Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan bu koşullarda 10 kere seçime girse tamamını kaybeder 

Erdoğan bu koşullarda 10 kere seçime girse tamamını kaybeder 


YORUM | TARIK TOROS

Şu üç şey başına gelmiş her hükümet seçimi kaybeder:

-Ekonomi çökmüş, hayat pahalılığı durdurulamıyorsa…

-Büyük depremde iktidarın hazırlıksız ve beceriksizliğinden on binler hayatını kaybetmişse…

-Muhalefet birleşmişse…

Dünyadaki tüm demokrasilerde hiçbir iktidar bunu lehine çeviremez, çevirmeyi de düşünmez. “Beceremedim” der, özür dileyip bırakır.

**

Türkiye eskiden böyleydi.

Bugün bu noktadan fersah fersah uzaksa…

İşte orada oturup düşünmek gerekiyor.

Seçimde kim kazanırsa kazansın ülke daha iyi bir yerde olmayacak.

Çünkü sadece siyaseten değil, ahlâken, ekonomik ve sosyal olarak da çökmüş halde.

Mevcut iktidarın seçimle devrilmesi, ilerisi için sadece umut verecek.

Ayrıca bu son seçim değil, devamla çokça seçim göreceğiz.

**

Ülkede Şubat ayına kadar yapılmış tüm analizler çöp oldu.

Nasıl olmasın ki.

Önce bir büyük fay, bilmem kaç yerinden kırıldı, çok sayıda deprem üretti ve ülkenin 6’da 1’ini alt üst etti. Tüm siyasi ezberleri bozdu.

1 ay sonra muhalefet masasında epeydir biriken enerji patladı.

Nicedir beklenen kırılma yaşandı.

Kartlar bir kez daha dağıtıldı.

Enteresan olan, kimsenin öngörmediği ve öngöremeyeceği biçimde muhalefet bu depremde alt üst olmadı, olağanüstü güçlenerek çıktı.

**

Özeti şu:

Meral Akşener, “Millet” diyerek sandalyesini tekmeledi, 3 Mart’ta “milleti” gördü.

“Millet 5’ten büyüktür” diyen boşboğaz da boyunun ölçüsünü aldı.

İYİP’i gaza getirip bu kararı aldıran baskı grupları kimlerse…

Maksatlarının aksi bir sonuçla karşılaştılar.

Siyasi kıyametini gören Akşener, çabuk frene bastı:

-Çok kirli hissettim ve Meral değer mi, dedim.

Habertürk’te kurduğu bu cümle çok şey anlatıyor.

Elbette Kemal Kılıçdaroğlu’nun sakin-itidalli yaklaşımı ve parti grubunu dizginlemesi unutulmamalı. Köprüler atılmıştı, öyle olmasa tekrar kurmanın olanağı kalmazdı.

**

Görülüyor ki Altılı Masa, kriz çıkacağını bildiği için cumhurbaşkanı adayını özellikle sona saklamış. Partileri bağlamak için de geçiş süreci ve mekanizma konuşulmuş, öncelik 240 sayfalık “ortak mutabakat metni”ne verilmiş.

İstanbul Sözleşmesi bile tartışılırken… Aday meselesine özellikle girilmemiş.

Yoksa, Akşener’in 3 Mart’ta okuduğu metni birkaç saatte kaleme alması mümkün değil. Geliyormuş gelmekte olan.

**

Şimdi 6 parti, seçmen listeleri ve sandıklar yönüyle seçim güvenliğini sağlamalı, yurt genelindeki oy kullanma ve sayım noktalarını müşahit ve hukukçu ordusuyla kontrol altına almalı.

Karşınızda tüm devlet olanaklarıyla her türlü çirkefliği yapacak iktidara yapışmış bir çete var çünkü.

**

Biliyorum beklentiler zirve yaptı. KHK’lılar ve Kürtler başta olmak üzere hemen her mağdur kesim, muhalefet söyleminde kendini görmek istiyor. 

Sabırlı olmalı, Erdoğan’ın devrilmesi bile tek başına büyük normalleşme demek, oksijeni herkes hissedecek.

İkincisi, ne partiler ne de cumhurbaşkanı adayı, yüzde yüz içinize sinmek zorunda değil. 

Mecelle kaidesi: Def-i mefasid celb-i menafiden evladır.

Önce şu örgütlü kötülükten kurtulalım, varsın arkası sonradan gelsin.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version