Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Bir yalnız kahraman: Kazım Güleçyüz

Bir yalnız kahraman: Kazım Güleçyüz


HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Yeni Asya Gazetesi, sergilediği kendine has duruşuyla bu dönem hakkın ve mazlumun yanında olmayı layıkıyla yerine getiren bir yayın organı oldu. Gazetenin Genel Yayın Yönetmeni Kazım Güleçyüz ise son yılların kahramanı olarak anılacak isimlerinden biri.

Kazım Güleçyüz’ü uzun yıllardan bu yana tanıyorum. Meslektaş olarak yollarımızın kesiştiği oldu. Kimi toplantı ya da seyahatlerde kısa sohbetler ettik. 

Yeni Asya, 52 yıldan bu yana yayın hayatında (21 Şubat 1970)… Yayın hayatına başladığında Said Nursi’nin önde gelen talebelerinden (kimine göre halefi) Zübeyir Gündüzalp, Mustafa Polat ile Mehmet Kutlular’ın içinde yer aldığı bir kurucu kadrosuna sahipti. 

İlk Genel Yayın Yönetmeni (o dönemdeki adıyla Umumi Neşriyat Müdürü) Mustafa Polat, gazetenin yayın hayatına başlamasından 6 ay sonra (23 Ağustos 1970), Zübeyir Gündüzalp de gazetenin kuruluşundan 14 ay sonra (2 Nisan 1971) vefat etti. Bunun üzerine sorumluluk Mehmet Kutlular’a kaldı.

Kazım Güleçyüz, yaşı itibariyle Zübeyir Gündüzalp ve Mustafa Polat ile birlikte görev yapmadı. Ama onların hayata veda etmesinden 6-7 yıl sonra gazetede çalışmaya başladı. Dolayısıyla aynı ekolden geliyor.

1977’de Kütahya’dan hukuk eğitimi için İstanbul’a gelen Güleçyüz, bir yıl sonra kendi öğrenci masraflarını çıkarabilmek amacıyla Yeni Asya Yayınevi’nde çalışmaya başladı. “İstidatlı” (yetenekli) görüldüğü için yönetimin dikkatini çekti. 

Gazete bünyesinde düzeltmenlik (musahhihlik), editörlük ve dergicilik yaptı. 1992’den bu yana da gazetenin genel yayın yönetmenliği görevini yürütüyor. Yeni Asya bir danışma kurulu tarafından yönetilse de Güleçyüz, gazetenin dışa bakan yüzünü temsil ediyor. 

20 dolayında yayınlanmış kitabı bulunuyor. Bunların içinde kamuoyunda en çok ses getiren kitapları “Müflis Proje Kemalizm”, “Bediüzzaman Modeli”, “İslam, Demokrasi, Laiklik” ve “Cemaat ve İktidar” oldu. 

Yeni Asya Gazetesi, kurulduğu günden bu yana darbelere karşı mücadele vermesiyle tanındı. Daha birinci yılını doldurduğunda 12 Mart Muhtırası ile karşılaştı. Sonra 12 Eylül 1980 darbesi, 28 Şubat postmodern darbe ve 15 Temmuz darbesi…

Bu darbe veya darbe girişimlerinin hepsinde Yeni Asya hep en dik duran gazete olarak görüldü. 12 Eylül döneminde bu tavrın bedelini ağır ödedi. 

Gazetenin arkasında bulunan Nur Cemaati, ikiye bölündü. Gazete, yıllar içinde sahip olduğu bütün mülklerini kaybetti. İsimden başka elinde bir şey kalmayan Mehmet Kutlular, küçük bir ekiple gazetenin yeniden küllerinden doğmasına öncülük etti. Kazım Güleçyüz de o dönem bu çekirdek kadronun içindeydi. 

Gülen Cemaati ile Yeni Asya arasında 12 Eylül ve 28 Şubat döneminde soğuk rüzgarlar esti. Yeni Asya’nın temsil ettiği grup, darbecilerin önünü açarak büyümelerini sağladığını varsaydığı kesimlere karşı mücadele verdi. 

Kendilerinin “Hizmet Hareketi” olduğunu söyleyen Gülen Cemaati ise siyasetle mücadele etmenin görevleri olmadığını belirterek, insanlara başta eğitim olmak üzere farklı alanlarda hizmet etmek gerektiğini dillendirdi.

Yola çıktığından bu yana siyaset dışında olmayı benimseyen Gülen Cemaati, AK Parti iktidarının ikinci döneminden itibaren iktidarla barışık yürümeyi tercih etti. Bir dönem AK Parti’nin STK’sı gibi görüldüğü oldu. Cemaat, 2010 yılından itibaren en büyük darbeyi de AK Parti ve onun lideri Tayyip Erdoğan’dan yedi.

15 TEMMUZ SONRASI, TEK DESTEK YENİ ASYA’DAN GELDİ

İktidar, 15 Temmuz 2016 darbesini Gülen Cemaati’nin kökünü kazıma hamlesi olarak gördü. Erdoğan’ın Tek Adam olarak dizginleri ele geçirmesinden sonra, Sünni gelenekli bütün İslamcılar, Gülen Cemaati mensuplarına cephe aldı. 

