Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Geçmişten günümüze tiyatro taltifi: Tony Ödülleri

Geçmişten günümüze tiyatro taltifi: Tony Ödülleri


YORUM | M. NEDİM HAZAR

Size bugün çok özel bir sanatçıdan bahsedeceğim. Aslında sadece sanatçı da değil, aktivist, savaş karşıtı ve eğitim gönüllüsü Antoinette Perry.

Durun durun ya da şöyle başlayalım…

Hatırlayacaksınız, sinema tarihinin en büyük aktörlerinden biri olarak kabul edilen Amerikalı Oscar ödüllü oyuncu Robert De Niro, ABD Başkanı Donald Trump’a küfretmişti. 

New York’taki Radio City Music Hall’de 2019 yılında 72’nci kez düzenlenen Tony Ödülleri’nde De Niro, Bruce Springsteen’i sahneye davet etmeden önce Trump’ı adeta küfür yağmuruna tutmuştu. 

CBS Televizyonu’nda milyonlarca kişinin canlı olarak izlediği Tony Ödülleri töreninde De Niro, Trump karşıtlığının dozunu arttırmış ve dümdüz gitmişti!

Bugünkü yazının konusu ne De Niro, ne Trump ne de siyaset…

Pek çok sinemaseverin bile ismini pek duymadığı Tony Ödülleri…

Arzu edenler bu ilginç organizasyon için şurayı inceleyebilirler.

Bu yıl 76’ncısı dağıtılan bu ödüller aslında sektörde prestij olarak Oscar’dan bile önemli olarak görülür. 

Uzun ismi Antoinette Perry Broadway Tiyatrosu’nda Mükemmellik Ödülü’dür ama zamanla kısa kullanımıyla anılmaya başlanmıştır. 

Tony Ödülleri, sinema için Oscar, müzik için Grammy, televizyon için Emmy ödülleri neyse tiyatro için o kadar önemlidir. 

Bir de uluslararası denklikte olan ödüller vardır. Misal, İngiltere’deki Laurence Olivier ve Fransa’daki Molière Ödülleri… 

Kısa bir tarihsel plan…

Adını oyuncu, yönetmen, yapımcı ve American Theatre Wing’in dinamik savaş zamanı lideri Antoinette Perry’den alan Tony Ödülleri, oyuncunun vefatından bir yıl sonra verilmeye başlandı. Ödüller resmi olarak ilk kez 6 Nisan 1947 Pazar günü Paskalya’da Waldorf Astoria otelinin Büyük Balo Salonu’nda bir akşam yemeğinde verildi. 

Bu arada bittabi biraz da American Theatre Wing’den bahsetmemiz lazım. 

Ve bu kurumdan önce de Stage Door Canteen’den.

İsminden de anlaşılacağı üzere burası bir kantin. Aslında sanatçıların özellikle 2. Dünya Savaşı esnasında takıldıkları bizdeki Çukurcuma benzeri bir yer. 

Özellikle 2. Dünya Savaşı sırasında askerler buraya ünlü sanatçıları görmek, onlarla tanışmak ve takılmak için gelirlerdi. 

New York’un kültür merkezi Broadway’de bulunuyordu. 

Askerler bulaştıkları her şeyi mundar ettikleri gibi, bu ortamı da kısa sürede ele geçirip, ordu için bazı sanat organizasyonları yapmaya başladılar. 

Kantin Manhattan 42. Cadde’de açıldığında tarih 2 Mart 1942 idi.

Stage Door Canteen’de klasik bir an, sanatçı, politikacı ve oyuncular muhabbet halinde.

Antoinette Perry ise bu girişimin kurucuları arasındaydı ve ilk başkan ve genel sekreteri olmuştu. 

Pek çok sanatçı gibi kıymeti vefatından sonra anlaşıldı ve arkadaşları, meslektaşları onun Amerikan tiyatrosunun yüksek standartlarına katkısını anmak için harekete geçtiler. 

ATW (Havuz medyasındaki çöplük değil American Theatre Wing) onun onuruna verilecek bir dizi ödül oluşturma fikrini geliştirdi ve kısa sürede hayata geçirdi. 

Dönelim ilk ödül akşamına…

Kıyafet kuralı isteğe bağlı siyah kravattı ve sahneye çıkan sanatçılar arasında Mickey Rooney, Herb Shriner, Ethel Waters ve David Wayne vardı. 7 kategoride 11 aday sunuldu ve biri West 44th Street’teki adını taşıyan restoranın sahibi Vincent Sardi’ye verilen de dahil olmak üzere 8 özel ödül vardı. O gecenin büyük kazananları arasında José Ferrer, Arthur Miller, Helen Hayes, Ingrid Bergman, Patricia Neal, Elia Kazan ve Agnes de Mille vardı.

Bu isimlerin sadece tiyatro değil, edebiyat ve sinema dünyası için de ne kadar önemli olduğunu belirtmeme gerek yok sanırım. 

İlk törene (aslında bir akşam yemeğiydi) bin kişiden fazla bir sanatçı topluluğunun katılması bu girişimin doğru bir adım olduğunu akıllara getirmişti. 

Sonraki 18 yıl boyunca Plaza, Waldorf Astoria, Astor gibi otellerin balo salonlarında yemek ve Tony Ödülleri sunumları gerçekleşti.

Biliyorsunuz Broadway demek müzikal demek. Tony de tiyatro ödülüydü ama daha çok müzikal sanatçıları katılıyordu. Yani müzik/edebiyat/tiyatronun iç içe geçtiği sanatçılar ağırlıktaydı. 

