Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bekar anneler ve çocukları ölmesin



Kayra balkonda dalgın, nakliye aracına asansörle taşınan eşyalarını izliyor. On yaşında. Tam bizim karşımızdaki blokta. Bizimle aynı katta, aynı numarada. Kayra’da, kızım gibi annesiyle yalnız yaşayan bir çocuk (tu). Çocuktu, çünkü annesi artık yok. Gülbeyaz bundan iki hafta önce intihar etti.

Bu bir yıl içinde intihar sonucu kaybettiğim ikinci arkadaşım, ikinci bekar anne. Meryem’de sekiz ay önce ikizlerini ardında bırakıp gitmişti. Öyle bir gitti ki annesi ve çocukları dışında kimse çok üzülmedi gidişine. Çünkü Meryem gitmeden önce delirmişti.

Boşandıktan sonra iki kızıyla yalnız yaşamaya başladı. Eski eşi ve ailesinin yakınında yaşamak istemediği için ayrı ev kiraladı. Ev temizliğinde çalışmaya başladı, kırk yaşına ve kronik hastalıklarına rağmen… Tam zamanlı daha iyi koşullarda başka bir işte çalışamazdı. Çünkü bekar anneler tam zamanlı işlerde çalışamazlar. Çalışma saatlerini çocuğun okul saatine göre ayarlamak zorundalar. İlkokul çocukları beş saat okulda. Sadece beş saat çalışarak ev geçindirmek zorundalar. Beş saatlik kazançla ev geçindirilir mi? Türkiye’de beş saatlik mesaisi olan kaç iş var? Bu yüzden bekar anneler çoğu zaman çalışamazlar.

Eğitim düzeyi yüksek bekar anneler ve çocukları biraz daha şanslı. Annelerin okul zamanı dışında bakıcı tutabilme imkanları var. Tabi çocuk nedeniyle çalışma hayatına uzun süre ara vermemişlerse, geliri iyi bir iş imkanına sahipler. Bu iyi pozisyonlarda da mesailer çok uzun olabilir. Bu da çocuğa ayrılan zamanın azalması demek. Uzun mesailer anneler için suçluluk duygusunu artıran bir faktör. Ya çalışıp çocuğun bütün maddi ihtiyaçlarını giderip çocuğun yüzünü neredeyse görmeyecek ya da çocuğuyla zaman geçirecek ama çocuğunun ve kendisinin ihtiyaçlarını karşılayamayacağı için çok stresli bir hayat yaşayacak.

NAFAKA ANNEYİ TERBİYE ETME ARACI

Bekar anne çalışamayınca tek önemli gelir kaynağı babadan gelecek nafaka oluyor. Türkiye’de yasal nafaka oranları çok komiktir. Kimi zaman lisans mezunu ya da şirketleri olan babalar kendilerini bir şekilde asgari ücretli çalışan olarak gösterip rakamı komik hale getirir. Sahip oldukları mülkleri de akrabalarının üzerine geçirip çocuklarından ve annelerinden kaçırırlar.

“Nafaka çocuğun annesini terbiye etmenin bir aracıdır”. Boşanmayı isteyen ya da boşanmaya sebep olan baba olsa bile… Çünkü babalar genelde resmi olarak boşansa bile ruhsal olarak boşanamazlar. Her gün bir kadının öldüğü ülkemizde, öldüren hep ayrılma aşamasında olan kocalardır.

Nafakalar düzenli olarak ödenmez. Düzenli ödenmeyen komik rakamlar için iktidar partisi yoğun olarak çalışmaktadır. Yakın zamanda aile bakanı, nafaka konusunda “babaların mağduriyetleri”ni gidereceklerini açıkladı.

Türkiye’de iki milyondan fazla bekar anne var. Tek ebeveynli ailelerde, ebeveyn %80 anne oluyor. Bütün istatistikler gösteriyor ki tek ebeveynli aileler evli olanlara göre daha yoksul. Bekar annelerin tek sorunları yoksulluk değil. Psikolojik yükleri de çok fazla. Sosyalleşmeleri için ayıracak vakitleri yok. Kişisel bakımlarına, sağlıklarına, beslenmelerine daha az özen gösteriyorlar.

