HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısıyla başlayan savaş, bugün itibariyle yeni bir aşamaya giriyor. Şimdiye kadar “ısınma turları” yaşadık, asıl savaş yeni başlıyor. Yeni Çar Vladimir Putin, kısmi seferberlik ilan etti, hempası Belarus Cumhurbaşkanı Lukaşenko ise bir adım daha ileri gitti.
Dünya, 22.02.2022’yi Rusya’nın Ukrayna’nın doğusundaki Donbas bölgesine saldırması, 24 Şubat 2022’yi de Ukrayna’nın geneline saldırıya geçtiği bir tarih olarak hatırlayacak.
Putin, Ukrayna’yı birkaç gün içinde kontrol edebileceğini hesaplayarak 24 Şubat saldırısına girişti.
The first 200 days of Russia’s invasion of Ukraine as mapped by @criticalthreats and @TheStudyofWar.
Ukrainian forces have liberated more than 60,000 square kilometers of territory since April. pic.twitter.com/UNTHihw5UL
— Brady Africk (@bradyafr) September 18, 2022
“Zaten bir komedyen parçası” olan Volodimir Zelensky’yi devireceğini ve Ukrayna’da Moskova yanlısı bir kukla rejim kuracağını hesap ediyordu. Putin, bundan dolayı da ülkesinde attığı bu tehlikeli adıma savaş denmesini yasaklayarak bu işgale “özel harekat” adını verdi.
22 Şubat’ta başlayan Rus saldırıları bugün itibariyle 7 ayı geride bıraktı. Sahadaki gelişmeler, hiç de Putin’in planladığı gibi gitmedi/gitmiyor. Ukrayna birlikleri Eylül ayı başında giriştikleri karşı atakla, Rus birliklerini geri çekilmeye zorladı.
🇷🇺 🇺🇦 Dead Russian soldier bodies on the ukrainian field. #Russia #Ukraine #Ukraine️ #Russia #UkraineRussiaWar #RussiaUkraineWar #UkraineWarNews #UkraineFrontLines #UkraineConflict #UkraineWar pic.twitter.com/aCXjWAShvQ
— Russia-Ukrainian War footage (@WarFootagee) September 14, 2022
Ukrayna birlikleri, topraklarının 3 bin kilometrekaresinden Rusları püskürttü. Kimileri, bu geri çekilmeyi, 1812’de Rus ordusunun Napolyon’a karşı ricatına benzeterek, “Ruslar Ukrayna’yı bitirmek için taktiksel geri çekiliyor” değerlendirmesini yapıyor.
Bu çekilmenin taktiksel mi, yoksa lojistik çöküş ve askerini cephede tutamama mı olduğu tartışılıyor. Askeri uzmanlara göre, taktiksel geri çekilmede bir ordu, general rütbesindeki komutanlarını düşmana esir olarak bırakmaz.
Gelinen nokta bambaşka… Muharebeler, neredeyse daha ilk günden itibaren Rusya ile Batı arasında yaşanan ama Ukrayna’da cereyan eden bir savaşa dönüşmüş durumda.
PUTİN: BLÖF YAPMIYORUM
Rus lider Putin, bir haftadır beklenen ulusa sesleniş konuşmasını 10 saatlik ertelemeden sonra bugün sabah saatlerinde yaptı. Ancak ABD istihbaratı, Putin’in yapacağı konuşmada neleri söyleyeceğini ana başlıklar halinde duyurdu.
ABD istihbaratının kamuoyuna duyurdukları arasında en önemli başlık, Putin’in seferberlik ilan edeceği ve nükleer kartını masaya koyacağı yönündeydi.
Putin accuses The West in nuclear blackmail, threatens with nuclear blackmail in response https://t.co/gvOfYCl9sg #Ukraine pic.twitter.com/VnUILz3I71
— Liveuamap (@Liveuamap) September 21, 2022
Putin’in konuşma yapacağı kamuoyuna duyurulmasından itibaren Rusya’dan kaçışlar başladı. Ukrayna savaşından bu yana Türkiye’den konut alan yabancılar arasında Ruslar üçüncü sıradan açık ara birinciliğe yükseldiler. Halen de devam ediyor.
Şimdiyse öncekinden daha yoğun bir çıkış var. Ruslar, Batılı ülkelere ve Türkiye’ye gidebilmek için panik halinde arayış içinde. Bundan en çok payı alanlardan birisi de Türk Hava Yolları oldu. THY uçakları dolu ya da biletleri fahiş fiyatlara ulaşmış durumda. Tek yön biletler kişi başı 25-30 bin TL’yi buldu.
