Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

İttifak, bugün geçen haftadan çok daha güçlü

İttifak, bugün geçen haftadan çok daha güçlü


YORUM | M. AHMET KARABAY

Millet İttifakı, içine sürüklendiği krizden çıkmanın yolunu buldu ve yeni formül etrafında kenetlendi. Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13. Cumhurbaşkanı adayı olması, İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanlarının cumhurbaşkanı yardımcılığını üstlenmesi formülüyle yola devam kararı alındı. Millet İttifakı, bugün itibariyle dünden daha güçlü duruma geldi.

İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener’in, 2 Mart’ta yapılan Altılı Masa toplantısından sonra sergilediği tavır siyasette bir manevra olarak görülebilirdi. Yol arkadaşlarını bir noktaya taşımak için atılabilecek adım olarak değerlendirilebilirdi.

Akşener’in, 3 Mart’ta kameralar karşısına geçip yaptığı konuşma, bırakın masa etrafındaki liderlerin seçmenlerini, kendi tabanında bile yadırgandı. Düne kadar kendisinin de yer aldığı platformu, “noter ya da kumar masası” olarak değerlendirmemiş olsa öteki bütün söyledikleri anlaşılabilirdi. 

Bu yakışıksız sözü, masaya yeniden dönme ihtimali bulunan birinin sarfetmesi ihtimalinin olmadığını düşünerek ben de konuyla ilgili olarak iki yazı yazdım. 

Hakaret ve ağır söz kullanmak benim üslubum değil. Ne var ki ben de haddi aşan değerlendirmeler yaptığımı itiraf etmeliyim. 

Akşener’in ittifaktan ayrılması sonrasında toplum büyük bir hayal kırıklığı ve aldatılmışlık yaşadı. Masada kalan öteki parti liderleri, olağanüstü çaba sarfettiler. Turhan Çömez ve Aytun Çıray’ın çabaları özellikle takdire değer. 👏

Müthiş bir görüşme ve diplomasi trafiği yürütüldü. Partileri buna mecbur edense tek bir güç vardı, o da kamuoyu daha doğrusu seçmen baskısı… FOX TV anchormanı Selçuk Tepeli’nin her fırsatta söylediği gibi “patron sizsiniz” sözü tam yerini buldu.

Akşener’in masaya nasıl döndüğünün detaylarını TR724’te İlker Doğan’ın gözlem ve yorumundan okuyabilirsiniz. Ben masaya dönüşün bundan sonraki tarafına odaklanmak istiyorum. 

İTTİFAK’IN YAPMASI GEREKEN TEK BİR ŞEY VAR

Masanın kurulduğu günden bu yana, “Millet İttifakı’nın adayı, 13. Cumhurbaşkanı olacak” denildi. Şimdi gerçekten öyle olabilmesi için yapmaları gereken tek bir şey var. Masadaki parti liderlerinin ve teşkilatların bütün güçleriyle çalışması. 

Bunu başarabileceklerine ilişkin seçmene güven veren bir deneyim var yakın geçmişte. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçimi… 

31 Mart 2019 öncesinde seçmenin morali hem dışarıdan hem de içeriden, “Seçilse bile vermezler” denilerek bozulmaya çalışıldı. 

İstanbul seçimlerinde 13 bin oy farkı ortaya çıkınca olmaz bir bahane bulup mazbatayı vermek istemediler. AK Partili Ali İhsan Yavuz’un acizlik sergileyen ama “güç bende” tavrının sembolü olan kurdun derenin altında su içen kuzuya “suyumu bulandırıyorsun” bahanesi gibi “Hiçbir şey olmasa da bir şey oldu” denilerek seçimler iptal edildi.

Muhalefet bu kez kenetlendi, nasıl olsa kazanamaz diyenler de, küskünler de sandığa koştu. İttifak üyeleri en tepeden en aşağıya kadar sandığa sahip çıktı. 

23 Haziran’da seçimler yenilendiğinde bugüne ışık tutan ve gerektiğinde dönüp moral depolanacak bir sonuç alındı. 13 bin fark 806 bine yükseldi. Ancak, sadece başkanlık seçimi yenilendiği, meclis üyelikleri yapılmadığı için Cumhurbaşkanı Erdoğan açıkça çıkıp çirkin bir benzetme yaptı. 

