Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Distopik bir film gibi

Distopik bir film gibi


YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Distopik bir film izlediğinizi düşünün. Bir kötülükler filmi. Kasvet dolu bir geleceği anlatan bu filmde şeytan bizzat devreye giriyor ve bir ülkenin yönetimini tamamen ele geçirip, saf kötülüğü iktidar yapıyor. Ülkedeki iktidar organlarının hepsi bu kötülüğün emri altına giriyor ve toplumun bütün katmanlarını tahakkümü altına alıyor. 

Sihirli ve lanetli bir el insanların beynine girip bütün emin insanları yalancı ve hain, bütün yalancı ve hainleri de güvenilir gösteriyor.

Emniyetli insanlar ihanet içindeymiş gibi muamele görüyor, çok tehlikeli sayılıp hapsediliyor, saf kötülüğün emrindeki hainler ise emniyet adası gibi muamele görüyor. Memleket tam anlamıyla bu hainlerin kontrolüne girerken, deyim yerindeyse kuzular kurtların eline teslim ediliyor.

Katillere, hırsızlara, tecavüzcülere, yetim malı soyguncularına kimse dokunamadığı gibi toplumun en itibarlı insanları olarak kabul ediliyor. Daha önce hapse atılmış katiller, sübyancılar kötülüğün iktidarında, suçu yaymaları için tekrar toplumun içine salıveriliyor. 

Her kötülüğün ödüllendirildiğini düşünün, mesela bu distopik ülkenin Hatay isimli şehrinin bir köy okulunda, Murat Sağıroğlu isminde bir öğretmen 10 öğrencisine tecavüz ediyor, tecavüz etmekle de kalmıyor bunları kayıt altına alıyor, tehditlerle bu küçük kızları başka öğretmenlere de pazarlıyor, hamile kalan çocuklara gizlice kürtaj yaptırıyor. Yani normal bir ülkede şerefsizliğin en dibi olarak kabul edilecek her şeyi yapıyor. Buna rağmen hiçbir şey olmamış gibi toplumun içine salıveriliyor. Üstelik bu aşağılık adam yalnız da değil, kendisine pazarlanan sabilere sırtlan gibi çullanan Murat Sağıroğlu gibi başka şerefsizlerin de olduğunu ve bunların öğretmenlik yaptığını düşünebiliyor musunuz?

Hani diyorsunuz bir filmde de olsa bu kadar aşağılık bir şey senaryoya yazılmaz. Film de olsa bir insan bu kadar şerefsiz, bu kadar adi, bu kadar aşağılık hale gelmez. Hadi diyelim o adamlar bu kadar aşağılık ve şerefsiz, ya bunu tahliye eden hakim ve savcılar nasıl bu kadar aşağılık hale gelebiliyor? Bu domuz sürüsünü tahliye eden hakimin kızı, yakını, çocuğu yok mu? 

Hani kontrolden çıkmış, zombilerin istilası altında, aklın ve izanın kaybolduğu, gerçek dışı filmlerde bunlar olabilir ama bir korku filmi de olsa devletin, bilinçli ve şuurlu olarak katilleri, cinsel saldırı yapanları, çocuk istismarcılarını, uyuşturucu baronlarını serbest bıraktığı bir senaryo yazılmaz. Kötülüğün devletleşmiş haline filmlerde bile olsa müsaade edilmez. Depremle yerle bir olmuş şehirlerde, kimsesiz kalmışlara ölü soygunculuğu yapanlar bile isteye serbest bırakılmaz. Filmlerde bile olsa kötülüğe bu kadar methiye düzülmez.

Bu kadar kötülük distopik bir film senaryosunda bile yazılmaz. Ama tek bir örneğini verdiğim Hatay’daki alçak olay gibi her gün binlercesinin olduğu ve neredeyse hiç birinin cezalandırılmadığı bir ülkeyi bizzat yaşıyoruz.

Türkiye’de insanlığın kötü ve suç olarak kabul ettiği her şeyin önü bizzat devlet tarafından açılıyor, suçun artması için çok özel bir çaba gösteriliyor. Bile isteye böyle bir gayretin olmasının rasyonel bir açıklamasını ben bulamıyorum. Sanki ülkeye bela yağsın diye gösterilen irrasyonel bir çaba var. 

Bu kötülük organizasyonunda AKP tek başına değil.  2014 sonbaharındaki HSYK seçimlerinde AKP’nin arkasında saf tutan her gurup bu kötülüğün birer parçası olarak görev yapmaya devam ediyor. 

Peki ama niye? 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version