Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Çin’e noldi, böyle


Ali BİLGE


Ha uşağım, Çin’e noldi, boyle?

Önce, ‘Çin uyanırsa’ dendi

‘Çin uyandı’

Çin mucizesi’, Çin ‘efsanesi’ doğdu

Sonra, Çin ’ejderha , ‘canavar ‘ oldu dendi

Şimdi ise, ‘canavar‘ hasta …!

1980 ile 2019 arasında, Çin’in yıllık ortalama GSYİH büyüme oranı %8’in üzerindeydi. Batı ekonomilerinden daha hızlıydı. Çin’e noldi?

Çin dünyanın ikinci büyük ekonomisi, dünyanın en kalabalık ülkesi ve dünyanın en eski ülkelerinden. Çin’in de resesyona- ekonomik durgunluğa girdiği artık ilan edildi. Çin’deki gelişmeler sürpriz olmadı, epeydir sorunların büyüdüğü ifade ediliyordu. Bu yazıda Çin’in girdiği ekonomik krizinin temel sebeplerini başlıklandırarak anlatmaya çalışalım.

SERBEST TİCARETİN KISITLANMASI VE TİCARET SAVAŞLARI

Çin Dünya Ticaret Örgütü’ne katıldıktan sonra çok yüksek iktisadi büyüme oranları sağladı. Kapitalist Batı pazarına erişimi çok rahat oldu, dolayısıyla ülkelerarası rekabet hızla yükseldi. Bölgesel ve ikili ticaret anlaşmaları ile küresel rekabet aşırı sertleşti.

Çin, yıllarca sağladığı ekonomik büyümeyle birlikte, hem ekonomik hem de politik nüfuzunu dünyada artırmaya başladı. Latin Amerika, Afrika ve Asya başta olmak üzere pek çok yerde belirleyici aktör olmaya başladı. Çin’in küresel rekabette sağladığı üstünlükler sağlaması bir süre sonra ABD ve Batı ülkelerini rahatsız etti, mevcut haliyle bu durumu sürdürmek istemediler.

Serbest ticarete karşı olan Trump döneminde, Çin’e karşı yaptırımlar uygulandı. Trump; Çin’in ABD’nin ticari sırlarını çaldığını öne sürmüş ve Çin’in sübvansiyon politikalarını DTÖ’ye şikâyet etmişti. Çin’in DTÖ’ye girmesinden itibaren ABD’de 50 bin fabrikanın kapandığını söylüyordu.

Trump, Çin’e anlaşmalarla sağlanan gümrük avantajların; ABD vergi gelirlerini düşürdüğünü, Çin’in arka kapıdan mal satmasına imkan sağladığını, ”ABD’nin bağımsızlığına zarar verdiğini” savunuyordu.

ABD’nin Çin’e yüksek gümrük vergisi uygulaması aslında bir “Trump yaklaşımı” değildi, tam bir ABD devlet politikasıydı. Çin’in ekonomik yayılmacılığı ile birlikte siyasi ve askeri yayılmacılığı da başladı. Ekvador’daki Çin varlığı, Cibuti’ye kurulan Çin askeri üssü sonrasında ABD, Rusya karşıtlığına Çin’i de ekledi.

PANDEMİDE SIFIR ÇÖZÜM -GEÇ ÇIKIŞ POLİTİKASI UYGULAMASI

Çin pandemide gelişmiş kapitalist dünyadan daha farklı bir yol izledi.. Virüsün yayılmasını önlemek için seyahatleri yasakladı, kapsamlı karantina uygulamalarını (sosyal izolasyon) uygulamaya soktu.

Temel amacı, kâr yaratmak olan kapitalist toplumda, pandemiler söz konusu olduğunda, aynı anda hem insanları, hem de ekonomiyi kurtarmak mümkün değil. Birinin seçilmesi kaçınılmaz oluyor.

