Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

AKP çok asılacak seçimlere çünkü…

AKP çok asılacak seçimlere çünkü…


Cumhurbaşkanı Erdoğan ve yakın çevresi, siyasi ve iktisadi yakın çevreyi kastediyorum, muhtemelen Yüce Yaradana biraz kırgınlar; “Yüce Yaradana kırgınlık olmaz” demeyin, gerçekten biraz kırgınlardır, bu deprem felaketi bir sene önce olsa idi, muhtemelen daha işlerine gelirdi çünkü.

Bu kısa latifeden sonra konumuza gelelim ama bu latifeyi de temel almadan edemeyeceğim.

Yazımın başlığında AKP’nin ne zaman yapılacağını tam kestiremediğimiz ama şayet Anayasa bir hukuk devletinin temel belgesi ise en geç Haziran sonuna doğru yapılması gereken seçimlere kazanmak için çok asılacağını belirttim.

Bunun iki temel nedeni var.

Her ikisi de bir biçimde büyük deprem felaketi ile ilişkili.

Büyük felaketler bazılarına gri renkte gözüken konuları bile çok netleştiriyor ve siyah-beyaz yapıyor.

Erdoğan’ın, AKP’nin bu seçimlere çok asılacağı, kaybetmemek için, kaybetse bile “Atı alanın Üsküdar’ı geçmesi için” her şeyi deneyeceği çok açık çünkü bu deprem tüm sonuçları ile Erdoğan ve AKP’nin tüm günahlarını da, yolsuzluklarını da siyah-beyaz hale getirdi, dokunulmazlık zırhları kalktığı anda siyaseten değil işledikleri hukuk suçları için yargılanacakları bir kez daha netleşti, bu birinci temel neden seçimlere çok asılmaları için.

İkinci neden ise kanımca daha da önemli onlar için ve bugünkü yazımın ana teması.

On bir ilimizde OHAL ilan edildi, üç kentimiz ise, Adıyaman, Kahramanmaraş, Antakya, merkezleri ile, ilçeleri ile, köyleri ile adeta yerle bir oldular.

Bu üç kadim şehir, muhtemelen en başta Antakya tabii, tamamen yeniden inşâ edilecekler; umarım bu yeniden inşâ sürecinde AKP cahillikleri ve görmemişlikleri mimari anlamda devreye az girerler, girmez diyemiyorum, temennim AKP tercihlerinin devreye az girmesi, tadilat İstanbul surlarına benzemesin.

HANGİ MÜTEAHHİTLERE VERİLECEK?

Diğer sekiz ilimizde de yapacak çok şey var; on bir ilimizde enkaz kaldırma işi bile çok ama çok büyük, devasa ihale süreçleri gerektirecek, bu enkaz kaldırma işi hangi müteahhitlere verilecek, nasıl bir kamu ihale süreci ile verilecek, tümü davet usulü ile mi yapılacak, işi alacak müteahhitlerin kaçta kaçı AKP’li müteahhitler ya da çete müteahhitlerden olacak acaba?

Bölgede yine çok büyük, devasa altyapı yatırımlarına gerek var, bu altyapı yatırımları yine hangi müteahhitlere, nasıl, ihale kanunu nasıl eğilip bükülüp verilecek, izleyeceğiz.

Otoyollar da tamamen elden geçecek ve bu süreç de çok büyük kamu ihalelerine konu olacak.

Başka bir çok konu daha da var ihale süreçlerine konu olacak.

Bu ihalelerin nasıl bir parasal büyüklüklere konu olacağını şimdiden kestiremiyoruz ama eminim daha şimdiden ihale süreçlerinin tüm taraflarının ağızlarının suları akmaya başlamış durumdadır.

Bu yazıyı yazarken bir kanalda, üstelik muhalif olarak bilinen bir kanal da değil, Maraş’a gönderilen muhabir çocuk çok ilginç bir şey anlatıyor; diyor ki: “iş makinaları bazı enkaza girmeye başladılar, normal olarak iş makinası betona çarptığı zaman kıvılcım çıkar, bu enkazda kıvılcım bile çıkmıyor, beton dedikleri pek beton değil galiba”.

Bu genç muhabirin bu anlatımı belki de büyük felaketin en güzel ve doğru yansıtılması.

AKP içinde de bu ihaleler artık son voli olarak büyük bir hasretle bekleniyor, bu voliyi de vurup öyle gitmek istiyorlar.

Ancak, seçimler Anayasaya uygun bir tarihte yapılırsa bu voli işi zorlaşacak, kanımca seçimleri Anayasaya aykırı olarak yerel seçimlerle birleştirme peşinde olanların temel derdi bu, geleceklerini ve üç kuşaklarını garanti altına alacaklar, öyle gidecekler, böyle bir fırsat her zaman ayaklarına gelmez.

Eğer seçimler zamanında da yapılırsa Erdoğan ve AKP bu seçimlere delicesine asılacaklar, atı alıp Üsküdar’ı hemen geçmek isteyecekler, her devlet kurumu, mesela YSK, ve olanağını yasadışı biçimde kullanacaklar, tek dertleri de bu felaketin rantını kaçırmamak olacak.

Yazının başına dönersek, bu deprem bir sene önce olsa idi, böyle dertleri olmayacaktı, Yaradana kırgınlıkları bundandır.

Allah, Yaradan akıl, fikir ve en önemlisi vicdan versin.


Eser Karakaş: Kadıköy Saint Joseph lisesi muzunu. 1978’de Boğaziçi Üniversitesi İİBF’den mezun oldu. Doktorasını 1985 yılında İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi’nde yaptı. 1996’dan itibaren İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Maliye Bölümü’nde profesör olarak ders verdi. Bahçeşehir Üniversitesi İİBF’de Dekanlık yaptı. 2016 yılında 675 sayılı KHK ile ihraç edildi. 2008 yılından itibaren Strasbourg Üniversitesi Science Po’da misafir öğretim görevlisi olarak bulunuyor

Eser Karakaş

Kaynak: Artı Gerçek
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version