Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Katili affetmek

Katili affetmek


YORUM | ALPER ENDER FIRAT

Arjantin’in en önemli mahkemelerinden birinde yıllarca sorgu müfettişliği yapan Benjamin Esposito, uzun yıllar sonra, kendisini çok etkileyen bir vakayı roman olarak kaleme almak istemektedir. 30 yıl önce işlenen vahşi cinayetle ilgili detayları yeniden hatırlayan Esposito, dava üzerinde tekrar çalışmak ve üstü kapanmış suçu aydınlatmayı amaçlar. Belge ve delilleri yeniden inceleyebilmek için ilk adımı eski çalıştığı yere geri dönerek atar. Esposito için bu süreç, adaletin ve vicdanın acı gerçeklerinin su yüzüne çıktığı bir yolculuğa dönüşür. 

Türkçeye ‘Gözlerindeki sır’ olarak tercüme edilen 2009 Arjantin-İspanya ortak yapımı filmin finali suçluya verilen ceza konusuna farklı bir bakış getiriyor.  

(Orjinalinden önce Julia Roberts ve Nicole Kidman’ın başrolünü oynadığı ve beni çok etkileyen Amerikan yapımı uyarlamasını izlemiştim. O filmin ismi de orjinali gibi Türkçe’ye ‘Gözlerindeki sır’ olarak tercüme edilmişti).

İki film de adalet ve suçluya verilen ceza konusunu, izleyenlerin vicdanında derinden tartışmaya açıyor.  

Filmde, Ricardo Morales’in hayatı çok sevdiği genç ve güzel karısının hunhar bir cinayete kurban gitmesinden sonra alt üst olur. Bu gizemli cinayet, sorgu müfettişi Benjamin Esposito ve arkadaşı Pablo Sandoval’ın büyük çabalarıyla çözülür. Katil yakalanıp içeri atılır ancak kısa sürede katilin Arjantin Devletinin kirli yüzü ile irtibatlı olduğu anlaşılır. Devletin yüksek çıkarları(!) söz konusu olduğu için katil tez vakitte hapisten çıkartılır. Hapisten çıkarılmakla kalmaz işlediği cinayeti ortaya çıkaranlardan, devletteki dostlarının yardımıyla intikam da alır. Ancak katiller yanlış kişiyi kurşunlamışlar, Esposito diye Sandoval’ı öldürmüşlerdir.  

Bu olaydan sonra Esposito, yıllarca sürecek bir gaybubet haline girer ve katillere izini kaybettirmek için ortadan kaybolur. Yıllar sonra bu cinayeti bir romana dönüştürmek için, daha önce çalıştığı mahkemeye yeniden dönen Esposito olayın kahramanlarıyla yeniden yüzleşir. Ancak katilden hiç iz yoktur. Katilin izini eşi öldürülen Ricardo Morales ile karşılaşınca bulacaktır. 

Morales, bütün gözlerden uzak son derece sakin bir hayat yaşamaktır. Ne evlenmiştir, ne de hayatına yeni bir kadının girmesine müsade etmiştir. Şehirden uzakta ıssız bir evde tek başına yaşamaktadır. 

Cinayetten sonra Morales’in bütün zihnini, katilin hak ettiği ceza ile cezalandırılması düşüncesi kaplamıştır. Arjantin devleti tarafından hapisten çıkarılan katili takip eden Morales, onu bir gece bayıltarak eve götürmüş ve aradan geçen 25 yıl boyunca bir kafeste hapis tutmuştur. Onu hak ettiği ceza ile cezalandıracaktır ancak katilin intikam için öldürülmesini doğru bulmaz. Çünkü öldürmek onu bir nevi kurtarmaktır. Onu 25 yıl boyunca gözlerden uzakta izbe bir ahırdaki kafes içinde, tek kelime konuşmadan tutar. 

Devletin sağlamadığı adaleti, maktulün kocası kendi eliyle yerine getirmiştir. 

Bir filmi uzun uzun tanıtayım diye yazmadım bunları. Adil bir toplumun inşasında, suçlu olanın cezalandırılmasına, bambaşka bir bakış açısı getirmesi bakımından önemli bir film olduğunu düşünüyorum. 

Devleti yönetenlerin sadece bir istatistik rakamı olarak gördüğü ve kolaylıkla affettiği böylesine binlerce olay, insan hayatının ta kendisi. 

Türkiye Cumhuriyeti devletinin hapishanelerdeki on binlerce katil ve tecavüzcüyü yine affedip salıverdiği bir zamanda bu filmi izlemek insanı daha da derinden sarsıyor. Bebekli anneleri, sarma yapan teyzeleri, gazetecileri, akademisyenleri asla affetmeyen devlet katil affetmede öylesine hoyrat, öylesine cömert ki insanın yüreğini kanatıyor. 

Buradan bir kere daha çok net söylemiş olalım, kişisel suçlarda devletin af yetkisi olamaz. Hatta bu suçlarda mahkuma verilecek ceza devletin değil maktulün en yakınlarının yetkisinde olması gerekir. 

En hunhar, en canavar ruhla işlenen cinayetlerde devlet istediği tasarrufu kolayca yapıyor, affediyor, serbest bırakıyor ancak kendi iktidarına yönelik suç gördüğü hiçbir şeyi ısrarla ve kararlılıkla affetmiyor. Devlet, mahkemeleri toplumda adaleti sağlamak için değil de iktidar sahiplerinin çıkarlarını koruyup devam ettirebilmesi için kullanıyor. 

Adaleti sağlamayan devletin ikbali çok karanlıktır. 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version