Ya toplum/halk sağlığını ön planda tutup ortaya çıkacak ekonomik kayıpları dikkate almayacaksınız, ya da insan sağlığını dikkate almadan ekonomiyi ve piyasaları kurtaracaksınız.

Sonuçta Çin, ekonomisinin çarklarının üçte ikisini durdurma pahasına virüsün yayılmasını önleyebildi.

İNŞAAT-EMLAK MERKEZLİ İKTİSADİ BÜYÜME MODELİNİN İFLASI

“Dünyada mekân, ahirette iman” şiarına, nüfusunun çoğunluğu deist ve ateist olan Çin de uydu, muazzam bir inşaat- emlak işine girdi. Geçen 40 yılda müthiş bir şehirleşme yaşandı. Şehirleşme ile birlikte inşaat faaliyetleri çok fazla artmaya başladı.

Çin konut-inşaat piyasası, son yirmi yılda iktisadi büyümenin motor gücü oldu. Muazzam bir büyüklüğe ulaştı. Çin emlak varlığı, ABD hisse senedinin toplam kapitalizasyonundan daha büyük bir hacimde bulunuyor, yaklaşık 60 trilyon dolarlık dünyanın en büyük varlığına sahip olan Çin, son yıllarda dünyanın gördüğü en büyük gayrimenkul krizini yaşamaya başladı.

Çin bugün, hayalet kasabalar ve havaalanlarının yanı sıra, hiçbir yere gitmeyen yarım yollar ve köprülere sahip bir ülke. İş işten geçti, geri dönemeyecekleri kadar ileri gittiler. Çin vatandaşları, yaşanan çöküş yüzünden konut edinmek için aldıkları kredi borçlarını ödeyemez duruma düştüler. Çinli müteahhitleri de, ucuz ve kolay kredi kalmayınca hızla batmaya başladılar. Hızla düşen emlak fiyatları, gelirleri arazi satışlarına dayanan yerel yönetimleri iflasa getirdi.

İnşaat piyasasında tam bir güven çöküşü yaşanıyor, bankacılık ve finans sektörü olmak üzere diğer tüm sektörler etkileniyor bu krizden. Kredi geri ödemelerinin gerçekleşmemesi ve müteahhitlerin iflas etmesi, yeni kredi olanaklarının azalması, bankaları da çok ciddi sıkıntıya sokmuş durumda, batmamanın yollarını bulmaya çalışıyorlar. Aslında çoğu batık ama ilan edilmiyor. Durgunluk ve iflaslar nedeniyle insanlar, işsiz kalmaya başladılar. İşsizlerin borçlarını ödemesi mümkün olmuyor. Borçlu ama evleri bitmemiş insan sayısının ciddi oranda bulunduğunu da belirtelim.

Geçtiğimiz aylarda ekonomiyi canlandırmak için yeni tedbirler açıklandı , ancak yeterli olmadı. Altyapı harcamaları için 300 milyar Yuan’lık (37 milyar sterlin) yeni kredi paketi ve yerel yönetimlerin (500 milyar Yuan’lık ) borçlarının yeniden yapılandırılması alınan önemli önemlerdendi.

Çin’i izleyen ekonomistler, önlemlerin beklenen etkisinin olmayacağını, asıl problemin, bireylerin ve ailelerin borçlarını ödeme kabiliyetini yitirmesi olduğunu söylüyorlar.

Batılı ülkeler resesyon-durgunluk endişesi yaşarken, uzun yıllar canlı bir ekonomiye ve konut piyasasına sahip olan Çin’in durgunluğa girmesi, ABD’den Avrupa’ya, Japonya’dan Güney Kore’ye kadar tüm ekonomiler için ciddi bir ek endişe kaynağı oluyor.

Çin uzun yıllar boyunca elde ettiği iktisadi büyümeyle dünyanın ekonomik büyümesini yükseltiyordu, Avrupa, Amerika ve Japonya Çin’den nasipleniyordu. Çin çok büyük bir hammadde ihracatçısı ve ithalatçısı ülke, muazzam bir büyüklük, Çin’in durması, küçülmesi demek, dünya ekonomisinin ve diğer ülkelerin de daralma ve durgunluktan payını alması demek.

