Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Sansür

Sansür


YORUM | PROF. MEHMET EFE ÇAMAN 

Sansür yasası çıkartmayı düşünüyor rejim. Bir taslak hazırlamışlar. Çin’de, Kuzey Kore’de, İran’da, Rusya’da, Belarus’ta falan bu işler nasıl yapılıyor, araştırmışlar. En tabii hakları elbette, sonuçta kendi ligleri ve bu ligin kurallarına göre oynamak istiyorlar. Ne bekliyordunuz? İsveç’teki, Kanada’daki, Almanya’daki ölçütleri mi uygulayacaktı bu rejim size? CHP’li vekiller mecliste pankart falan açmışlar. Komiksiniz cidden. Gazeteciler de siyah maske takmışlar. Falan da filan! Gören bilen de bunların memlekette medya çok özgürdü falan zanneder. Kardeşim siz gazeteler, televizyonlar kapatılırken, binalarına çöreklenilirken, demirbaşlarına kadar yağmalanırken uyuyor muydunuz? Gazeteciler, yazarlar, karikatüristler tutuklanırken falan tatile mi çıkmıştınız? Türkiye dünya basın özgürlüğü liginde son sıraya düştüğünde televizyon ve bilgisayarınız aynı anda mı bozulmuştu? Türkiye, Çin’i bile arkada bırakıp dünyanın en büyük gazeteci hapishanesi oldu haberlerini takip edecek kadar İngilizceniz de mi yoktu? Neden salağa yatıyorsunuz?

Anlıyorum, durumunuz hiç de kolay değil tabii. Bir taraftan tüm bu fecaate karşın başınızı öte yana çevirmek, hiçbir şey olmuyormuş gibi yapmak, üç maymunu oynamak gayet avantajlı geliyor. Diğer taraftan muhalif olmaktan beklenenlerin baskısıyla bir şeyler yapıyormuş gibi görünmek istiyorsunuz. Sansür kötü şey tabii! Değil diyemez nasılsa kimse. İyi de, adama demezler mi, kardeşim basın özgürlüğüne bu kadar değer veriyorsunuz da, neden içerideki medya emekçileri için tek bir soruşturma önergesi vermediniz, tek bir konuşma yapmadınız meclis kürsüsünden, tek bir kez bile ziyaretine gitmediniz tutuklu medya emekçilerinin? A, tabii, kendi mahallenizden olanlarla ilgilenmişsinizdir bak, ona bir şey diyemez kimse. Haklısınız! Diğerleri nasılsa “FETÖ’cüdür”, “PKK’cıdır”, gebersinler isterlerse içeride, değil mi? 

Siz yok musunuz siz! Az tilki, az çakal, az kurt değilsiniz ha! 

Sansüre karşıyız. Tabii ya, öyleyiz! Fakat sansür bize bulaşma mesafesine gelince bunu anladık. Öyle mi diyorsunuz? Bana dokunmayan yılan bin yaşasın, doğru mu? Şimdi yeni kanun çıkaracaklar, seziyorsunuz, bu işin ucu size de dokunacak. Çünkü bu adamlar yetinmez kardeşim. Bir şekilde siz de gümbürtüye gideceksiniz. En azından bazılarınız! Oysa tümünüzü zapt-ı rapt altına almak istiyorlar. Derin devlete biat edeceksiniz. Onların istediklerini yazıp çizeceksiniz. İçinizde kalan son vicdan kırıntılarına da göz dikmişler. Vicdanınızdaki son mikro seviyedeki adalet kaygılarını da yok etmek peşindeler. Sıkı durun, bakın geliyorlar ha. Gelmeyeceklerini mi sanmıştınız? Bu işi mecliste pankart açarak falan çözeriz diye mi düşünmüştünüz? Siyah maske takarız bak, olur bu iş üstad. Yahu inanın çok ama çok komiksiniz. Daha ağırını söylemek istemiyorum, ama demeden geçemeyeceğim bak, fakat zannedersem idrak probleminiz var. 

