Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sır Kapısı’nda olsa gülersiniz!

Sır Kapısı’nda olsa gülersiniz!


YORUM | M. NEDİM HAZAR

“Gerçek düşten daha tuhaftır” der ünlü bilim insanı Albert Einstein…

Öyledir; etkileyici, hikmetli, ibretli bir hikaye anlattığınızda, karşınızdaki “İşi Sır Kapısı’na çevirdin” diye inceden maytap geçer genelde. 

Size anlatacağım hikayenin kaynağı bizden biri. 

Bizden ama aynı zamanda Amerika’nın medyatik bir ‘Celebrity’si. 

Dr. Mehmet Öz. 

Zaten hikayeye de onun Youtube sayfasında denk geldim. 

Önce genç kızın bir görselini koyayım buraya. 

Bu güzeller güzeli kızımızın ismi Chastity Patterson…

Amerika’nın Arkansas eyaletinde annesi Janet ve babası Tony ile yaşıyordu. Tony 52 yaşında kanserden vefat ettiğinde boşluğa düşen Chastity’i annesi yakınlardaki bir buz pateni salonuna yazdırdı. Genç kız burada çevresinde yaptığı iyiliklerle bilinen ve “Koca yürekli” olarak tanınan Jason ile tanıştı. Kısa sürede yakınlaşan bu iki insan arasında bir baba-kız ilişkisi doğdu. Chastity, Jason’u baba gibi görüyordu ve ona sımsıkı sarıldı. Ancak Jason Ligons’u (henüz 36 yaşındaydı) 2015 yılında, kendisi 19 yaşında iken, bir trafik kazasında kaybetti. 

Jason çevresinde “Koca yürekli” olarak biliniyordu.

Hayattaki tek dayanağıydı ve babası gibi gördüğü bu genç adamın ani gidişi ona çok ağır gelmişti. Üstelik tek çocuk olarak annesiyle de ilgilenmesi gerekiyordu. 

Uzun süre yaşadığı travmayı atlatamayan Chastity, Jason’un ölümünden birkaç gün sonra telefonunu eline aldı “Daddy♥” yazılı numaraya çevirdi. Doğal olarak telesekreter düştü ve Jason’un sesini duydu. 

O günden sonra her sabah babasını arıyor, telesekreteri dinliyor ve notlar bırakıyordu. 

Bir süre sonra içinden geçenleri mesaj yazarak ifade etmek aklına geldi ve oturup uzunca bir text mesajı yazdı. Böylelikle babasına ne yazdığını geçmişe bakarak görüyor ve bir tür günlük oluşturuyordu. Ölen babasına mesaj atmayı o günden sonra alışkanlık haline getirmişti genç kız. 

Bu arada kendisi kansere yakalandı ve bunu da babasıyla paylaştı.

Dile kolay, tam 4 yıl boyunca cevap gelmeyeceğini bile bile tek taraflı mesajlar yolladı vefat etmiş babasına. 

Sanki bu mesajları okuyor ve cevap vermese de kızının yanında oluyordu babasının ruhu. 

Gündelik işlerini, okulunu, sevdalarını…

Her bir şeyi günü gününe anlatıyordu babasına. 

Sevinçliyken, üzüntülüyken… Hayallere dalmışken, yalnızken, kalabalıkların arasındayken…

Binden fazla mesaj yazdı babasına, ölümünden sonra. 

Aradan tam 4 yıl geçmişti ve oturup şöyle bir mesaj yazdı: 

“Hey, babam benim. Yarın yine zor bir gün olacak!
Çünkü seni kaybedeli 4 yıl oldu ve seni özlemediğim bir gün bile geçmedi. Bu kısa zamanda çok şeyler yaşadım. 
Ama bunları zaten anlattığım için eminim hepsini biliyorsun. 
Öncelikle ben kanseri yendim!
Ve tıpkı sana söz verdiğim gibi kendime çok iyi baktım ve bir daha asla hastalanmadım. 
Üniversiteyi onur derecesiyle bitirdim. 
Âşık oldum ve kalbimi kırdı. Dibe vurdum ama kafamı kaldırmayı bilip daha güçlü bir kadın oldum. Ve nihayet gönlüme biri girdi ve beni kurtardı. 
Henüz çocuğum yok. Eminim olsa sen de çok mutlu olurdun ama ben hazırım anne olmaya. 
Annemi hala delirtiyorum😊. Ama ona hep destek oluyor, ayaklarının üzerinde durmasına yardımcı oluyorum. Aslında evlilikten biraz korkuyorum çünkü o uzun koridorda sen yanımda olmayacaksın. Ancak manevi varlığınla yanımda olman yeterli. Eminim şu an yanımda olsan benimle gurur duyardın. 
Hayırrrr! Ne konuşma, ne de tavrım değişmedi. Ben de değişmedim, birazcık kilo aldım. 
Baba, sadece seni çok sevdiğimi söylemek istiyorum ve gerçekten seni çok özlüyorum.”

