Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Cello Özışık’ kardeşlerin medyada ‘cello’ rolleri

‘Cello Özışık’ kardeşlerin medyada ‘cello’ rolleri


HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Medya dünyasında gazeteci görünümlü ortak soyada sahip insanlar güruhu var. Camiada bu cümlenin içine giren epey aile var. “Özışık” soyadını taşıyan bu ailenin ise sektöre tek bir katkısı var. Gazeteciliği nasıl silah olarak kullanılabileceğini topluma göstermiş olmaları. Şimdi kullanım süreleri dolma aşamasına geldiğinden hep birden ağlamaya başladılar.

Medya dünyası, özellikle de internet medyası, bu Özışık kardeşleri iyi tanır. Hepsi de birbirinden mahirler. Bilhassa abileri Hadi Özışık

Hadi, Kars’tan İstanbul’a geldiğinde Türkiye Gazetesi’nde başlayan muhabirliğini Günaydın’a, oradan Meydan Gazetesi’ne taşıdı. Süleyman Soylu ile kişisel dostluğu Doğru Yol Partisi’nin İstanbul İl Başkanlığı yaptığı bu döneme rastlıyor.

Aralarındaki dostluk, zaman içinde yol arkadaşlığına dönüştü. Hadi’nin gazetecilik hayatında Süleyman Soylu hep hami rolü oynadı. İşsiz kaldığında cebine harçlığını koydu, kimi zaman altına arabasını verdi. Kimi zaman da bu dostluk umre arkadaşlığına dönüştü.

Ağabey Hadi, işsiz kaldığı dönemde internet dünyasına giriş yaptıktan sonra kurduğu İnternethaber isimli sitede başlarda sıkıntılı günler geçirdi. İnternet erişiminin daha dial up yapıldığı günlerde gelir kaynağından da hayli uzaktı.

AHMET HULUSİ VE CİHAN KAMER’İN KRİTİK ROLÜ

“Son bir umut, belki biri sesimizi duyar” düşüncesiyle siteyi kapatma kararı aldıklarını sitesinden duyurduğunda sihirli bir el ortaya çıktı. ABD’de yaşayan yazar ve kanaat önderi Ahmet Hulusi imdadına yetişti. 

Ahmet Hulusi, eşinin kardeşi olan Atasay Kuyumculuk’un sahibi Cihan Kamer’e destek olmasını söyledi. Kamer de eniştesinin söylemesiyle Hadi’nin sitesinin bir yıllık altyapı ve cari giderlerini karşıladı. 

Hadi Özışık, o günlerde Ahmet Hulusi ve Cihan Kamer’in bu yaptıklarını gizli tutmadı, sitesinden nasıl hayata döndüklerini anlatırken bu bilgileri teşekkür babında paylaştı. 

Bu Hadi’de aynı zamanda bir fikrin daha uyanmasına yol açtı. Bazı duyguları istismar ve bir tür şantaj yoluyla reklam alma konusunda zihninde açılan kapıdan hayli yol aldı. 

Türkiye’de faaliyet gösteren ve son tüketiciye ulaşan yabancı firmalardan bu yöntemle uzun süreli anlaşmalı reklamlar aldı. Yabancı firmaların reklamlarının yayınlanmasını bir prestij olarak gösterip öteki reklam verenlerden de reklam almayı başardı.

Ağabeylerinin aldığı yolu gören kardeşleri zaman içinde etrafında toplandı. Süleyman Özışık, Mehmet Özışık ve Baki Özışık önceleri yanında çalıştı. İşi öğrendikten sonra da hepsi kendi mecralarını oluşturarak Hadi’nin yolundan gittiler.

Özışık kardeşlerin yayın organlarını bir silah olarak kullanmayı iyi bilmelerinin yanında bir maharetleri daha var. Gücün kimde olduğunu iyi bilirler. Güç sahiplerinin yanında durmayı bilme konusunda medya sektöründe ellerine su dökebilecek çok fazla kişi yok. 

MEDYAYA SIZANLAR İŞİN YÜZDE BİRİ BİLE DEĞİL

Hadi dışındaki öteki Özışık kardeşler, abilerinin yaptığı işi, farklı boyutlarda yapmayı bugüne kadar sürdürdüler. Özışık kardeşlerin adının karıştığı onlarca vaka adliyeye intikal etti. Medyaya farklı yansıtılmaya çalışılan silahlı saldırı olayları yaşandı. 