Çocuğun bütün sorumluluğunu tek başına almış olmak. Çocuk hakkında tek başına karar vermek ve kararın sonuçlarına tek başına katlanmak zorunda olmak büyük bir stres bekar anneler için.

Bekar anneler aynı zamanda boşanma sonrası sosyal dışlanmayla da karşı karşıya. Çocuksuz bekar kadın arkadaşları çocuğu olduğu için, evli kadın arkadaşları da, kocaları olmadığı için bekar annelerle görüşmek istemiyorlar. Bekar annelerin tek görüşebileceği kendisi gibi bekar anneler.

Bekar annelerin yeniden partnerlerinin olması da neredeyse imkansız. Bekar annelerin her zaman önceliği çocukları. Bir partner ilişkisine ayıracak zamanları da yok. Duygusal olarak çok yorgun olduğu için yeni bir ilişkiye enerjileri de yok. Yeni bir ilişkiye girerken çocuğunun partneriyle uyumunu ve çocuğunun güvenliğini düşünmek; yeni partner nedeniyle eski eşin artan şiddetiyle baş etmek zorunda… Partner açısından da yalnız bekar anneler.

Boşanma sonrası ebeveynler genelde iyi bir ilişki sürdüremiyor. Babalar eşten ayrılınca çocuktan da ayrılıyor. Çocuklarla ilgili yasal sorumluluklarını yerine getirmiyorlar, düzenli olarak çocuklarıyla görüşmüyorlar. Çocuklarına verdikleri sözleri tutulmuyorlar. Babaların, çocuklarda yarattığı hayal kırıklığıyla da anneler baş etmek zorunda.

Ödenmeyen nafakalar, velayet davaları…Çocukla kurulan ilişkinin anneyi cezalandırmanın bir aracı haline getirilmesi. Hatta Türkiye’de çok rastlanan anneyi cezalandırmak için çocuğun hayatına kastedilmesi..

Meryem çocuklarıyla tek başına yaşayamadı. Bu başarısızlık Meryem’in hanesine yazıldı. Meryem baba evine geri dönmek zorunda kaldı. Alkol bağımlısı, psikolojik sorunları olan babanın evi… Onu ve çocuklarını çokta istemeyen anne babasının evi… Meryem, çocukluğunda bol şiddetin olduğu baba evinde, çocuklarını sağlıklı bir şekilde büyütemeyeceği kaygısıyla daha çok çıkmaza girdi.

Meryem artık öfkesini kontrol edemiyor, köyde önüne gelenle kavga ediyordu. Köyde kimse istemiyordu Meryem’i. Meryem’de köyde kalmak istemiyordu ama iki çocukla nere gidebilirdi ki?… Denedi gitmeyi. ŞÖNİM’e sığındı. ŞÖNİM’de de kaldığı ortam çocukları için uygun değildi. ŞÖNİM’de kalması demek çocuklarından ayrılması demekti. Köye geri döndü. Bol bol sakinleştirici ilaçlar almaya başladı Meryem. Artık kimseye saldırmıyordu ama uyurgezer gibiydi. Hayata tutunsun diye uyurgezer halde çalışmaya gönderdiler. Yılbaşı akşamı, işyerinden aldığı tüfekle kendini vurdu Meryem.

Çocukları ve annesi dışında neredeyse kimse şaşırmadı Meryem’in yaptığına. Herkes bunu bekliyordu sanki. Hatta öldükten sonra suçladılar Meryem’i. Çünkü köy meydanında o yıl büyük bir yılbaşı etkinliği yapılacaktı. Köylüler yılbaşını kutlayamadıkları için öfkelendiler biraz Meryem’e.

Meryem’in yılbaşı gecesini seçmesi büyük ihtimal köylülerin dikkatini çekmek için bir mesajdı. Ya da yılbaşı akşamı da çocuklarıyla yalnız olacak olmanın ağırlığını taşıyamadı. Çünkü tatiller, bayramlar ve özel günler bekar annelere sadece yalnızlığını hatırlatır.

