Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Dört ayda sandık kuramayanlar, bir yılda 1 milyon konut kuracak

Dört ayda sandık kuramayanlar, bir yılda 1 milyon konut kuracak


HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

İktidarın, seçimden yanaymış gibi görüntü verip YSK üzerinden seçimi ertelemeye çalıştığı iddiaları iyice öne çıkmaya başladı. Akıl tutulması yaşayan iktidarın bu yola başvurup başvurmayacağı tamamen muhalefete bağlı.

MİT’in gözde elemanı olan Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat’ın, iktidarın Yüksek Seçim Kurulu (YSK) ile pazarlık yaptığı yolundaki bilinçaltı dökülmesi, önemli bir ifşaattı. Bunun ne anlama geldiğini dünkü yazımda anlatmaya çalıştım.

Ankara kulislerinde en çok konuşulan iki konu var. Biri iktidar cenahında, diğeri muhalif kesimlerinde. Yandaşlar, yapılacağı söylenen konutlarla ilgili ihaleleri kimin alacağını konuşup bunun kulislerini yapıyorlar. 

Ekonomi gazetecisi olarak Ankara’yı iyi takip eden Çiğdem Toker, iktidarın 6 günde ne kadar ihale verdiğini bütün ayrıntılarıyla yazdı. Toker’in verileri, geçen haftaya ilişkindi. O günden bu yana daha ne kadar ihale verildiğini bilmiyoruz.

Bu köşeyi takip edenler, başkentin meşhur Çukurambar semtinde nasıl ihale pazarlıklarının yapıldığını daha depremin ilk günlerinde okudular. 

MUHALEFET, MECLİS’TEN ÇEKİLİP SOKAĞA DÖNER Mİ?

İktidar cenahında hem seçimi, hem de depremin yol açtığı felaketi “yeniden inşa” çerçevesinde ekonomik bir fırsata çevirme planı var.

Muhalif kesimin gündeminde ise farklı bir konu yer alıyor. Muhalif mahfillerde, iktidarın YSK eliyle seçimleri bir yıl erteleme yoluna gitmeye kalkması halinde nasıl bir tavır takınılması gerektiğini tartışılıyor.

Eski Meclis Başkanı Bülent Arınç’ın, “seçimleri bir yıl erteleyelim” çağrısını, Beştepe Sarayı’nın bilgisi dahilinde yaptığı netleştikten sonra, iktidara yakın çevreler, farklı kanallardan benzeri çıkışlar yaparak kamuoyunu buna hazırlamaya çalışıyor. 

Ekranlarda “Fısfıs İsmail” olarak tanınan Süleyman Yağcı bile kendince buna destek vermeye kalktı. 

 

Bülent Arınç sonrası piyasaya sürecek soytarı bulamayanlar Çiftlikbank dolandırıcısı Fıs Fıs İsmail ile Seçim ertelensin diye açıklama yapmış… Fıkra bu kadar… :)) #cokusdonemi pic.twitter.com/ODCJWwx2aO

— Who? (@who98408150) February 23, 2023

İktidar kesiminin “Ben yapmadım o yaptı” diyerek topu YSK’ya atacağı ihtimali ağırlık kazandığına göre muhalefet ne yapacak? Burada iktidarın ne yapacağından daha çok, muhalefetin nasıl bir tavır takınacağı ülkenin istikbali için önemli. 

 Anayasaya göre “savaş hali dışında seçim ertelenmez” yolundaki muhalefetin ve hukukçuların dile getirdiği argümanların bir anlamı yok. İktidar isterse bir hafta içinde bu şartı da yerine getirir. 

Kaldı ki savaş sırasında seçim yapma hem bizim tarihimizde var, hem de 2011 yılından bu yana savaşı en acımasızca yaşamak durumunda kalan güney komşumuz Suriye’de. Şam yönetimi, savaş sürerken hem 2014’te hem de 2021’de sandık kurdu. 

(Meraklısına bir not eklemeliyim. Mayıs 2021 seçimlerinde Beşar Esad, katılım oranının yüzde 79 olduğu seçimlerde yüzde 95,1 oy oranıyla yeniden devlet başkanı seçildi.) 

Bu konuya girmemin sebebi, asıl sorun AK Parti’nin seçim yapma veya yapmama isteğinde yatıyor. 

Peki bütün bunlara rağmen iktidar seçimleri erteleme yoluna giderse ne olur?

