Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

VAR olsa ne oluyor?

VAR olsa ne oluyor?


HABER ANALİZ | HASAN CÜCÜK

Türk futbolunun değişmez gündemlerinin başında hakemler geliyor. Özellikle canı yanan her takım, yenilginin faturasını hakemlere çıkarıyor. Lehine düdük çalınanlar ise sessizliğe bürünüyor. Madalyonun diğer yüzünde ise çok kötü bir hakem performansı var. Ne yazık ki, uzun futbol tarihimizde standartları yakalayabilen hakemlerimizin sayısı bir elin parmağını geçmez. 

Video yardımcı hakem ya da hepimizin artık ezberlediği VAR sistemindeki amaç, bariz hakem hatalarının önüne geçmekti. Dünya futbolunun patronu FIFA’nın reform niteliğindeki VAR kararı ilk kez 2016’da oynanan Fransa – İtalya dostluk maçında uygulandı. Ligimizin VAR ile tanışması ise 2018-19 sezonuyla oldu. Bu yılla birlikte 5 yıldır VAR var. Geriye dönüp baktığımızda VAR’a rağmen tartışmalar bitmedi. VAR’da bile standardı tutturamadık. 

Futbolun en büyük tartışması 1966 Dünya Kupası finalinde İngiltere – Almanya maçında yaşandı.  Bu maç uzatma devrelerinde hala tartışılan ve çözüme bağlanamayan bir gole sahne oldu. 101. dakikada İngiliz Hurst’un vuruşunda top önce üst direğe ardından çizgiye çarptı, o noktada yetişen Alman savunma oyuncusu Held topu kornere gönderdi. Sovyet yan hakem Tevfik Behramov bir anlık tereddüdün ardından Alman kaleci Tilkowski ve futbolcuların şaşkın bakışları arasında orta sahaya koşarak golü işaret etti. İngilizler, kupayı 4-2’lik skorla kazanırken, yıllar geçse bile gol mü değil mi tartışması hâlâ bitmedi. 

Benzer bir durum 1986 Dünya Kupası’nda yaşandı. Yarı finalde Arjantin, İngiltere’yi 2-1 yenerken, ilk golü Maradona eliyle atmasına rağmen hakem golü verdi. Yine 2010 Dünya Kupası son 16 turunda Almanya – İngiltere maçında Frank Lampard’ın üst direkten kale içine düşen şutu çizgisi geçmesine rağmen hakem golü vermedi. VAR ve gol çizgisi teknolojisi olsaydı, Lampard’ın golü verilmiş olacaktı. 

Bu örnekler gibi yüzlercesini saymak mümkün. VAR sistemiyle, futbolda adaletin sağlanması yolunda önemli adımlar atıldı. Ancak teknoloji ne kadar gelişirse gelişsin sonuçta insan faktörü önemli rol oynamaya devam ediyor. VAR konusunda birçok ülke önemli yol aldı. İngiltere Premier Lig’de hakemin 30 saniye içinde karar vermesi şartı getirildi. 

Türkiye’nin hakem kalitesi ortada. Tek elit hakemimiz olan Cüneyt Çakır’ı geçen yıl Bizans oyunlarını aratmayacak bir şekilde TFF – MHK elbirliğiyle devre dışı bıraktık. Karar tahkimden dönse de Çakır, sezon sonunda hakemliği bıraktı. Yoksa önümüzdeki ay Katar’da başlayacak 2022 Dünya Kupası’nda düdük çalacak isimlerden biri olacaktı. 

Neredeyse her golden sonra maçın hakemi, VAR odasıyla irtibata geçiyor. Biraz abartılı olacak ama utanmasalar penaltıdan atılan gol sonrası bile VAR odasıyla irtibata geçecekler. Gol attık diye sevinen oyuncular ve taraftarların sevinci dakikalar sonra kursağında kalabiliyor. 2009-10 sezonunda yanlış anonsla şampiyonluğu kutlayan Fenerbahçe taraftarının pozisyonuna takımlar her maçta düşüyor. Önceki hafta oynanan Fenerbahçe – Karagümrük maçında penaltı pozisyonu kararı 5 dakika sürdü. Bir pozisyonun penaltı olup olmadığına 5 dakikada karar veriliyorsa bırakın penaltı olmasın! O maçta oyun hakemlerin marifetiyle tam 20 dakika durdu. Maç sonu verilen uzatma ise sadece 9 dakika oldu.

Basit faullere düdük çalıp, oyunu sık sık durduruyorlar. Oyuncunun gereksiz kendini yere atmasını iyi süzemiyorlar. Maalesef ligimizde futbol sadece bir devre oynanıyor. Yani top oyunda 40 ila 44 dakika arasında kalıyor. Bunun baş müsebbibi ne yazık ki hakemler. 

Kayserispor maçından sonra Okan Buruk’un şu sözlerine katılmamak mümkün mü? “VAR yine maalesef, Türkiye’de sistem yine çalışmadığını ortaya koydu. VAR hakemlerinin yeterli olduğunu düşünmüyorum. Biz hakemlerle uğraşmaktan yorulduk, art niyetli atamalar oluyor. Oyuncular ve taraftarların moralini bozmak için yapılıyor. Artık art niyet arıyoruz.” Haksız mı Okan Buruk? Yenildi konuşuyor demek doğru olmaz. Keza Beşiktaş – Trabzonspor derbisinde Yusuf Yazıcı’ya gösterilen kırmızı kartın yanlışlığını görmezden mi gelelim? Kırmızı kart ağır bir cezalandırma. Olmazsa olmazı şiddettir. Yoksa futbol, dokununca faul çalınan basketbola döner. 90 dakika maç seyrettiğimizi sanıp 44 dakika maç seyretmeye daha çok devam ederiz. 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version