YORUM | M. AHMET KARABAY
İYİ Parti lideri Meral Akşener, Millet İttifakı’nı dağıtma hamlesi olan açıklamayı yaptı. Hem de kendi açısından tam zamanında bu adımını attı. Aslına bakarsanız Akşener üstlendiği görevi yerine getirdi. Tarih yazmayacağı kesin olanlar, tarihe sadece kullanışlı bir aparat olarak geçerler…
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun vizyonu ve fedakarlıklarıyla kurulan ittifakta Akşener, yaklaşımlarıyla topluma güven vermeye çalıştı. Meral Akşener, Millet İttifakı içinde önemli bir görev üstlendi.
Güven adımını ilmek ilmek ördü. İttifak içinde “Ben cumhurbaşkanı adayı olmayacağım” diyerek tevazuda toprağa yakın bir duruş sergiledi. Amacının Parlamenter Sisteme geçildikten sonra başbakan seçilmek olduğunu söylediyse de bu nasılsa günümüzün konusu değildi.
Aslında “aday olmayacağım” ifadesi, gelecekte çok işine yaramak üzere sarf edilmiş bir sözdü. Masanın etrafına oturulduğunda, söyleyeceği her sözü Akşener aday olmayacağı hatırlatmasıyla yaptı.
Bir paragraflık 2 Mart ortak deklarasyonu, “Millet İttifakı’nda adaylık düğümü çözüldü” şeklinde yorumlandı. Pazartesi günü ittifakın adayı da resmen açıklanmış olacak diye düşünülürken, İYİ Parti kanadından farklı yaklaşımlar ortaya kondu.
İYİ Parti kurmayları, gizli müttefiklerinin sloganını çağrıştıran paylaşımlar yapmaya başladı. Genel Başkan Yardımcısı Ümit Dikbayır, sosyal medya hesabından “Millet beşten büyüktür” diye yazarak, savaşın ilk kurşununu attı.
Akşener, altına imza attığı metinde yer alan kararı İYİ Parti Genel İdare Kurulu’nda (GİK) ele alacaklarını duyurarak, partisinin ilgili isimlerini Ankara’ya davet etti.
İşin ilginç yanı, ilk kurşundan sonra yandaş televizyonlarda yorum yapanlara birinci elden paylaşıldığı anlaşılan bilgiler akmaya başladı. Altılı Masa’da konuşulan her konu, bütün detaylarıyla yandaş yorumcular tarafından aktarıldı.
Aslında, Altılı Masa’nın tekmeleneceği, GİK kararından önce yandaşlara bu bilgi akışıyla verildiği anlaşıldı. Görünürde ittifaka “kazanacak iki aday” sunan Akşener, aslında 6 Mart toplantısına gerek kalmayacak sözler sarf etti.
Millet İttifakı’nın ne kumar masası, ne de noter olduğunu belirten Akşener, bu sözleriyle kendi siyasi geleceğini masaya sürdü. Akşener, “Ya tarih olacağız, ya tarih yazacağız” dedi.
Akşener muhtemelen, Erdoğan’dan istediği başbakanlığa denk gelecek olan cumhurbaşkanlığı birinci yardımcılığı koltuğu sözünü almış olmalı.
İYİ Parti bir proje partisiydi ve görevini tamamladı.
8 TEMMUZ 2021’DEKİ AKŞENER YORUMUMU OKUMALISINIZ
TR724’de 2021 Mayıs ayı sonunda yazmaya başladım. İlk yazılarımdan sayılabilecek 8 Temmuz 2021’de geniş bir Meral Akşener yorumu yapmıştım. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, İYİ Parti’yi MHP’nin alternatifi olarak yedekte tuttuğunu, AK Parti ile en kolay bir araya gelebilecek olan partinin İYİ Parti olduğunu anlatmaya çalışmıştım.
Fırsat bulduğunuzda o yazıyı mutlaka okumanızı isterim. Akşener’in Millet İttifakı’ndan kopup Erdoğan’la olabileceği ifadelerime benim ailem bile o zaman itiraz etmişti.