Mehmet Özışık’ın Adnan Menderes Üniversitesi Rektörü Osman Selçuk Aldemir’e ve Didim Belediye Başkanı Ahmet Deniz Atabay’a şantaj girişimi, 2020 yılında görüntülerle ortaya çıkarılıp dava dosyasına girince bir süre gündemde kaldı.

Özışık kardeşler kişi, kurum ve kuruluşlardan para almayı iktidar partisine yakın durma ve AK Partili görünme sayesinde gerçekleştirebildi.

Adından sosyal medyada sıkça söz edilen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’a yakın görünen bir başka isim olan Fatih Tezcan, Özışık kardeşlerin bu çirkinliklerine “çete olmuşsunuz” diyerek isyan etmişti.

MASUMLARA SALDIRARAK MENFAAT DEVŞİRDİLER

Soylu, özel dostluğu sebebiyle, bakan olduğu dönemde kamuoyuna vereceği bazı mesajları Hadi ve Süleyman’a konuk olup açıkladı. Soylu bu tavrıyla aslında bir değil üç mesaj vermekteydi. 

🔴 Biri yaptığı açıklamaların içeriği.
🔴 “Özışık kardeşler benim korumam altında. Onlara dokunan karşısında beni bulur.”
🔴 Reklam veren kesime de “Buraya sahip çıkmanızı istiyorum.” 

Özışık kardeşlerin neler çevirdiğini ortaya en net şekilde koyan kişi, suç örgütü lideri Sedat Peker oldu. Yayınladığı videolarla İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’ya zor dönemler yaşatan Sedat Peker’e bu sırada ulaşanlardan biri Hadi Özışık idi. 

Hadi, kendine rol biçerek Soylu ile Peker arasında arabuluculuk yaptı. Bunun medyaya yansıması üzerine Peker de Hadi’nin yalan söylediğini kamuoyuna göstermek amacıyla yaptığı Facetime görüşmesini yayınladı.

Süleyman Soylu, Hadi ve Süleyman Özışık’ın kendisine kumpas kurduğunu ve suç duyurusunda bulunacağını açıkladı.  

Bu olaydan sonra Süleyman Soylu, Özışık kardeşler üzerinde 30 yıldan bu yana oluşturduğu koruma kalkanını kaldırdı. 

Özışık kardeşlerin evlerinde arama yapıldı. Dijital materyallere incelenmek üzere el konuldu. Süleyman Özışık, 6 yıldan bu yana yaptığı suçlamalarla 171 polisin sorgulanmasına ve çoğunun cezaevine konulmasına neden oldu. 6 yıldan bu yana gitmediği mahkemeye gitti ve şahitlik yapmak durumunda kaldı.

Süleyman’ın yaptığı suçlamaların hepsinin iftira olduğu daha ilk ifadesinde ortaya çıktı. Bu suçlamaların muhataplarından biri olan gazeteci Cevheri Güven, aynı günlerde “6 yıldan bu yana bugünü bekliyordum” diyerek Özışık’ın iddialarını kendi ifadelerinden yola çıkarak birer birer çürüten bir video yayınladı. 

Yaptığı açıklamalarla 171 kişinin hayatını karartan Süleyman Özışık, şahit olarak gittiği mahkemeden iftiracı olarak çıktı. Deniz Baykal’ın avukatı Muzaffer Yılmaz, mahkemede suçu ve suçluyu korumaktan Özışık hakkında suç duyurusunda bulunulmasını istedi. Avukat Yılmaz, “Süleyman Özışık’ın ifadelerinin tamamını dosyadan çıkartın” dedi. 

Özışık’ın iftiralarının dosyadan çıkarılması halinde geriye polisler hakkında hiçbir suçlama kalmayıp tahliye edilecek ve beraat etme yolu açılacaktı.

Cevheri Güven, kaset komplosunun Hakan Fidan’ın MİT Müsteşar yardımcılığına atandığı günlerde ortaya konulduğuna dikkat çekiyordu. Güven’in anlattığına göre, Süleyman’ın açıklamaları sayesinde suçlama MİT’ten polise kaydırıldı. 

Süleyman Özışık, kahrından kanser olup cezaevinde ölen 3 kız çocuğu babası Abdülvahit Tuncay’ın kanını elinde taşıyan bir müfteri olarak anılacak.

