Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Erdoğan kaybetse de gitmez’ efsanesi…

‘Erdoğan kaybetse de gitmez’ efsanesi…

Erdoğan ve AKP sözcülerinin ‘darbe’ açıklamalarını duydukça aklıma 28 Şubatçı paşalar geliyor. Refah Partisi iktidarını önlemek amacıyla o dönemin paşaları da isimleriyle ve isimsiz olarak ana akım medyaya ‘darbeyi çağrıştıracak’ açıklamalar yapardı. Bu açıklamalar ülkeyi önce ekonomik krize sürükledi ardından AKP iktidarına giden süreci başlattı. AKP’nin girdiği ilk seçimde yüzde 34 oy almasında 28 Şubatçı paşalar ve onlarla ortaklık eden siyasilerin büyük payı var.

28 Şubatçılardan dayak yemiş siyasi geleneğin temsilcisi Erdoğan, kendisine yapılanı başkasına yapmaktan çekinmiyor. Üstelik bunu siyasetçi olarak yapıyor. Onlar askerdi, silah zoruyla yönetmeye her an talipti, Erdoğan görünürde sivil ama farklı yöntemlerle o paşalara rahmet okutulacak kadar ‘şahin’. Bu tavır aslında oturduğu koltuğu da inkar demek.

Son açıklamalar iktidarı kaybettiklerinin göstergesi. Son bir hamle ile devrilen otobüsü kurtarmak istiyorlar. Halktan normal vaad ve icraat yoluyla oy alamayacağını gören Erdoğan, 28 Şubatçı generaller gibi halkı korkutarak sonuca gitmek istiyor. Darbe diyerek, terör diyerek, bölünme diyerek, ezeli korkuları depreştirerek…

Ama Erdoğan nasıl 28 Şubatçı paşalara karşı durarak iktidara geldiyse, bugün de Millet İttifakı da sivil general Erdoğan’a karşı durarak iktidara gelecek.

MUHARREM İNCE’NİN ENTEL VERSİYONLARI

Çevremde çok sayıda insanın “Erdoğan’ın seçimi kaybetse bile iktidardan gitmeyeceği” yönünde açıklamalarını ve değerlendirmelerini görüyorum. Erdoğan’ın her yaptığında bir keramet arayan bu kitlenin içerisinde çok sayıda iyi eğitim almış ve dünyayı tanıyan insanlar da bulunuyor. Muharrem İnce’nin entelektüel versiyonu desek yanlış olmaz. İnce nasıl muhalefeti oylarıyla bölüyorsa bu bakış da iktidarın gitmesini sağlayacak psikolojik ortamın oluşmasını engelliyorlar.

Erdoğan’a muhalif görünüp onu değirmenine su taşıyan Yılmaz Özdil gibileri ise ayrı kategoride değerlendirmek lazım.

GÜLENCİLERİ VE KÜRTLERİ DÖVMEK KOLAYDI, YA YÜZDE 60’I DÖVMEK?

Uzun yıllar Ankara’da yaşamış birisi olarak şunun farkındayım: Erdoğan ve ekibi iktidarını kaybetmemek için ülkede hukuku ve demokrasiyi rafa kaldırmaktan asla çekinmez ve çekinmedi de. Erdoğan, iktidarını kaybetmemek için Ankara’nın göbeğinde üç bombanın patlamasın seyretti. Ardından 15 Temmuz’da yüzlerce insanın öldürülmesini, cezaevine konulmasını ve işinden atılmasını sağladı. ‘Seni başkan yaptırmayacağız’ diyen Demirtaş ve Kürt siyasetinin önemli isimlerini cezaevine atmaktan çekinmedi. Toplumda öteki kabul edilen gruplara Erdoğan rejiminin yaptıkları muhalefet içinden de ciddi bir destek buldu. Erdoğan güçsüz yapıları ezdikçe ezdi, tepindikçe tepindi. Ama Erdoğan’ın bu kez karşısına aldığı grup toplumun yüzde 60’ı ve “öteki” gruptan sayılmayacak kadar büyük.

Erdoğan’ın güç karşısında nasıl eğildiğini şu olaylarda net olarak gördük: Rusya’nın kendisiyle ilgili IŞİD dosyasını Birleşmiş Milletler’e taşımasının ardından özür diledi. ‘Darbeci’ dediği Birleşik Arap Emirlikleri’ne nasıl yanaştığı, Suudi Arabistan veliaht prensine ‘katil’ deyip sonrasında nasıl para dilendiği de ortada. Darbeci dediği Sisi ile nasıl biraraya geldiğini ve Esad ile bir araya gelmek için nasıl kıvrandığını da biliyoruz. ABD Başkanı Biden ile bir görüşme yapmak için nelerden taviz vereceğini az çok tahmin ediyoruz. Karşımızda gücü gördüğünde olay yerini terk eden ‘dünya lideri’ var. Bu liderin gücü sadece ülkedeki ezilenlere, yoksullara ve gösteri yapan gençlere yetiyor.

MAZLUMA KARŞI ZALİM, GÜÇLÜ KARŞISINDA KORKAK

Bildiğim bir şey daha var: Erdoğan ekibinin gözü karalığı olduğu kadar korkak da olduğu. Gezi olayları sırasında ne kadar korktuğunu ve sonrasında bu korku üzerine politika inşa ettiğini gördük. 17 Aralık sabahı korkudan kısık sesle oğlunu ve kızını aramasını da duyduk. Karşısında kendisinden daha güçlü biri varsa geri çekilmesini de bilir.

Erdoğan, seçim sonucunu oldu bittiye getirme girişimiyle karşısına yüzde 60’lık bir halk kitlesini alacağını ve Saray’ından çıkamayacağını bilemeyecek kadar acemi politikacı değil. Eğer bunları dikkate almaz, oldu bitte ile seçim sonuçlarını kendi lehine açıklatma girişiminde bulunursa Saray’ında uzun süre oturamayacağını, ülkenin mevcut şartları ve sağlık durumu zaten söylüyor. Seçimi kaybetmiş bir Erdoğan’ın arkasında kitlelerin duracağını kim iddia edebilir? Erdoğan’a destek veren birilerinin ‘Anadolu irfanı’ diye yücelttiği bana göre ise ‘Anadolu cehaletini’ temsil eden kitlenin anladığı tek şey çıkarları ve güçtür. Seçimi tartışmalı şekilde kazanmış bir Erdoğan’ın bu seçmene verebileceği bir şey yoktur.

‘Erdoğan ne yapar eder iktidarı devretmez’ diyenlere kulak asmayın. Yapılacak en önemli şey seçim sonuçlarının sağlıklı bir şekilde sandıktan alınması ve bunun hızlı bir şekilde kurulacak sistem yoluyla topluma ve medyaya ulaştırılmasıdır.

Çevrenizdeki ümitsizliği dikkate almayın, Kılıçdaroğlu’na bir fazla oy kazandırmanın yolunu bulmaya çalışın.

Daha Fazla Göster:
28 ŞubatAKPanalistErdoğangülen cemaatiİktidariktidarı bırakmazKürtlerpaşa

SÜLEYMAN ÖZKAYA
04 Mayıs 2023 GÖRÜŞ

Kaynak: Kronos
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version