Şunun iyi bilinmesi gerekiyor. Türkiye’de CHP dışındaki hiçbir parti, iktidar imkanlarından yararlanmadan iki dönemden fazla ayakta du-ra-maz. Ayakta durduğunu sananlar da çokça örneğini gördüğümüz tabela partilerinden öteye bir şey olamaz. İYİ Parti’nin tabanı da öteki kitle partisi olma iddiasındakilerin tabanları gibi ideolojik bir bağla partilerine bağlı değiller.
Burada asıl sorulması gereken soru, Akşener Millet İttifakı’nın kazanmaya en yakın olduğu dönemde bu adımı neden attı?
Akşener, göstermeye çalıştığı gibi Kılıçdaroğlu’nun kazanamayacağını bildiği için böyle bir adımı atmadı. Tam tersine kazanma ihtimalinin zirveye çıktığını gördüğü için bunu yaptı.
Akşener’in dünkü basın toplantısında açıkladığı karar şahsi kararı olmaktan öte, “Görevin bitti” talimatından başka bir şey değildi. Dünden bu yana en çok duyduğum, “Peki bu kadar çaba harcadıktan sonra niçin seçimlere (yapılacaksa) iki ay kala bu kararı aldı?” sorusu oluyor.
Akşener, 3-4 ay önce “kazanacak aday” kavramı ortaya atarak nereden yan çizeceğini ortaya koymuş oldu.
Aday kazanacaksa, o zaman bu masanın etrafında oturan liderler niçin var? Masada bulunan liderlerin arkalarında parti teşkilatları niçin yer alıyor?
Mansur Yavaş, 2014 seçimlerinde de Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’na aday olduğu için seçmen tarafından tanınıyordu. Kılıçdaroğlu, Ekrem İmamoğlu’nu aday gösterdiğinde, bırakın Türkiye’yi, İstanbul’da bile tanınırlığı yüzde 11 idi.
Millet İttifakı’nın bileşenleri, İmamoğlu’nun etrafında kenetlendi, HDP’nin de örtülü destek vermesiyle kazandı. Aday önemsiz demiyorum, ama seçimi kazanan parti örgütleridir.
İMAMOĞLU VE YAVAŞ’IN GECEYARISI AÇIKLAMALARI
Akşener, masayı devirme operasyonu çerçevesinde Millet İttifakı’na iki ismi önermiş gibi göründü. İstanbul ve Ankara’nın büyükşehir belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş.
Akşener’in aday olarak önerdiği iki isim de gece yarısına doğru birbirlerini etiketleyerek, aday olmadıklarını ve genel başkanlarına destek verdiklerini duyurdular.
Ancak, İmamoğlu ve Yavaş bu açıklamalarıyla sanılanın aksine sınavı geçen tarafta yer almadılar. Her iki başkan, bu açıklamaları 2 Mart toplantısından önce yapmış olsalardı sözlerinin o zaman bir anlamı olacaktı.
Akşener’in açıklamasından sonra iki yoldan birini seçeceklerdi. Ya ittifaktan ayrılan Akşener’in ağızlarına çaldığı hayali bir parmak balın peşinden gideceklerdi, ya da kendilerini o makama getiren siyasi yapıya desteklerini sürdüreceklerdi.
Akşener’in oltanın ucuna taktığı yemin üzerine atlamamaları da elbette önemli. Bunda da haklarını teslim etmek gerekiyor.
BİRAZ DA AKŞENER’LE İLGİLİ HAFIZA TAZELEYELİM
Meral Akşener, 28 Şubat öncesinde kurulan DYP-RP döneminin İçişleri Bakanı olarak tanındı. 3 Kasım 1996’da istifa eden Mehmet Ağar’ın yerine bu koltuğa oturan Akşener, bu koalisyonu yıkan kişiydi. Bu konuda biz kendisinin yalancısıyız. Akşener bunu 32. Gün programında Mehmet Ali Birand’a açıklamıştı.