Miraç Kandili akşamı İstanbul Çamlıca Camii’nde AK Partililere, Ekrem İmamoğlu’nun eli kolu bağlı olacağını öne sürerek “topal ördek” benzetmesi yaptı.

Bizzat Tayyip Erdoğan her yapmak istediği hizmeti olmaz bahanelerle engellemeye çalışmasına rağmen Ekrem İmamoğlu başarılı projelere imza attı. 

Seçmenin elinde bu kez, Millet İttifakı’nın seçilecek cumhurbaşkanını “topal ördek” yaptırmayacak büyük bir fırsat var. 14 Mayıs’ta kurulması beklenen sandıkta hem Cumhurbaşkanlığı hem Parlamento seçimleri için oy kullanılacak. 

HERKESİN ELİNİ TAŞIN ALTINA KOYDURAN FORMÜL

Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu’nun ev sahipliğinde ve Meral Akşener’in de katılımıyla yapılan toplantıda, masanın etrafında bulunan herkesi memnun edecek bir formül üretildi. 

 

CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanı adayı oldu. Peki ittifaktaki adaylık krizi nasıl çözüldü?https://t.co/nRQFmJpWkd pic.twitter.com/gt4aXnps8U

— BBC News Türkçe (@bbcturkce) March 7, 2023

İşin ilginç yanı, Alevi bir Cumhurbaşkanı adayı, Saadet Partisi’nin önünde ve Atatürk posterinin altında, Berat Kandili idrak edilirken açıklanmış oldu. 

Kemal Kılıçdaroğlu’nun 13. Cumhurbaşkanı adayı olarak belirlendiği bu toplantıda İstanbul ve Ankara büyükşehir belediye başkanları Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş da icracı cumhurbaşkanı yardımcıları olarak duyuruldu.

Aslında bulunan bu formül, Akşener’in pürüz çıkarmadan Kılıçdaroğlu’nun adaylığını doğrudan kabul etmesi ya da Kılıçdaroğlu’nun çekilip İmamoğlu veya Yavaş’tan birinin aday olarak ilan edilmesinden çok daha kapsayıcı bir yöntem.

Akşener’in dediği gibi İmamoğlu aday olsaydı hem Kılıçdaroğlu hem de Yavaş işi ağırdan alabilirdi. Yavaş aday gösterilse bu kez İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu benzeri bir tutum takınabilirdi. 

Akşener, doğrudan Kılıçdaroğlu’nun adaylığını kabul etse bu kez kendini “dayatmayı” kabul etmiş konumuna itip bütün potansiyelini ortaya koymaktan kaçınabilirdi. İmamoğlu ve Yavaş da zaten görevlerinin başında olacağından bir iki önemli seçim çalışmasında yer alıp sonrasına katılmayabilirdi.

Ortaya çıkan çözüm, hepsini sahaya sürecek bir formül oldu. Altı liderin yanında İmamoğlu ve Yavaş da her şeyiyle sahada olacak. Türkiye’deki cumhurbaşkanı yardımcılığı, ABD’deki gibi seçimle yapılmadığı, atamayla gerçekleşeceği için seçimler sonuçlanana kadar görevlerinden ayrılmaları gerekmiyor. 

Aslında yeni dönemde siyasetin mimarı bu formülü bulan kişi. İmamoğlu ve Yavaş, aday desen aday değiller. “Aday değil” desen bu da doğru değil. Adaymış gibi propaganda yapabilecekler. 

Dahası bulunan formül, bu isimlerin adaylığına karşı çıkanları da rahatsız etmez. İşin özü, aday göstermeden çok şey yapan, çok şey yaparken de esas itibariyle bir şey yapmamış durumu var orta yerde.

İktidarın yancısı Sabah Gazetesine göre, formülün mimarı yurt dışında yaşamaya mecbur bırakılan Prof. Dr. Savaş Genç.

