YORUM | Av. MEHMET TAHSİN
Temel’in yerdeki muz kabuğunu görünce “eyvah yine düşeceğim” dediği gibi, muhalifler de ikinci tura yaklaşırken “eyvah yine kaybedeceğiz” diye paniklemiş durumda.
Önce bir konuyu netleştirmekte yarar var. Muhalefet Erdoğan’ı devirecek kadar yeterli oyu alamadı mı, yoksa aldı da sandık güvenliğini sağlayamadığı, oylara sahip çıkamadığı için mi kaybetti?
Eğer gerçekten iktidarı devirecek oyu alamadılarsa, yapacak bir şey yok, geçmiş olsun. Millet iradesine saygı duyarız. Hayır, ‘sandıktan çıkan oylarımız çalındı, başka partilere yazıldı’ deniyorsa yapacak tek şey var o halde: Çaldırmayacaksın!
Muhalefetin iddiası da bu. Sandıktan çıkan oylarının başka partilere yazıldığına dair kuvvetli şüpheler oluşmuş durumda. Üstelik AKP iktidarı ve bileşenlerinin bu konuda sicili pek temiz değil.
Bununla beraber hangi sandıkta ne kadar oyun çalındığına dair elimizde yeterli veri yok. Sosyal medyada paylaşılan ıslak imzalı tutanakların, CHP tarafından kamuoyuna açılan sandık sonuçlarıyla uyumsuz olduğuna dair bazı veriler var. Ancak CHP sistemindeki verilerle YSK’nın verileri ne kadar uyumlu, onu bilmiyoruz. Sandık tutanaklarının da CHP’nin sistemine hatalı girilmiş olması da muhtemel. YSK kesin sandık sonuçlarını açıkladığında bunu öğrenebileceğiz. Tabii ki o gün atı alan Üsküdar’ı çoktan geçmiş olacak.
Bunun sebebi CHP içinde beceriksiz bir grubun seçim sonucunu vermeyi eline yüzüne bulaştırmış olması. Altılı Masa’nın sandık güvenliği ve sonuçların sağlıklı açıklanmasına dair CHP dışındaki partilerinin buna dair herhangi bir çalışmasının olduğuna dair tek kelime duymadığımız gibi CHP de konuyu Onursal Adıgüzel ve Tuncay Özkan’a havale etmiş. Onların da kime çalıştığı ortaya çıktı.
İdam sehpasına çıkardıkları adama ‘son sözün ne’ diye sorduklarında ‘bu bana ders olsun’ demesi gibi, bu da muhalefete ders olsun.
MUHALEFET NEREDE HATA YAPTI?
Seçim öncesi sandıktan çıkacak oyları koruyacaklarına dair teminat üstüne teminat verenler verdikleri sözü tutamadı. Tutmadı demiyorum, tutamadı. Çünkü 200 bine yakın sandıktan sonuçları alıp bir yerde toplamak kolay değil.
Eskiden bunu yapan, seçim sonuçlarını en doğru ve en hızlı şekilde veren Cihan Haber Ajansı vardı. Çünkü yaklaşık 200 bin sandık başından bizzat sonuçlar alınıyor, hızlı ve güvenli bir şekilde sisteme giriliyordu. Hem siyasi partiler hem de televizyonlar kucak dolusu paralar ödeyerek sonuçları Cihan’dan alıyorlardı.
Sonra Anadolu Ajansı (AA) bu işe soyundu. AA ilk defa 2014 yerel seçim sonuçlarını verdi. Daha da önemlisi, iktidar tarafından medya kuruluşlarına seçim sonuçlarını Cihan’dan almamaları için baskı uygulandı. Bazı yerlerde sandık başından sonuç almak isteyen Cihan temsilcileri kolluk kuvvetleri tarafından engellendi.
