YORUM | BÜLENT KORUCU
“Türkiye 2018 seçimleriyle birlikte yeni bir yönetim sistemine geçti. Bu bakımdan kronometreyi sıfırladı. Aklen, hukuken, fiilen 2018’de seçilen cumhurbaşkanı yeni sistemin ilk cumhurbaşkanıdır.”
Recep Tayyip Erdoğan, üçüncü hatta dördüncü kez Cumhurbaşkanı seçilebilmek için yeni bir sıfırlama hamlesine daha girişti. Yukarıdaki cümlelerle yüzüncü yılını yaşayan cumhuriyeti de sıfırladığını ilan ediyor. Devleti yıkıp yenisini kurmuyorsanız, maddeleri değişse bile anayasada süreklilik esastır. Yasama ve yürütme arasındaki ilişkilerin tanımlanması anlamına gelen sistemlerde temel belirleyici anayasalardır. Hangi erkin nasıl seçilip hangi yetkileri kullanacağını o metin belirler. Politikacı ya da siyaset bilimcilerin değerlendirmeleri bağlayıcı değil belki sonraki düzenlemeler için yol gösterici olabilir. Elimizde 1982’de kabul edilmiş ve takip eden yıllarda yüz küsur maddesi değişmiş bir anayasa var. Değişen maddeler yeni haliyle uygulanırken dokunulmayanlar aynen geçerlidir. Anayasa hukuku birinci derste gördüğümüz cümleleri yazmak zorunda kalmak bir zül aslında.
Cumhuriyete ‘yüzyıllık reklam arası’ gözüyle bakanlar şimdi yeni senaryo ve kadroyla yepyeni bir film çekiyor. Evdeki yüzlerce milyon avroyu sıfırlayarak başlayan serüvende son kerteye yaklaştık. Devleti ayakta tutan kurumları fiilen sıfırlandıktan sonra kurumların dayandığı kanunlar ve en sonunda anayasayı sıfırlama noktasına geldiler. Bitirici darbenin ardından yeni ve muhtemelen anayasasız bir devlet kurulmuş olacak. Erdoğan, üçüncü kez adaylığını de facto biçimde kabul ettirdiğinde aslında dördüncünün taşlarını döşeyecek. Öyle ya bu ikinci seçimiyse üçüncü de ihtimal dahilinde demektir. Sonrası tufan… Ülke, her şey mümkün düzenine geçecek.
Tam bu noktada muhalefetin biraz daha inisiyatif alması gerekiyor. Yoksa Altılı Masa bildirisine yazdıkları ‘üçüncü kez adaylığı kabul etmediğimizi kamuoyu bilgisine sunuyoruz’ ifadeleri sonucu değiştirmeyecek. Kamuoyu o bilgiyi alıp eve mi götürecek? Muhalefet somut ve sonuç getirecek stratejiler geliştirmeli ve kamuoyu bilgisine onu sunmalıydı. Kırmızı Pazartesi gibi göstere göstere gelen cinayeti izlemekle yetiniyorlar. Yüksek Seçim Kurulu, hukuku bir kez daha çiğnerse tepkileri ne olacak? Daha doğrusu bir tepkileri olacak mı? Onu dahi bilmiyoruz.
Sıfırlanma iddiası, mitingde rastgele söylenmiş bir söz değil. Taşları önden döşenmiş stratejinin yansıması. Saray’ın hukuk başdanışmanı Mehmet Uçum, düzenlemenin geçmişe yürümeyeceğinden girdi, değişen yetkilerden çıktı ve eski düzenin sıfırlandığını savundu. Geçmişe zaten yürümüyor; değişiklik 2007 tarihli ve elbette öncesini kapsamıyor. Ama sorun şu ki Erdoğan ilk defa 2014’te seçildi.
Uçum “yeni sisteme göre tek başına yürütme görevi ve yetkisi üstlenmemiş, yeni sisteme göre asli düzenleme yetkisi kullanmamış, yeni sisteme göre sorumlulukları belirlenmemiş bla bla..” sözleriyle kakafoni oluşturmaya ve bulanık suda avlanmaya kalkışıyor. Anayasa seçim sürecini ayrı, görev ve yetkileri ayrı düzenliyor. Söz konusu maddeler her değiştiğinde kronometre sıfırlansaydı, Abdullah Gül’ün hala iki asıl bir istisna olmak üzere üç kez aday olma hakkı bulunacaktı. Ancak ikinciyi AYM kararıyla zor kurtardı Erdoğan’ın elinden.
Ne tesadüf! Majestelerinin muhalifi Ersan Şen de defansa koştu. ‘Mekanizma sıfırlandı’ teziyle hukuk tarihine geçen Şen’e göre geçici maddeyle sınır getirilmediği için Erdoğan tekrar aday olabilirmiş. Oysa asgari hukuk bilgisine sahip birisi bile geçici maddenin istisnayı düzenlemeyeceğini bilir. Şen’in iddiası aksine Erdoğan’a istisna sağlamak adına geçici madde yazılmalıydı.
Anayasa’da, ‘Halihazırdaki cumhurbaşkanının görev yaptığı süre hesaba katılmaz’ anlamına gelecek hiç bir ‘istisnai’ düzenleme yok. Ve elimizde seçimle ilgili 101. Maddeden başka metin bulunmadığına göre Erdoğan ikinci dönemini tamamlıyor. TBMM erken seçim kararı almadığından 116. Maddedeki istisnadan da yararlanamıyor. 360 evet oyuna ulaşamıyor ve erken seçim kararı çıkaramıyor. Ama algıyı yönetmek adına sandığı bir ay önce halkın önüne koyacak. Kendisinin ülkeyi erken seçime götürdüğünü söyleyemiyor, onun yerine laf oyunları yapıyor; çünkü cumhurbaşkanının seçim kararı alması halinde aday olamayacağı açık biçimde yazılmış. Aşağı tükürse sakal yukarı tükürse bıyık…
Sıfırlanan aslında Erdoğan’dan başkası değil. Ama imkansızı başarırsa gerçekten her şeyi sıfırladığını göreceğiz. Erdoğan’ın üçüncü dönemi aynı zamanda yeni devletin başlangıcı olacak. 14 Mayıs gecesi, rövanşist bir yaklaşımla ‘Efendiler yarın yeni devleti ilan edeceğiz’ bile diyebilir.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***