 

YENİ FORMÜLÜN AKIL HOCASI FETÖ’CÜ

Cuma günü 6’lı koalisyondan ayrılan bugün de geri dönen Meral Akşener’in dönüşü için bulunan İmamoğlu ve Yavaş’a Cumhurbaşkanı Yardımcılığı fikrini firari FETÖ’cü Savaş Genç’in önerdiği ortaya çıktı. pic.twitter.com/VjAOfACs9K

— Sabah (@sabah) March 6, 2023

YANDAŞ KANALLARDA AĞIT VE AKIL TUTULMASI VAR

Ortaya çıkan Kılıçdaroğlu Cumhurbaşkanı, İmamoğlu ve Yavaş icracı başkan yardımcıları formülü, seçmen nezdinde öylesine tutmuş ki yandaş kanallar, üç gün öncenin muhalif kanallarından daha beter bir konuma dönmüş durumdalar.

CNN Türk’te Ahmet Hakan’ın, canlı yayında Hande Fırat’a söyledikleri, algı düzeyinin ne durumda olduğunu ortaya koyuyordu.

 

Ahmet Hakan tutuşmuş… Ahmet Hakan yanıyor😂 pic.twitter.com/YatGcNcPnr

— TÜRKİYE GERÇEKLERİ (@MstSelanik) March 6, 2023

Hande Fırat: Cumhurbaşkanı uygun gördüğü bir tarihte iki belediye başkanını başkan yardımcısı olarak atayacak.

Ahmet Hakan: Seçilirse… seçilirse… Ya seçilirse di mi bir dakika Hande. Seçilirse.

Hande Fırat: Yav tabii ki.

Millet İttifakı’nın cumhurbaşkanlığı seçimi formülü, A Haber yorumcularını Ahmet Hakan düzeyinin de altına indirmiş durumda. Bildiriye atılan imza sıralamasından, kullanabilecekleri bir taraf bulmaya çalışmaları en iyi niyetle ifade etmek gerekirse “gülünç” idi.

 

A Haber’in, mutabakat metnindeki “büyük resmi” görme çabası, sosyal medyada gündem oldu.
pic.twitter.com/qNOIo1MSwe

— Trajikomik Haber (@TrajikomikNews) March 6, 2023

ŞİMDİDEN DEĞİŞEN ŞEYLER VAR

Kemal Kılıçdaroğlu, adaylığının açıklandığı platforma yakasından CHP rozetini çıkarıp Türk bayrağı rozetiyle geldi. CHP Genel Merkezi’nin önünde bekleyen on binlerce insana hitaben önemli bir konuşma yaptı. (17. dakikadan itibaren)

 

Millet Buluşması🇹🇷 https://t.co/jv1KrYIuui

— Kemal Kılıçdaroğlu (@kilicdarogluk) March 6, 2023

Kılıçdaroğlu, bir adaydan öte bir değişimin temsilcisi olduğunu söyledi. Ülkeyi akılla, erdemle ve liyakatle yönetecekleri sözünü verdi. “Bereket, huzur ve adalet hasretinin de adayıyım” dedi. 

Kılıçdaroğlu’nun adaylığını açıklamasından itibaren değişmeye başlayan şeyler oldu;
🔺 Türkiye’nin risk primi keskin bir düşüş yaşadı
🔺 Haber kanalları, iktidar şakşakçılığından haberciliğe geçişin işaretlerini verdi,
🔺 Türkiye’ye demokrasinin kalıcı olarak geleceğine ilişkin umutlar canlandı.

  1. Cumhurbaşkanı Süleyman Demirel’in Adalet Partisi lideri olduğu dönemde bu durumu izah eden müthiş bir sözü var:

“İktidarın değişeceğini anladığı gün, trafik polisinin bile tutumu değişir.”

Beni ilgilendiren cumhurbaşkanının kimliği, etnisitesi, mezhebi, dini, inancı değil. Beni; cumhurbaşkanının hukuka, demokrasiye, adalete olan bağlılığı ilgilendiriyor. 

Bu ülke ne çektiyse elinde Kur’an, dilinde yalan, günde beş vakit namaz kılıp kul hakkı yiyen popülist siyasal İslamcılardan çekti. 

Ülkeyi içine sürüklendiği felaketten kurtarmaya bir aksilik olmazsa en fazla üç ay var. İkinci yüzyılında Cumhuriyeti, gerçek anlamda demokrasiyle taçlandıralım.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version