Meral Akşener, Mehmet Ali Birand ile röportaj arasında ; “Refah-Ana Koalisyonunu ben yıktım” diyor. Nasıl yıkıyor peki? O dönem Refah Partisi Anavatan Partisi ile koalisyon yapmak üzereyken, 28 Şubatçı Genelkurmay B. İsmail Hakkı Karadayı, Mesut Yılmaz’ı pic.twitter.com/1cfizBOZJu… https://t.co/1jUSENxtpK https://t.co/cPAYFjnxBK
— Selcuk Atak (@ProfAtak) March 3, 2023
Şimdi Erdoğan’ın yanında İçişleri Bakanlığı yapan Süleyman Soylu, bir dönem Akşener ile birlikte siyaset yaptı. Akşener’in DYP Genel Başkan Yardımcısı olduğu dönemde, Soylu da aynı partinin İstanbul İl Başkanı idi.
Soylu’nun ne kadar güvenilir olduğu tartışılır. Lakin Akşener tespitleri ilginç. Soylu’nun, eski yol arkadaşıyla ilgili gözlemleri var.
Hayatımda ilk defa Süleyman Soylu ‘ya hak verdim… pic.twitter.com/dX68mQhK1t
— Mehmet Ali Uludağ (@MAliuludag_) March 3, 2023
Akşener’in, MHP’den ayrılıp parti kurmaya kalktığında Beştepe Sarayı’nın kumpasları karşısında silinip gitme durumu vardı. CHP’den ödünç milletvekili veren Kılıçdaroğlu’na o dönemde hayli minnet duymuştu.
Bu minnetini, “Ben sülaleme Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim. Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım” diyecek kadar duygusal sözler söylemişti. Şimdi, Erdoğan’ın diliyle Kılıçdaroğlu’na salvo ateş yapmayı siyaset saymaya başladı.
İYİ Parti Lideri Meral Akşener’in Kemal Kılıçdaroğlu’nun cumhurbaşkanlığı adaylığına karşı çıkmasından sonra, geçmiş konuşması yeniden gündem oldu:
“Ben sülaleme Kılıçdaroğlu’nu vasiyet ettim. Kendisine herhalde ölünceye kadar şükran duyacağım.” pic.twitter.com/InuI1J8sqY
— 23 DERECE (@yirmiucderece) March 3, 2023
Akşener, medyada Millet İttifakı’ndan ayrılacağı yolunda iddiaların artması üzerine 3 Aralık 2022’de Sözcü yazarı Deniz Zeyrek’e önemli açıklamalarda bulundu. Masayı devirmeyeceğini belirten Akşener, “Millet İttifakı’na ihanet etmem” demişti.
Tarih boyunca, hareketleri ihanet olarak nitelenen herkes, “Ben ihanet etmedim. Şöyle oldu böyle yaptım” tarzında bir izah getirir.
AKŞENER ŞİMDİ NE YAPACAK?
6 Mart’ta yapılacak olan Millet İttifakı toplantısının Akşener açısından bir önemi kalmadı. Bundan sonra kendi yolunu çizecek. Bu dönemin yükselen partisi konumundan, baraj sorunu yaşayan bir partiye dönüşecek.
Akşener kendinde Cumhur İttifakı içinde yer alacak kadar bir manevra kabiliyeti göremeyebilir. Muhtemelen Ümit Özdağ’ın Zafer Partisi ve Muharrem İnce’nin Memleket Partisiyle bir ittifak kurup seçimlere gitmeyi seçebilir.
MP lideri İnce’nin “Gel ben cumhurbaşkanı olayım, sen başbakan” çağrısını kabul edebilir.
Muharrem İnce, “Meral Akşener sizi davet ederse ne olur?” sorusuna yanıt verdi: “Sayın Akşener Başbakan olsun, razıyım. Ben Cumhurbaşkanı adayıyım.”
— Aykırı (@aykiricomtr) March 3, 2023
Son sözüm şu: Yaşanan deprem sonrası Erdoğan’ın son ümitleri de yok olmuştu. Önce seçimi ertelemenin yollarını aradı. Bunda başarılı olamayınca güvendiği bir dayanak noktası varmış gibi çok rahat hareket etmeye başlamıştı.
Meğer Erdoğan, Akşener kozunu sona saklamış.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***