensin, ahlaklı olsun, haram-helal bilsin diye çocuklarını bu okullara veriyor. Halk imam hatip yaptırma ve yaşatma dernekleri kurarak okulların binalarını tamamen kendi imkanlarıyla yaptırmıştır. İlkokul yıllarımda (1976-1977 olmalı) Uşak halkı eski, bakımsız imam hatip binasından kurtulmak için toplanan yardımlarla mahallemize yeni, modern bir bina yatırdı. Bina bitip öğrenciler taşınacağı zaman dönemin hükümeti binaya el koyup başka okula dönüştürme kararı aldı. Öğrenciler haftalarca binayı boşaltmayıp kararı boykot ettiler. Polisin, askerin kuşatmasına rağmen halk öğrencilere muazzam destek verdi. Sonunda yetkililer karardan vazgeçmek zorunda kaldılar.
Sol iktidarlar ve Kemalistler İmam hatipleri her dönem tehdit görmüş, engelleme yoluna gitmişlerdir. Darbe süreçleri sonrası imam hatiplerin sayısı azaltılmış, dezavantajlı hale getirilmişlerdir. 1972 yılında imam hatipler meslek okulu yapıldı ve yüksek öğretime gitme hakkı kaldırıldı. Üniversite okumak isteyenler ayrıca lise diploması almak zorundaydı. MSP’nin koalisyon ortağı olduğu Milliyetçi Cephe (MC) hükümetleri döneminde imam hatip sayıları ciddi şekilde arttı. 1976 yılına kadar sadece erkek öğrenci alan İHL’ler bu yıldan sonra Danıştay kararıyla kız öğrenci de almaya başladı. Ama dini eğitim alan kız öğrenciler Kur’an derslerinde dahi başlarını kapatamıyordu. 1981 yılında Kur’an derslerinde başlarını örtmelerine müsaade edildi, başı kapalı eğitim alabilmeleri ancak 2012 yılında tüm derslerde serbest hale geldi.
12 Eylül yönetimi 1985 yılına kadar yeni İHL açılmasına müsaade etmedi. 1985 yılında ilk Anadolu İmam Hatip Lisesi olan Kartal Anadolu İmam Hatip açıldı. İmam hatipler bu yıllarda mevcut okulların şubeleri şeklinde ve Anadolu İmam Hatip şeklinde çoğaldılar. 28 Şubat sürecinde İmam Hatiplere yine sınırlamalar, engeller üretildi. Ortaokul kısımları kapatıldı, üniversite sınavlarında katsayı uygulaması getirilerek üniversiteye girmeleri engellendi. Bu durum doğal olarak İHL öğrenci sayılarını ciddi şekilde düşürdü. 28 Şubat’ta diğer dini gruplarla birlikte imam hatip mezunlarına hayatın her alanında baskı uygulandı, fişlendiler, dışlandılar.
2009 yılında katsayı uygulaması kaldırıldı, imam hatip mezunlarının farklı bölümlere girmelerine yeniden imkan tanındı. AKP’nin gömlek değiştirip tekrar siyasal İslamcı kodlara yönelmesiyle imam hatip açılışında patlama yaşandı. Zira AKP İmam hatipleri arka bahçesi olarak görüyordu. 17/25 davalarını savuşturunca AKP artık hiçbir şeyden çekinmez, kim ne der diye düşünmez oldu. İmam hatip öğrencileri otobüslerle, kitleler halinde Erdoğan’ın mitinglerine taşındı. Öğretmen, idareci kadroları dizayn edildi, okullar bütünüyle politikleştirildi.
Diyanet mensupları, imamlar, müezzinler kamu kaynaklarından maaş alıyor ve bu durum seküler kesimleri rahatsız ediyorsa da, AKP dönemine kadar İmam hatip binaları halkın imkanlarıyla yapılıyordu. Bu nedenle 17/25’te yakalanan rüşvet paraları bile “imam hatip yaptırma” gerekçesiyle örtbas edilmek istendi. Ama AKP son 10 yılda imam hatiplerin finansman kaynağını da değiştirdi. AKP İHL’leri siyasi kale, partizan yetiştiren ocaklar olarak görüp her yere açtığı için artık onlar halkın okulları değil, iktidarın okulları. Eskiden aileler dezavantajına rağmen çocuklarını bu okullara gönüllü gönderirdi. 15 Temmuz sonrası pek çok okul zorla İHL’ye dönüştürüldü, öğrenciler ailenin ve kendisinin rağmına İHL’ye gitmeye zorlandı. AKP halkın yaptırdığı kolejlere, binalara, vakıflara çöküp onları da İHL yaptı.
Artık İHL denince akla haram helale riayet, ahlak, erdem gelmiyor. İHL’ler kamu imkanlarından yararlanmakla, iktidarla iç içe olmakla, liyakatsız konumlar, makamlar elde etmekle anılıyor. Oysa imam hatipler devletten yediği dayakla, mağduriyetle, negatif ayrımcılığa maruz kalmakla bilinirdi. Yıllarca İHL’li olmak “vebalı” olmaktı, etiketlenmekti, önemli konumlara alınmamak, takibata maruz kalmaktı. AKP imam hatipleri sadece haktan ve hakikatten değil, halktan da kopardı. Onları iktidarının aparatı haline getirdi, imam hatiplere karşı ön kabul oluşmasına neden oldu. İmam hatipliler epeydir dürüstlük, dindarlık, güvenilirlikle değil, kayırma, iltimas, rüşvetle anılıyor. Bilal Erdoğan’ın mezun olduğu Kartal İmam Hatip kolay makam elde etmede, rüşvet ve iltimasta marka oldu. Öyle ki “mezunlarının dünyada en kolay iş bulabildiği, en hızlı yükseldiği okul” diye mizahlara konu oluyor.
İmam hatipli olmak seküler ve İslamcı kesimler arasında kalmaktan dolayı zordu, çelişkiler yumağı içinde yaşamaktı. Bu nedenle imam hatipler hep bazı komplekslere, kimlik bunalımlarına sahiptiler. Kendileri olmakta, düşüncelerini açıkça ifade etmekte hep zorlandılar. Çünkü imam hatipli olmak ezilmekti, horlanmaktı, dışlanmaktı. Ama her şeye rağmen İmam Hatipler kırsaldan çıkan muhafazakar aile çocuklarının bariyerleri aşıp, psikolojik baskılara başkaldırıp başarılı olmalarına, hayata tutunmalarına imkan sundu. Her dönemde imam hatipliler adaletsizliğe, eşitsizliğe maruz kaldı ve mağdur oldular. AKP döneminde ilk defa İmam hatipliler zulmeden, ezen, çalan, rüşvet alan, hak gasbeden, hoyrat, nobran ve sevimsiz hale geldiler.
Artık pek çok kimse çocuklarını imam hatiplere din-diyanet öğrensin, ahlak, görgü kazansın, haram helal bilsin diye değil, kolay iş bulsun, ikbali açık olsun, iktidar nimetlerinden yararlansın, sırtını devlete dayasın diye gönderiyor.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***