Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Yel değirmenleriyle savaş

Yel değirmenleriyle savaş


YORUM | ALPER ENDER FIRAT

“Talih bize istediğimizden de çok yardım ediyor, şu koskoca devleri görüyor musun sevgili Sancho Panza, en az 30 tane var onlarla savaşmak ve hepsinin canını almak istiyorum. Elde edeceğimiz ganimetle zenginleşmeye başlarız, iyi bir savaş olur bu ayrıca böyle bir canavarın soyunu yeryüzünden kaldırmak Tanrıya hizmettir.” dedi Don Kişot.

“Hangi devlerden söz ediyorsunuz?” diye hayret ile sordu hizmetkarı Sancho Panza.

“Şurada gördüğün, kimisi iki fersah uzunluğunda koskoca kollu devlerden” diye cevap verdi Don Kişot.

“Dikkat edin senyör dev zannettiğiniz şey yel değirmenleri, iki fersah zannettiğiniz kollar değil rüzgarla dönen ve değirmen taşını döndüren kanatlardır’’ diye hayret içinde karşılık verdi Panço.

Bu cevaptan hiç hoşlanmayan Don Kişot: “Maceradan hiçbir şey anlamadığın belli, dev bunlar, korkuyorsan ayak altından çekil, ben şu benzersiz ve korkunç kavgayı yaparken sen de otur dua et.’’

Saldıracağı şeyin dev değil yel değirmenleri olduğu konusunda ısrar eden Sancho Panza’ya kulak asmadan atı Rosinante’yi mahmuzladı Don Kişot. Ve büyük bir hışımla yel değirmenlerine saldırdı. 

Hepimizin bildiği gibi Don Kişot, Ortaçağ İspanyasında, ülkenin orta yerinde yer alan Mancha eyaletinde, küçük bir köyde yaşamaktadır ve bütün vaktini şövalye hikayeleri okumakla geçirmektedir. Okuduğu hikayelerden öylesine etkilenmiştir ki artık gerçek dünya ile hikayeler birbirine karışmaktadır. Bir gün kafasında kayış tam kopar ve gerçek dünyadan tamamen sıyrılıp hayal dünyasında yaşamaya başlar. O artık kendini yaşayan son şövalye olarak görmektedir.  Evdeki eski paslı zırhları, kılıçları kuşanır, gözüne çok mükemmel gelen sıska atına biner ve yollara düşer. Kendisine büyük servet vermeyi vaat ettiği Sancho’yu yardımcı yapar. Yolda rastladığı çirkin bir köylü kızını da çok güzel ve soylu olarak gördüğü için kendisine sevgili olarak seçer.

Cervantes’in bu eseri, yazıldığı tarihten bugüne hem Avrupa hem dünya edebiyatını temelden etkilemiştir ama bunun yanında hayali düşmanla savaşan herkese ismini de vermiştir. 

2023 yılında Türkiye Cumhuriyetinin İçişleri koltuğunda oturan Ali Yerlikaya, sosyal medya hesabından uzun namlulu özel harekat polislerinin resmiyle bir bilgi paylaşıyor: Göreve geldiği son iki ay içinde fütü terör örgütüne yönelik 905 operasyon gerçekleştirdiklerinden, bu operasyonlarda 1329 kişiyi gözaltına aldıklarından büyük bir gururla bahsediyor. Mesajda kullandığı fotoğrafı gören ve Türkiye’yi hiç bilmeyenler, dünyanın en kanlı örgütüne operasyon düzenlendiğini zanneder. 

Yel değirmenlerini görmeyip Don Kişot’un saldırıdaki ciddiyetine bakanlar, karşıda çok korkunç, çok tehlikeli düşman olduğunu zannedecekleri gibi, bu fotoğrafı görenler de güvenlik güçlerinin bir savaşa girdiğini falan zanneder. 

İçişleri Bakanı, verdiği rakamların yanına keşke bu operasyonlar sırasında yakalananların onlara nasıl karşılık verdiklerini de ekleseymiş. Terörist dedikleri insanlardan güvenlik görevlilerine karşı tek bir tane taş atılmış mı yazsaymış. Küçücük bile olsa mukavemet gösteren tek bir kişi olmuş mu buna da belirtseymiş. 

Hayali bir hezeyan içinde olan Don Kişot, o yel değirmenlerinin dev canavarlar olmadığına nasıl ikna edilmiyorsa, birtakım çevreler de ağız dolusu kelimelerle suçlu ilan ettikleri insanların terörist olmadığına ikna edilemiyor. 

Bangır bangır uyuşturucu sattığını, hırsızlık yaptığını, suç şebekesi içinde olduğunu söyleyen genç gibi binlerce gerçek suçluyu toplumun içine bir kere daha salıveren bu Don Kişotlar, 86 yaşında tuvalete bile gidecek durumda olmayan yaşlı bir adamın olmayan suçuna verdikleri cezayı ertelemiyorlar. Yargının Don Kişotları hayali yel değirmenleriyle ölümüne bir mücadeleyi ısrarla ve kararlılıkla sürdürüyorlar. 

Sürdürsünler bakalım, bu irrasyonel zaman dilimi nerede ve nasıl bitecek merakla bekliyoruz. Çünkü bu dönemin akılla, mantıkla, izanla, insanlıkla hiçbir şeyle açıklanır tarafı yok. Nasıl bir delirmişlik, nasıl bir akıldışılık gerçekten anlaşılır gibi değil. Artık bunlara kızmıyor, öfke duymuyorum. Aklını ve ruhunu yitirmiş ülkem için çok ama çok üzülüyorum.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version