Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Reçete

Reçete


YORUM | M. NEDİM HAZAR

Çok zayıf ve hatta Suyutî ve Aclunî gibi hadisçilerin böyle bir hadis olmadığını belirttikleri, ancak benim dikkatimi çeken ve bazı kaynaklarda hadis olarak geçen bir cümle: 

“Resulallah (SAV) buyurdu ki, “erkek çocuklarınızı sevin.” Bunun üzerine ashab, “Ya kız çocukları?” diye sordular. Fahr-i Kainat şöyle buyurdu: “Onlar zaten kendilerini sevdirir…”

Baştan söyleyeyim, bu yazı kız çocukları üzerinedir. 

Bir itiraf: Bir erkek çocuk babası olarak, yeni doğan kız çocuğunu kucağıma aldığımda gerçek anlamda baba olmak nedir hissettim sanırım. Minicik bir kedi yavrusunu almıştım ellerime sanki: Savunmasız, yumuşacık ve sıcak…

Oğlan çocukları ve ebeveynleri alınmasınlar ama kızı olmayan anne-babalara çok üzüldüğüm olmuştur. 

Reklamcılık yaptığım dönemlerde, bir evdeki ilk etkilenmesi gereken kişinin kız çocuğu olduğunu anlamış ve şaşırmıştım. Evet, belki anneler kızlarının isteklerine bir nebze direnebiliyorlardı ama bir babanın kız çocuğunun herhangi bir isteğine olumsuz cevap vermesi mümkün değildi!

16 Temmuz gecesi, elimde bir küçük çanta ile Frankfurt’a geldiğimde, hayatın beni savurduğu sıkıntılı dönemin idrakinde değildim.

50. yaşıma birkaç ay kalmıştı ve ben emeklilik günlerinin hesabını yapıyordum.

Bilirsiniz işte, daha sessiz, sakin ve yavaş bir yaşam. 

Öyle olmadı. 

Bu yazının konusu, sebepleri değil elbette. 

O günden bu yana, 3 yıla yakın ailemden uzak tek başıma yaşadım. 

Yine o günden bu yana 3 kez kalp krizi geçirdim ve kalbime 5 adet stent takıldı…

Şu anda kalbim yüzde 35-39 arası bir performans ile çalışıyor. 

En son iki hafta önce, canım çok sıkkın bir şekilde gecenin bir vakti araba kullanırken, göğsüme devasa bir kaya oturmuş gibi daraldım. 

Evden de saatlerce uzaktaydım. 

Vakit gece yarısıydı. 

Hemen sağa çektim ve bir dostumu aradım. 

Sağ olsun o da ümmet-i Muhammed’i ayaklandırmış. 

Gözümü açtığımda hastanedeydim ve bana göre kesin kalp krizi geçiriyordum. 

Doktorlar gerekli tetkikleri yaptılar ve ağır bir panik atak nöbeti geçirdiğimi söylediler. 

Derdim, tıbbi durumumu anlatarak sizin de canınızı sıkmak değil. 

İşin ehli bir ruh doktoruna gittim ve bana söylediği ilk cümle, hayat tarzını değiştir, oldu..

Böyle bir şeyi yapabilseydim zaten şimdi ülkemde paşalar gibi yaşıyordum ya neyse. 

Günlerce süren sıkıntılı nekahet döneminde en büyük tedavi ilacım neydi biliyor musunuz?

Kızlarımın tebessümü…

Bilmezsiniz elbette, ben üzüldüğüm anda, kızlarımdan biri gelir ve elinin dışıyla göz kapaklarıma dokunur. 

İşte o anda cennet vadilerinden bir patika açılır adeta bana. 

Ruhum dinginleşir, nabzım ve tansiyonum normale döner. 

Biliyor musunuz, yeryüzünde babasına tebessüm eden bir kız çocuğunun halinden daha samimi ve gerçek başka hiçbir şey yoktur!

Test edebilirsiniz. 

En öfkeli anınızda, yaşı kaç olursa olsun kızınızı karşınıza alın ve bir şey söylemenize de gerek yok. 

Hemen size tebessüm edecektir ve içinizdeki fırtınalı deniz dinecek, öfke geminizin yelkenleri inecektir. 

Anne duası diye bir ağrı kesicim olduğumu biliyordum zaten. 

Buna bir de kız çocuğunun tebessümünü ekleyince, emin olun insanın ilaca filan ihtiyacı kalmıyor. 

Farkında bile değilmişim, beni eksilten en önemli olay, büyük kızımın evlenip kendi yuvasını kurması olmuş. 

Tedavi destek gücümün yarısını kaybetmek de beni epey hırpalamış. 

Şimdi, bir dolu sıkıntı içinde debelenen hasta ve yaşlı bir baba olarak çok iyi biliyorum ki, kız çocuğu tebessümü dünyadaki tüm teskin edicilerden daha etkilidir. 

Test edin, göreceksiniz…

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version