Şimdi Chastity’nin hikayesine kısa bir süre ara verip bambaşka bir öyküye bakalım. 

Brad’ın ismini açıklamadığı ve trafik kazasında vefat eden kızı

Bu öykünün kahramanı ise soy ismini hala açıklamayan Brad isimli başka bir Amerikalı. 

Brad de tıpkı Chastity gibi bir yakınının ani ölümüyle sarsılmış biri. Önce eşini kaybetmiş Brad. Kızına sımsıkı sarılarak hayata tutunmuş, ancak kısa süre sonra da gencecik kızını bir trafik kazasında kaybetmiş. 

Ne kadar ağır bir imtihan değil mi?

Kızının ölümünden sonra bir türlü yaşadığı travmayı atlatamayan Brad, çareyi alkolde bulmuş. 

O günden sonra ayık olduğu gün hiç olmamış neredeyse. 

Birgün telefon numarasını değiştirmiş. Sebebi, kendisini kimsenin aramasını istemiyormuş. 

Sadece kendisi birilerini aramak istediğinde kullanmak için bir yeni numarası olsun istemiş. 

Ve bir sabah uyandığında, bir genç kızın kendisine ‘Baba’ diye başlayan bir mesaj yazdığını görmüş. 

Ertesi gün bir mesaj daha, sonra bir tane daha. 

Neredeyse her gün ‘Babacığım’ ile başlayan mesajlar Brad’i teselli etmese de hayata tutunmasına sebep olmuş. 

Bazı günler mesaj gelmeyince çok merak etmiş, hatta kimi zaman telefonu eline alıp cevap yazmak istemiş ama sonradan vazgeçmiş. 

Dile kolay tam 4 yıl boyunca almış bu mesajları. 

Başlarda hep kızını hatırlattığı için kendisine iyi gelmiş bu mesajlar. Sonradan genç kıza gerçeği söylememiş olmak ona ağır gelmiş. 

Taa ki, aradan 4 yıl geçtikten sonra gelen şu mesaja kadar:

Ve artık cevap yazmanın zamanı geldiğine inanıp oturup şöyle bir cevap yazmış:

“Merhaba tatlım, ben senin baban değilim ama son 4 yıldır tüm mesajlarını alıyorum. Her sabah mesajlarını ve gece güncellemelerini dört gözle bekliyorum. Ben de kızımı 2014 yılında bir trafik kazasında kaybettim. Ve senin mesajların beni hayatta tuttu! Yıllardır sana mesaj atmak istedim ama kalbini kırmak istemedim. Şunu bilmeni isterim ki, sen olağanüstü bir kadınsın ve kızımın senin gibi olmasını çok isterdim.”

Brad, genç kızın yaşayacağı travmayı da düşünerek şöyle bitiriyor mesajını: “Bunu yaşamak zorunda olduğun için üzgünüm ama daha iyi olacaksa seninle gurur duyuyorum!”

Bir de not eklemiş: “Bence baban bu yaşta çocuk sahibi olmandansa bir köpek almandan daha çok mutlu olurdu!”

Bu mesaj karşısında şok olmuştu Chastity. İlk tepkisi öfke oldu. Sinirle mesaj yazdı, ancak Brad’in de yaralı olduğunu anlaması uzun sürmedi. Üstelik Brad, alkolik olmuştu ve yapayalnızdı. Belki dünyada Chastity’nin mesajlarından başka tutunacak bir dalı yoktu. 

Genç kız bu aşamadan sonra kendisine yeni bir amaç bulmuştu, Brad’i hayata bağlamak. Onun hikayesinin ayrıntılarını öğrendikçe kendi imtihanının daha hafif olduğunu anladı. 

Ancak ne yaparsa yapsın, Brad kimseyle görüşmek istemiyor ve kimliğinin açıklanmasını istemiyordu. Kızının yasını sonsuza kadar tutacağını söylüyordu. Son olarak, “beni görmek isteyenlere, yaşlı ve alkolik bir umutsuz vaka dersin” diyordu. 

Açıkçası hikayenin devamını bilmiyorum. 

Ama iz üzerindeyim. 

Yeni bilgi edinirsem sizlere yazacağıma söz veriyorum. 

Görüldüğü ve Einstein’in söylediği üzere, gerçekten gerçek düşten daha tuhaf olabiliyor!

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version