Sansür var elbette, var olmasına – bunu siz bilmiyorsunuz ya, bakın buraya yazdım öğrendiniz. Güzel kardeşlerim, çünkü sansür yapmak isteyen zaten ben sansür yapacağım demez, sansürü yapar. Bunu aba altından sopa göstererek yapar, ya da kaşının altında gözün var diyerek yapar. Bunu size “cebinden bir dolar çıktı” diyerek yapar, ya da “kermeste kısır yapmış karın, gel bakalım!” der. Bunu yazdığın gazeteye vergi müfettişi göndererek yapar, ya da seni “terörle iltisaklı” ilan eder. Neticede demokrasilerde çare tükenmez demişler. Demokrasiyi lafın gelişi söyledim. Zaten öyle olmasa da sizin gibi dahiler demokrasiyi sadece seçimsel prosedür zanneder durur. 

Yahu bakın aklıma bir şey geldi! Sahi, biriniz de akıl edemedi mi, mesela Anıtkabir’e gitmeyi? Bakarsınız Atatürk mezarından size yardımcı olur, sansüre karşı bir çözüm üretir. İnanın dirilerden daha fazla yararlı olacağına şüphe yok, bu bir, ikincisi de zaten sizin bu işlere metafizik yaklaşmamanız tabanınızı şaşırtır. Yani mecliste pankart açmak sonrası bir Anıtkabir ziyareti diyorum, iyi olmaz mı arkadaşlar? Ya da, mesela hep beraber Kızılay’a falan gitseniz, orada “direne direne kazanacağız, yaşasın mücadelemiz” falan diye slogan atsanız? Sonra orada birkaç güzel kebapçı varmış, acıkınca eylemi bitirir orada kebap yemeye gidersiniz. Olmaz mı? Hatta gerekirse bir grup Anıtkabir’e gider, diğer grup Kızılay’a, ardından söz verdiğiniz saatte kebapçıda buluşursunuz. Diğer taraftan, birader kebapçıya para vermeye falan gerek yok, nasılsa beleşe yakın meclis restoranı var. Bendeki de ne naiflik! Yaşasın muhalefet be, yaşasın muhalefet! 

Yahu yatağa yatmadan evvel siz de diyor musunuz, iyi ki demokrasi var, değil mi? Ya olmasaydı! İyi ki insan hakları falan da var. Özellikle de düşünce ve düşünceyi ifade özgürlüğü. Bunlar olmasaydı haliniz nice olurdu! 

Efendim? Hapishanedeki vekiller, belediye başkanları, akademisyenler, anayasa mahkemesi yargıçları, yüksek yargı mensubu hâkimler ve savcılar, öğretmenler, okumuş etmiş, yetişmiş bir ton insan mı dediniz? Ben mi yanlış anlamışım? Evet, evet. Tabii ya! Yaşasın mücadeleniz kardeşim. Yaşasın özgürlük. Yaşasın hukuk. Yaşasın. Yaşasın… 

Dikkat edin, sansür falan olmasın. Aman önem verin medya özgürlüğüne ha! Bakın, nazar değer, ben bile yazarken bir tuhaf oluyorum. Ellerim titriyor, sorumluluk hissediyorum. Ama iyi ki bu muhalefet var, bu aklıma geliyor. Sizler varsınız, ellerinizde o pankartlar. Dışarıda basın mensupları, siyah maskeleriyle. Duyarlı, bilinçli, aydın, demokrat insanlar. Gözlerim doluyor. En ön saflarda hukuk devletini savunuyorlar. Temel özgürlüklerden haber alma özgürlüğünü! Efendim? Anayasa mı rafta? Yahu bunlar oyunbozanlar. Kadir kıymet bilmeyen nankör insanlar. Elbette, sizin yanınızdayız. Dedim ya, sizler sayesinde hep. Sizler sayesinde! 

Sansür yasası çıkartmayı düşünüyorlarmış. Bir taslak falan hazırlamışlar. Çin’de, Kuzey Kore’de, İran’da, Rusya’da, Belarus’ta falan bu işler nasıl yapılıyor, araştırmışlar diyor herkes. En tabii hakları elbette, sonuçta kendi ligleri ve bu ligin kurallarına göre oynamak istiyorlar. Ama bir şeyi hesaba katmıyorlar: Bu dimdik, dinamik, demokrat, ilkeli, hak hukuk bilen, özgüvenli, güçlü muhalefet varken vız gelir tırıs giderler – öyle mi? 

Sansür yasası çıkartacaklarmış. Ama bizim içimiz rahat. 

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version