Köylüler mesajı anlamak istemedi. Çünkü Meryem çocuklarıyla o sıkıntıları yaşarken birkaç arkadaşı dışında -yine bekar anne- kimse desteklemedi. Herkes seyretti yaşananları. Çocuklarının babası, köyün zenginlerinden olduğu halde kimse gidip babaya daha fazlasını yapması için girişimde bulunmadı. Hatta yasal olarak mecbur olmadığı halde çocuklarına okul kıyafeti vb. aldığı için babaya şükretmesi gerektiğini söylediler Meryem’e…

Gülbeyaz intihar ettikten sonra bekar anne intiharlarını araştırmaya başladım. Türkiye’de bu konuda yapılmış bir çalışma yok. Türkiye’de bekar annelerle ilgili neredeyse hiç çalışma yok. Bekar anneler kutsal anne ve kutsal ailenin duvarlarını aşamıyorlar. Anneler durumlarından şikayet ettiklerinde onlara söylenen “Allah uzun ömür versin” lafı oluyor. Bekar anneler çocuklarından değil ki gerekli desteği alamamaktan şikayetçi.

TÜRKİYE’DE BEKAR ANNELERLE İLGİLİ ARAŞTIRMA YOK

Bekar anne intiharlarıyla ilgili geniş döneme yayılan, kapsamlı çalışma İsveç’te yapılmış. Bekar annelerin evli annelere göre intihar riski dört kat fazla. Erken ölüm ihtimalleri de %70 daha fazla. Bu oran bekar annelerin ne kadar ağır sorunlarla baş ettiğini anlamak için önemli bir gösterge.

Bekar anne suçluluğuyla başka bir istatistikten bahsetmeden geçemeyeceğim. Maalesef genç intiharlarında da; tek ebeveynli çocukların evli ebeveynleri olan çocuklara göre oranı çok fazla. Tek ebeveynin zorlandığı bütün sorunlarda çocuğun da etkileneceği çok açık. Tek ebeveynli çocuklar daha yoksul. Psikolojik sorunları daha fazla. Okul başarıları daha düşük.

Türkiye’de çoğunluk hızla yoksullaşıyor. Kirada olup da yakın zamanda taşınmayan var mı? Ve yeni evimizin konforu eski evimizden daha kötü. Barınma çok ciddi bir sorun. Evli çiftler bile maddi olarak bugün çok zorlanırken tek ebeveynli ailelerin durumunu düşünemiyoruz değil mi? Ya da düşünmek istemiyoruz. Giderek yalnızlaşmayı ve kendi gemimizi kurtarmayı tercih ettiğimiz için.

Bu durumda bekar anneler ne yapabilir? Birde başımızda giderek bizi yoksullaştıran, çocuklarımızı ve bekar kadınlarımızı korumamız gereken bir devlet varken…

Sorunun mağdurları bizler buna çözüm bulmaya çalışabiliriz. Sayımız iki milyondan fazla. Kendi dayanışma ağlarımızı yaratabiliriz. En azından psikolojik destek için bir araya gelebiliriz. Tabi bunun için öncelikle bizim ve toplumun bekar anneler ve çocuklarının sorunları konusunda farkındalığımızın artması gerekli. Kutsal annelik perdesiyle örtülen bu sorunların konuşulmalı, tabu olmaktan çıkarılmalı. Daha önce dediğim gibi bizim sorunumuz çocuklarımızla değil, yalnız bırakılmış ve evli bir anneye göre daha fazla baskıya maruz kalmış olmamızla ilgili.


Meliha Yıldız: “1975’te, cinsel istismar da dâhil birçok ihmal ve olumsuzluğun yaşandığı bir evde doğdu. Kırk dört yaşına geldiğinde, bir video-röportajla yaşadığı cinsel istismarı anlattı. Bu, onun için mağdurluktan aktivistliğe giden yolculuğun başlangıcı oldu. Türkiye’de, aile içi cinsel istismarın “mağdur” tarafından anlatıldığı ilk kitap olan “Kutsal Tecrit”i 2021 yılında yazdı. İkinci kitabı Uçurum Kenarındaki Salıncaklar 2023 yılında yayınlandı. Çocuğun cinsel istismarıyla ilgili yaptığı çalışmaları https://melihayildiz.org/ sitesinde paylaşmaya devam ediyor”

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version