Gücün Soylu’nun elinde olduğunu gören Süleyman Özışık, video yayınlayabildiği dönemde Sedat Peker’le tanışıklığının yüzeysel olduğunu söyleyince muhatabından sert bir adım geldi. Kızının düğününde Sedat Peker’in gönderdiği  80 bin TL (o dönemde 20 bin dolar) değerindeki hediyenin videosunu yayınlandı.

 

Süleyman Özışık,

Gerçeklerin, bir gün ortaya çıkmak gibi kötü bir huyu vardır. Sn. Sedat Peker ile sadece 2 kere görüştüğünü beyan ediyorsun. Ancak video içeriğinde ismi geçtiğinde kolunla bir takım hareketler yapıyorsun bu gizli bir konuşma metodu mu? pic.twitter.com/tgspFYyG6x

— Emre Olur (@emreolurr) June 12, 2021

Süleyman’ın, “Hediye çok yiğit çok baba bir adamdan geliyor” dediği videoyu yayınlayan Sedat Peker’in basın danışmanı Emre Olur, “Video içeriğinde ismi geçtiğinde kolunla bir takım hareketler yapıyorsun bu gizli bir konuşma metodu mu?” diye sordu.

HADİ’NİN SON FERYADI NEYİ ANLATIYOR?

Süleyman Özışık, 27 Aralık 2022 tarihinde Facebook hesabından bir paylaşım yaptı. Hastalığı nedeniyle son bir ayda video yayınlayamadığını, işsiz ve sigortasız olduğu için de doktora gidemediğini duyurdu.

Ancak aynı günlerde, son bir ay içinde tam 17 Youtube videosu yayınladığı kanalından anlaşılıyor. 

Hadi Özışık ise 5 Ocak 2023’te kendi kanalında feryat eden bir video paylaştı. Hadi’nin videoda üzerinde durduğu 3 temel konu dikkati çekti. 

🔷 Birincisi kardeşi Süleyman’a yapılan vefasızlığı ve bunun neticesinde işsiz kalmasını anlatıyor.
🔷 İkincisi, kendinin sahibi olduğu internet sitelerine iktidarın reklam ambargosu uyguladığından yakınıyor ve “Ben ne yaptım size?” diye feryat ediyor. Zorda kalırsa sitelerini satacağını söylüyor.
🔷 Üçüncüsü ise birileri tarafından kaleminin kırıldığını ve öldürülmek istendiğini duyuruyor. 

Öldürülmek istendiği yolundaki açıklamalarına bilgi sahibi olmadığım için bir yorum yapamayacağım. Ancak öteki iki konuyla ilgili çok kısa bir iki şey paylaşacağım.

Özışık kardeşler, gazetecilik değil de iktidar ve güç propagandası yaparak hayatlarını kazandılar. Şimdi o güç sahipleri bir miktar arkalarını dönüp sırt çevirince para musluklarının kısıldığını fark etmeye başladılar. Hadi, aslında bu feryadıyla para kazandığı şeyin gazetecilik mesleği olmadığını görmüş oldu. 

Geçimlerini sağlamak için başkalarının hayatlarını karartan Özışık kardeşler, sektörde ne kadar nefret edilen kişiler olduklarını önümüzdeki günlerde daha çok görecekler. 

Şunun bilinmesi gerekiyor. Hadi de Süleyman da bu sektörden çok ciddi denecek miktarlarda para kazandılar. Hadi çapkınlıklarından arta kalan parayla iyi yatırımlar yaptı. Sahip olduğu siteler kapansa bile torunlarına yetecek servete sahip.

Süleyman ise Olağanüstü Hal Komisyonunda kendi adına yaptığı onamalarla mazlumlardan çok ciddi paralar götürdü. İnsanlar, alınlarına sürülen “Fetöcü” yaftasından kurtulmak için Süleyman’ın kapısını çaldı. 

Süleyman’ın binlerce insanın “masum” olduğuna inanmak için neler yaptığını, kapısını çalanlar sosyal medyadan anlatmaya başladı.

Özışık kardeşler, medyanın nasıl bir güç olduğunu ve bu güçle başkalarını ezmeyi ve para hortumlamayı gazetecilik sektöründe en adi şekilde yaparak gösterdiler. Kullanım süreleri bittiğini anlamaya başlamış olmalılar ki feryatları hayli üst perdeden geliyor.

Karslı bir arkadaşım vardı. Bazı kişiler için sık sık “cello” derdi. Merak edip sorduğumda, cello kelimesini ”Adam satan ve para için her şeyi yapan kişi” diye anlatmıştı.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version