Peki AA seçim sonuçlarını nasıl verdi? Bir dönem AA’nın Antalya Bölge Temsilciliğini de yapan Gazeteci Tuncer Çetinkaya seçim sonuçlarını nasıl verdiklerini şöyle anlatıyor:
(AA Genel Müdürü) Kemal Öztürk, seçim sonucunu AA ekiplerinin vereceğini açıkladı ancak sandıklar sayılırken bizden ne veri sordular ne sistem kurdular. Antalya Bölge de aynıydı. AA Antalya Bölge Müdürlüğü’ndeki arkadaşlara ve genel müdürlükteki tanıdıklara da sordum “TV’ler, internet siteleri AA sonuçlarını veriyor. Biz hiç veri göndermedik, nasıl oluyor” dedim. Aldığım cevap enteresandı: Verileri AKP’den alıyoruz ama siz YSK’dan alıyor gibi haber yapın!
Erdoğan’ın eski basın danışmanı, Anadolu Ajansı Genel Müdürü Kemal Öztürk’ün amacının seçim sonucu vermek değil seçimi manipüle etmek olduğu sonradan anlaşıldı. Çünkü AA sonuçları sandık başından değil AKP merkezinden alıyordu.
Bu gerçeği tüm muhalifler bildiği halde ‘bile bile lades’ diyerek AA’nın seçim sonuçlarını vermeye devam ettiler. Cihan Haber Ajansı’na el konulup kapatılırken de sessiz kaldılar.
2019 İSTANBUL SEÇİMLERİ
Sonra İstanbul seçimlerinde Anka ajansı ortaya çıktı ve seçim sonuçlarını vereceğini duyurdu. Fox TV, Sözcü, Halk Tv gibi bazı muhalifler hem AA hem de Anka verilerini paylaştılar. Muhalefet de sandıklara sahip çıktı, AKP, seçim iptali dahil çevirdiği onca dolaplara rağmen kaybetti.
Cihan Haber Ajansı’ndan sonra ilk defa bir ajans seçim sonucu veriyordu. Ancak bir sorun vardı. AA’nın seçim sonuçlarını sandık başından değil AKP’den aldığı gibi Anka da CHP’den alıyordu. Halbuki eskiden partiler sandık sonuçlarını adam gibi toplamayı beceremediğinden Cihan’dan alıyorlardı.
MUHALEFET NE YAPMALI?
Aslında muhalefetin ne yapması gerektiğine dair çok şey konuşuldu ve yazıldı. Hadi Eşofmanlı Şevket Hoca gibi diyeyim, bunları Cevheri Güven anlattı… Savaş Genç anlattı… Adem Yavuz Arslan anlattı… Hepsi de Bilal’e anlatır gibi anlattı, ama dinleyen kim. Bir daha söyleyelim:
1) Her sandığın başına adam dikmek: Yapılacak iş çok basit. 200 bin sandığın başında en az birer adam dikip, birincisi oy sayılarını, ikincisi ıslak imzalı sandık tutanaklarının fotoğraflarını alıp hızla bir merkezde toplamaları gerekiyor. Sadece sandık başından sonuçları alacak görevlilere kısa bir eğitim vermek yeterli. 6 siyasi partinin tamamı taşın altına elini koyarsa bu kadroyu rahatça kurabilir.
2) Verileri toplamak: Bunun için çok özel yazılımlara gerek yok. Namuslu bir yazılımcı bile birkaç günde bunu yapabilir. Burada en kritik veri, ıslak imzalı tutanaklar. Çünkü itirazlar buna göre yapılacak.
3) Sandık sonucunu ilan etmek: Öyle AKP’nin Truva atı Tuncay Özkan’ın sahibi olduğu Anka ajansı filan değil, her parti doğrudan kendi internet sitesinden hatta, yurtdışından kiralayacakları server’lar üzerinden tüm sonuçları ve sandık tutanaklarını ilan etmeli. Hem de aynı gece bunu yapmak zorundalar.
Şurada 10 gün kaldı. Bu 10 gün içinde bunlar yapılmazsa, sonuç aynı şekilde hüsran olacak. Kim bilir belki bir daha seçim de olmaz. Baksanıza Erdoğan kendini bırakıp muhalefet için üzülmeye başlamış. “Ülkemizde her şeyi değiştirdik ancak muhalefeti maalesef değiştiremedik.” diyor. Eğer bu seçimi de alırsa önümüzdeki dönemde CHP’nin başına Tuncay Özkan veya Metin Feyzioğlu gibi bir Saray soytarısının geçmesi hiç de sürpriz olmaz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***