YORUM | ALPER ENDER FIRAT
Türkiye’ye gezmek için gelmiş Faslı turist bir kadının “Türkler dünyanın en büyük ırkçıları, Türkiye’ye gelmeyin” deyip hüngür hüngür ağladığı görüntüleri izleyince, on sene önce iktidarın dilinde dolaşan ‘Neo Osmanlıyız’ şarkıları geldi aklıma.
Bu görüntü bize, ‘fetih rüyası’ diye yutturdukları şeyin nasıl bir bozgun olduğunu da gösteriyor.
100 yıl önce İttihat Terakki’nin ve üç kafasız paşasının ön ayak olduğu hülya, nasıl büyük bir bozgun ile sonuçlandıysa, 100 yıl sonra AKP’nin Neo Osmanlı rüyası da öyle bir bozguna dönüştü.
Hatırlayacaksınız görünüşte büyük Osmanlı’yı yeniden diriltme amacıyla İttihat Terakki önderliğinde çıkılan yolda, mesela o üç kafasız paşadan biri olan Cemal Paşa, Arapların ruhen Osmanlı’dan bağını koparması için her türlü kötülüğü yapmıştı Ortadoğu’da.
Büyük Osmanlı’yı yeniden diriltmek, eski şaşalı günlere yeniden dönmek için bir savaşa (Birinci Dünya Savaşı) girdiğinizi söylüyorsunuz ama ülkenin fiilen paramparça olması için her şeyi yapıyorsunuz.
Ülke her anlamda dibe vurmuş, hazinesi tam takır, cephanesi yok, askeri yorgun, yılgın, bitkin bir haldeyken Büyük Osmanlı’yı amaç edinen politikalar, zaten hiç bir rasyonelliği olmayan, bomboş bir hayalden ibaretti. Bunun üstüne bir de -kasta varan- kötü uygulamalar eklenince parçalanmak kaçınılmaz oldu.
Bu sefer çok büyük kazanacağız, herkes çok zengin olacak diyerek eldeki Devlet-i Aliyeyi kumar masasına yatırıyorsunuz sonra şaibeli bir şekilde her şeyi kaybediyorsunuz. Ama sorsanız ülkeyi en çok onlar düşünüyor, onlar seviyor, en milliyetçi, en Osmanlıcı onlar. Bu sevgi gösterileri sırasında koca bir devleti ortadan kaldırdılar.
Aradan tam 100 yıl geçti, başında kendi ifadesiyle BOP eş başkanı Recep T. Erdoğan’ın olduğu iktidar ve o iktidarın dışişleri bakanı, Türkiye’nin Neo Osmanlı hayalleri olduğunu dillendirmeye başladı.
İktidarın, ‘Neo Osmanlı’ hayallerini dillendirmeye başladığı dönem aynı zamanda Arap Baharı’nın da başladığı tarihlerdi. Sonra hemen yanıbaşımızda, Suriye’de iç savaş başladı. Bir anda milyonlarca Suriyeli Türkiye’ye doldu. Bu kadar kısa sürede demografik yapıyı alt üst eden bir şeyin toplumda reaksiyona sebep olmaması düşünülemezdi zaten ama bugün geldiğimiz nokta reaksiyondan çok daha başka boyutlara ulaştı.
Recep T. Erdoğan, ben BOP’un eş başkanıyım dediğinde işin doğrusu onun bu sözünü pek ciddiye almamıştık. Ancak geldiğimiz noktada olağanüstü beceriksizliklerine rağmen iktidardan bir türlü gitmiyor olması ve onun politikaları sayesinde Türkiye’nin hem İslam dünyasında, hem Batı toplumlarında bir nefret objesine dönüşmesi, Erdoğan’ın BOP eş başkanlığı konusunda ciddi olduğunu gösteriyor.
Başlamasında AKP hükümetinin olağanüstü çabalarının olduğu Suriye iç savaşı sonucunda, Türkiye’ye bir anda milyonlarca insanın gelmesiyle, demografisi alt üst olan ülkede Arap düşmanlığı da kontrolsüz bir noktaya taşındı.
Suriyeliler haricinde Pakistan, Afganistan gibi ülkelerden gelen milyonlarca mülteci ülkeyi bir iç savaşa doğru sürüklüyor ve kendisine milliyetçi diyen bu iktidar buna bir önlem almadan sadece seyrediyor.
Bu da yetmezmiş gibi iktidarın, Cemal Paşa’nın Araplara uyguladığı politikaların benzerlerini Kürtlere yapıyor olmasını bir tesadüf olarak açıklayabilir miyiz? Ben ülkemi çok seviyorum ulan deyip, milyonlarca Kürt’ü dışlayan, horlayan, hakir gören, onu sistem dışına iten politikalar fiilen ülkeyi parçalamaktan başka bir şeyle açıklanabilir mi?
Bir taraftan ülkenin hazinesini hortumlayarak ekonomik iflasa sürükleyen, bir taraftan Kürtleri tekmeleyen, bir taraftan milyonlarca yabancıya ülkenin kapılarını ardına kadar açan 15 Temmuz iktidarı konuşurken ‘Türkiye Yüzyılı’ masalını anlatıyor.
Yüz yıl önce Osmanlıyı savaşa sokarak paramparça eden İttihat Terakki ve üç ahmak hain paşa da “Büyük Osmanlı” şarkıları söylüyordu.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***