Esas üzerinde durulması gereken konu bu olmalı. Böyle bir durumda;
🔹 Muhalefet, iktidarı gayr-i meşru sayıp Meclis’ten çekilme yoluna gider mi? 
🔹 Eğer muhalif liderler bu yola gitmez de tabandan böyle bir talep gelirse ne yaparlar?
🔹 Muhalefet çekilmezse, taban hareketi başlatılıp halk Meclis’e yürüme yoluna gider mi?
🔹 Halk son çareyi sivil itaatsizlikte görürse, Türk Silahlı Kuvvetleri, jandarma ve polis nasıl bir tavır takınır?

Bunlar bugün için biraz ileri sorular gibi duruyor. Emin olun, seçim ertelemenin kesinleşmesi halinde ülkenin öncelikli gündemi bu konular olacak.

YSK’NIN TEK GÖREVİ VAR, O DA SEÇİM YAPMAK

Yüksek Seçim Kurulu’na yasaların yüklediği tek görev var. O da ülkede yapılan seçimlerde “genel yönetim ve yargısal denetimi” sağlamak. Daha yalın ifadeyle seçim sürecini baştan sona yürütmek. 

YSK, mazeret üretmez, yasaların kendine yüklediği görevi yerine getirir. Şu kadar seçmen, seçim bölgelerini terk etmiş, bu kadar seçmen hayatını kaybetmiş tarzındaki gerekçeler mazeret sayılmaz.

E-devlet sisteminin olduğu bir ülkede, seçmenin nerede oturduğunun bir önemi yok. Kaldı ki daha seçmen kütükleri oluşturulmadı, kütükler askıya çıkarılmadı. 

İnsanlar, bulundukları yerlerde seçmen kütüklerine kayıtlarını yaptırabilirler. Seçimleri yapabilecek bir altyapının kalmadığı gerekçesini öne sürmek, seçim yapmak istememenin YSK’ya dikte ettirilmesinden başka bir şey değil.

Deprem, açıklanan seçim takvimi sürecinde yaşanmış değil ki bütün bunlar seçimle ilgili mazeret gösterilebilsin. Kaldı ki işleyen bir seçim takvimi içerisinde yaşanmış olsa bile bunun çözümü var. 

Her sandık çevresinde, tıpkı yurt dışındaki temsilciliklerde kurulan sandıklar gibi ilave bir sandık kurulabilir. Kayıtlı seçim bölgesinden kopmuş seçmenlerin, bu sandıklarda oy kullanmaları sağlanabilir. 

Buna bile gerek yok. Seçmen neredeyse kaydı oraya yapılır ve oyunu orada kullanır. Depremzedelerin en çok Mersin, Konya ve İstanbul’a gittikleri biliniyor. Oluşacak yeni seçmen listelerine göre bu illerin milletvekili sayıları artan seçmen sayısına göre yükselsin. Seçimlerin yapılmaması, belli illerin temsil sayısının düşmesi, öbürlerinin yükselmesinden daha mı az riskli?

Deprem 6 Şubat’ta yaşandı. Seçimin normal tarihi ise 18 Haziran 2023. Yani seçim tarihinden 4 ay 12 gün önce meydana geldi. İktidarın tepesindeki şahıs, ilk günden bu yana, koltuğunu korumak amacıyla bir yıl içinde 1 milyon konut yapıp yaraları sarabileceği iddiasında.

Bu iktidardakiler, bir taraftan “seçimlerin zamanında yapılmasının önünde fiziki engeller var” mazeretine sığınacaklar, öte yandan da “Biz bir yıl içinde depremzedeler için 1 milyon konut yapacağız” sözlerine inanılmasını bekleyecekler.

Bir sözüm de “Ne olursa olsun Erdoğan yine kazanır” diyenlere…

Hani Erdoğan, her halükârda kazanacak da niçin seçimleri ertelemeye çalışıyor? Niçin seçimleri bir yıl ya da en azından sonbahara öteleme çabasında?

Ekonomist İbrahim Turhan’ın dediği gibi “organize bir kötülükle” karşı karşıyayız. Anadolu’da kimi zaman iyi gözlemler yapılır. Bunlar da deneyim olarak nesilden nesile aktarılır. 

En büyük yalanlar savaş sırasında söylenir. Yalanın en büyüğünün söylendiği öteki yerlerse avdan sonra ve seçimden önce olur. 

Kendinizi organize kötülüğün büyük yalanlarından koruyun.  

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version