Doğal olarak çok renkli, eğlenceli ve magazin basını için çok aranan bir organizasyona dönüşmüştü. 

1966 yılı müstesna. 

Bu sene ödülün hemen öncesinde Wing’in başkanı Helen Menken beklenmedik bir şekilde öldü.  Tören eğlence yapılmadan, bir öğlen yemeği sonrasında yapılmıştı. 

Bu yıl bir kırılma noktası oldu ve 1967 yılında özellikle Broadway Ligi olarak bilinen New York Tiyatrolar Birliği’nin teşvikiyle televizyon hakları satıldı. 

Artık sadece magazin basını ve okuyucuları değil, geniş kitleler de TV yayını sayesinde tiyatro ve müzikal ile içli dışlı olmaya başladı ve bu ödül yayınları neticesinde Amerikan tiyatrosu sıçrama kaydetti. 

1978 yılında büyük yayın kuruluşu CBS bu ödülleri canlı yayınlamaya başlayınca, sinema dünyasındaki popülaritesi en az Oscar kadar önem kazandı. 

İlginç bir ayrıntı; bu tarihten sonra televizyon ödülleri olan Emmy Ödülü pek çok kez, Tony Ödülleri yayınından dolayı CBS’e verildi!

İki bin yılında ise artık tam kurumsallaşma gerçekleşti ve TonyAwards.com ile beraber ödüllerin son hali verildi.

Gelelim ödülün fiziki yapısına. 

Tonys’in ilk iki yılında (1947 ve 1948), resmi bir Tony Ödülü yoktu. Kazananlara bir parşömen ve buna ek olarak erkekler için altın para klipsi, kadınlar içinse kompakt gibi hatıra materyalleri verilmişti.

1949’da tasarımcılar birliği United Scenic Artists, ödül için uygun bir model yarışmasına sponsor oldu ve Herman Rosse tarafından tasarlanan ve bugüne kadar resmi Tony Ödülü olarak kalan disk şeklindeki bir madalyon ödül olarak verilmeye başlandı. 

1968’den beri Tony ödülü, kavisli bir armatürle siyah bir kaide üzerine monte edilmiş olan takip amacıyla numaralandırılmış bir özelliğe sahip. Ödülün ön yüzü komedi ve trajedi maskelerini tasvir ederken, arka yüzüne kazananın adı, ödül kategorisi, yapım ve yıl kazınmış oluyor.

Bazı enteresan ayrıntılar ise şöyle: 

Tom Stoppard’ın destansı üçlemesi The Coast of Utopia (2007), Tony tarihindeki diğer tüm oyunlardan daha fazla, 7 Tony Ödülü kazandı. 10 dalda adaylık almıştı. 

Jeremy O. Harris’in Köle Oyunu (2020), 12 ile bir oyun tarafından kazanılan en çok aday olma rekorunu elinde tutuyor.

Bir de ailecek alınan ödüller var ki şöyle. 

Tarih boyunca aynı kategoride Tonys için üç aile üyesi aday gösterildi:

Richard Rodgers ve kızı Mary Rodgers, 1960 yılında En İyi Müzikal’in bestecisi olarak aday gösterildi; The Sound of Music ve Once Upon a Mattress için ödülü kazanmışlardı.

Lynn Redgrave ve yeğeni Natasha Richardson, 1993’te Bir Oyunda En İyi Kadın Oyuncu dalında aday gösterildi; Babam ve Shakespeare için Bayan Redgrave ve Anna Christie için Richardson.

Jennifer Ehle ve annesi Rosemary Harris, 2000 yılında Bir Oyunda En İyi Kadın Oyuncu dalında aday gösterildi. Bayan Ehle, The Real Thing’deki performansıyla kazandı. Harris ise , Waiting in the Wings’de rol almıştı.

Yönetmen/yapımcı Harold Prince, birden fazla kategoride herhangi bir birey için en yüksek olan 21 Tonys aldı. Bunlar arasında yönetmenlik için 8, yapımcılık için 8, yılın En İyi Müzikali’nin yapımcısı olarak 2 ve 3 özel Tony Ödülü yer alıyordu.  Öte yandan, Roger Berlind, tamamı yapım için olmak üzere 25 Tony Ödülü kazanarak kırılması zor bir rekora imza attı. 

Gelelim bu ayın 11.inde 76’sı verilen Tonys’e (Tony Ödelleri’ne).

Hızla yaşlanma hastalığından muzdarip bir genç kızın sıradışı hikayesi “Kimberly Akimbo” en iyi müzikal seçildi.

Öte yandan tıpkı Oscar gibi Yahudilere daima bir pozitif ayrımcılık yapan bu ödül jürisi bu yıl da “Holokost”u es geçmedi. 

Avrupa tarihinin kanlı bir döneminde birbirine sıkı sıkıya bağlı bir Yahudi cemaatini anlatan çok kuşaklı destansı bir hikaye olan (Yakında bu çalışmayı film olarak izlersek kimse şaşırmasın) “Leopoldstadt” en iyi oyun da dahil olmak üzere 4 ödül kazandı.

Jüri bununla da yetinmedi ve Yahudi Amerikalı Leo Frank’in hapsedilip linç edilmesini konu alan “Parade” en iyi müzikal seçildi. Parade, bir neo-Nazi grubun üyelerinin açılış gecesinde tiyatronun önünde protesto gösterisi yapmasının ardından ulusal haber oldu.

Öte yandan Suzan-Lori Parks’ın ekonomik sınırlarda yaşayan iki Afro-Amerikalı kardeşi konu alan draması “Topdog/Underdog” en iyi oyun canlandırma ödülünü evine götürdü.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version