“Cephe alma” sözü yaşananların en hafif dille ifadesi. Hristiyanlarda “aforoz etme” ne ise, Alevi gelenekte “düşkün” hangi manaya geliyorsa öyle muamele edildi. Aleviler, “düşkün” ilan ettiklerini sadece dışlar ve yok sayarlar. Sünni gelenekli İslamcılar ise Gülen Cemaati mensuplarına, “soyları tüketilecek” insanlar muamelesi yaptılar.

Sünni İslam geleneğine uymayan tek grup, Yeni Asya’nın temsil ettiği Nur Cemaati oldu. Başlarda Gülen Cemaatine hayli mesafeli olan Mehmet Kutlular da 15 Temmuz’un ardından başlatılan “imha hareketini” gördükten sonra hukuksuzluğa karşı ses verilmesinin önünü açtı.

Kazım Güleçyüz, bu dönemde iktidarın bütün saldırılarına karşı Gülen Cemaatine yapılmak istenen sosyal soykırıma karşı durdu. 12 Eylül sonrasında darbecilere karşı verdiği mücadelede matbaa ve yayınevi gibi bütün maddi varlığını kaybeden Yeni Asya, bu dönemde de dağıtım ağından atılıp okuyucularla buluşması engellendi. 

Bütün ulusal gazetelere verilen ilan hakkı, Yeni Asya’ya 3 yıla yakındır verilmiyor. Yasaların tanıdığı ilan hakkı, yasa dışı örgüt saydıkları Gülen Cemaatine destek verdiği için 993 günden bu yana kesik durumda. Tıpkı 12 Eylül sonrasında 470 gün, 28 döneminde bir ay kapatılması gibi bir ceza bu…

Kazım Güleçyüz, hem başında bulunduğu gazete, hem kendi sosyal medya hesaplarından destek vermeyi sürdürüyor. 

Bilindiği gibi Yeni Asya, Demokrat Parti-Adalet Partisi çizgisindeki siyasete destek veren bir yayın organı. Bunu da üstat kabul ettikleri Said Nursi’nin öğretilerinden çıkardıklarını dillendiriyorlar. Gazete, bu geleneğin devamı diye bugün de Gültekin Uysal liderliğindeki Demokrat Parti’yi destekliyor. 

Buna rağmen Kazım Güleçyüz, doğrudan yana olma tavrını sürdürerek, MİT ilişkilerinin ortaya çıkması üzerine Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat’a Gültekin Uysal’ın destek vermesine karşı çıktı.

Hatırlanacağı gibi geride bıraktığımız yaz aylarında, Hande Fırat’ın 15 Temmuz’dan bir gün önce MİT Basın Dairesi Başkanı Nuh Yılmaz’la buluşarak Erdoğan’la yapacağı facetime görüşmesini programladıkları ortaya çıkmıştı. DP lideri Uysal, buna rağmen Hande Fırat’a açık destek vermişti. 

Kazım Güleçyüz ise Twitter hesabından yaptığı paylaşımda, ‘‘15 Temmuz fitnesini Perinçek’in ‘O adı biz koyduk, Yargıtay kararlarına iliştiren de biziz’ yaftası üzerinden ve o kalkışmayı daha o gece ‘Allah’ın lütfu’ olarak niteleyen iktidarın bakış açısı paralelinde değerlendiren yaklaşımların demokratlıkla bağdaşır tarafı yok ve olamaz’’ ifadelerini kullanarak karşı çıkmıştı.

 

15 Temmuz fitnesini Perinçek’in “O adı biz koyduk, Yargıtay kararlarına iliştiren de biziz” yaftası üzerinden ve o kalkışmayı daha o gece “Allah’ın lütfu” olarak niteleyen iktidarın bakış açısı paralelinde değerlendiren yaklaşımların demokratlıkla bağdaşır tarafı yok ve olamaz.

— Kâzım Güleçyüz (@gulecyuzk) September 9, 2022

Kazım Güleçyüz, haktan ve mazlumdan yana olan tavrını bu kadar açık ve net ortaya koyan bir kahraman. Kendi Youtube sayfasında güncel konuları yorumluyor. Zaman zaman da Risale-i Nur dersleri veriyor.

Son videosu ise yakınları cezaevinde olan kişilere yardım yapanlarla ilgili ülke genelinde başlatılan operasyonları içeriyor. 

Güleçyüz, Twitter hesabında da başında bulunduğu Yeni Asya’yı tanıtan, sıcak gelişmeleri değerlendiren kısa yorumlar yapıyor. Hazırladığı videoların da duyurusunu bu adresten paylaşıyor.

Güleçyüz’e son dönemde en çok sorulan sorulardan birisi sanıyorum şu oluyordur: 

“Sen Gülen Cemaati için büyük bedeller ödeyerek bu kadar destek çıkıyorsun. Peki onlar sana destek veriyorlar mı?”

Bu soru benim varsayımım. Güleçyüz’ün benzeri sorulara verdiği cevap çok net:

“Bizim görevimiz hakkın hatırını âli tutarak, doğrunun, hakkın ve haklının yanında yer almaktır.”

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version