ABD, merkez bankasının enflasyon istenen seviyeye inene kadar faiz oranlarını artırmaya devam edeceği ortamda, Çin’in de durgunluğa girmesi ile tüm ekonomileri ciddi sıkıntılar bekliyor.

ÇİN KOMÜNİST PARTİSİNİN KATILIĞI VE DEMOKRASİ YOKLUĞU

Başkan Xi Jinping’in ve politbüronun; Çin’de yaşanan ekonomik krizi çözmede yetersiz ve geç kaldıkları, aslında mevcut durumu sürdürmeye çalıştıkları, bu nedenle de ekonomideki tahribatın artmasına yol açtıkları Çin uzmanları tarafından ileri sürüyor.

Çin’de krizi çözmek için gerekli radikal politikaları uygulamanın çok zor olmasının nedenleri şu şekilde açıklanıyor;

a) Büyümeye odaklı uygulamalara bağımlı bir bürokrasi bulunuyor.

b) Radikal iktisadi politikalar, güçlü parti kadroları tarafından istenmiyor, radikal kararlar ‘kurulu düzeni’ etkiliyor.

C )Radikal iktisadi önlemler, merkezi devletin uhdesinde bulunan imkanları ve yerel yönetim olanaklarını kısıtladığı için siyasi olarak zor, ez cümle ‘hazineden geçinenler’ kurulu düzenlerinin bozulmasını istemiyor.

RUSYA-UKRAYNA SAVAŞININ ENERJİ ARZINA ETKİLERİ

Çin, dünyada çok fazla enerji ve ham madde ithal eden bir ülke. İktisadi büyüme için gerekli enerji kaynakları ülke içinden yetmiyor, enerji açığını tüm dünyadan sağlıyor. Enerjide önemli bir ithalatçı ülke. Dünya enerji üretiminden-arzından ve fiyatlardan en fazla etkilenen ülke olması nedeniyle, Rusya ve Ukrayna savaşının, Çin’e olumsuz sonuçları oldu. Savaşın ve ambargoların Çin’e de maliyeti oldu. Rusya’nın gaz arzını kısması, uygulanan Batı yaptırımları, enflasyonu körüklüyor ve dünyanın genelinde iktisadi büyümeyi durduruyor.

İKLİM YIKIMININ ETKİLERİ

Çin’in 40 yıldır yaşadığı yüksek iktisadi büyüme, geri dönülmesi çok zor bir iklim felaketine yol açtı. Ülke iklim krizinin çok ciddi etkisi altında bulunuyor, aynı zamanda gezegenin ısınmasına, harap olmasına çok büyük katkıyı veriyor. Yaşanan iklim felaketi sonucunda, neredeyse temiz akarsu ve göl kalmadı. İklim krizi nedeniyle yaşanan aşırı sıcaklar, küresel tarım ve gıda arzını etkiliyor, tarım ve gıda arzının azalması da , Çin’in iktisadi krize girmesinin nedenlerinden biri olarak sayılıyor.

Çin’de 40 yıl boyunca, yüksek iktisadi büyüme oranlarının, gezegenin yaşanmaz kalmasına neden olması, hiç mi ama hiç dikkate alınmadı. Çin yönetimleri “fareyi yakaladığı sürece kedinin siyah-beyaz olmasına bakmayız” diyordu..

2004 yılında yayımlanan Çin Endişesi başlıklı bir yazımda; “Çin batarsa IMF’nin kurtarmaya parası yok, IMF’nin parası yetmez“ demiştim.

Not: Bu yaz , 21-08-2023 tarihinde Açık Radyo-Açık Gazete Ali Bilge ile Ekonomi Politik programından derlenerek hazırlanmıştır. Programa ve çözümüne buradan ulaşmak mümkün.

Ali Bilge: İktisatçı -Gazeteci

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version