Putin, yaptığı konuşmada Batı’yı suçladı ve “Rusya’yı bölmek ve yok etmek istiyorlar” dedi. Putin’in konuşmasının ana başlıkları şöyle:
“Batı, SSCB’yi 1991’de parçaladıklarını açıkça ifade ediyor ve şimdi aynısını Rusya’ya yapma zamanının geldiğini söylüyorlar. Vatanı koruma zamanı geldi.”
“Hedefimiz Donbas’ı özgürleştirmek. Donetsk ve Luhansk’ın bağımsızlığını destekliyoruz. Buralarda referandum yapacağız.”
“Rusya çapında kısmi seferberlik ilan ediyorum.”
“Ülkemiz için bir tehdit olursa nükleer teknolojimizi bizi korumak için kullanacağız. Gerekirse nükleer silah kullanırız. Bu bir blöf değil. “
Putin’in ilan ettiği kısmi seferberliğin ne anlama geldiğini Savunma Bakanı Sergey Şoygu açıkladı. Buna göre yeni 300 bin kişi daha silah altına alınacak.
Bu, daha önce askerliğini yerine getirmiş ama askerlik yapabilecek yaşı aşmamış olanlarla, orduda görev yapan emekli ve gazi askerlerin silah altına alınması anlamına geliyor.
Şoygu’nun gerçek rakamları gizlemek için hemen açıklama yaptığını söyleyenler var. Kimilerine göre silah altına alınacak asker sayısı milyonları bulacak.
Ülkesinin nükleer tehdit altında olduğunu öne süren Putin, “Blöf yapmıyorum” diyerek Batı’ya korku salmaya çalıştı.
Rus lider, muhtemelen Ukrayna’da daha kapsamlı bir savaş başlatacak. Yeni hedefinin Ukrayna’nın Karadeniz’deki liman kenti Odessa olma ihtimalinden söz ediliyor.
BU GELİŞMELERİN TÜRKİYE’YE YANSIMASI
Ukrayna’da devam eden bir tür vekalet savaşının yeni bir aşamaya gireceği kesin. Rusya daha kapsamlı bir saldırıya girişmeyi planlıyorsa, Batı da buna yönelik bir tavır takınacaktır.
ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, Rusya’nın Ukrayna’da yapacağı referandumu ve sonuçlarını tanımayacaklarını açıkladı.
Putin, Batı’ya gaz akışını keserek savaşı zaten yeni bir boyuta çıkarmış durumda. Ukrayna saldırısını da “özel harekat” statüsünden “savaş” boyutuna taşıdığına göre, süreç daha hızlı yaşanacak demektir.
Batı ile Rusya arasında sahada nasıl bir savaşın olacağını gelişmeler gösterecek. Ancak kesin olan bir şey var. Taraflar arasında ekonomik savaş daha da sertleşecek demektir. Hem de ilk başta alınan yaptırımlardan çok daha öte adımlar atılacak.
Yaşanacak günlerin en iyi tanımını Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic yaptı. Vucic’e göre, “Bir ya da iki ay içinde dünya, 2’nci Dünya Savaşı’ndan sonraki en şiddetli çatışmaya girebilir.”
Tablo, Vucic’in tanımladığı tarzda gelişecekse, Türkiye’nin mevcut konumunu sürdürebilmesi kolay olamayacak. Dahası, İran’da yaşanan gelişmeler Türkiye’yi fazlasıyla etkileyecek.
Ülkedeki Avrasyacı kanat, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ı Şangay İşbirliği Örgütü mihverinde tutmaya devam edebilecek mi?
Döviz krizi yüzünden ekonomisi dibe vurmuş bir Türkiye’nin kendine özgü politika geliştirmesine izin verirler mi?
Bu iki soruya kolaylıkla “Evet” denmeyeceğine göre Türkiye farklı bir yörüngeye girecek demektir. Erdoğan, artık yerini Batı dünyası dışında belirlemişe benziyor.
Erdoğan’ın New York’ta Reuters muhabiri Hümeyra Pamuk’un “Biden ile görüşmeyi diler miydiniz?” sorusuna verdiği cevap ümitsizlik ve çaresizlik içinde sızlanırken kendi kamuoyuna kuyruğu dik tutma yaklaşımından başka bir şey değil:
🔺Soru: Biden ile görüşmeyi diler miydiniz?
🔺Cumhurbaşkanı Erdoğan: Yoo, niye?
🔺Soru: İkili görüşme olarak?
🔺Cumhurbaşkanı Erdoğan: O Biden, ben Erdoğan. pic.twitter.com/eU24NoqzFz
— Nigar Ogeday🇹🇷🇦🇿🇹🇲🇰🇬🇰🇿🇺🇿🇵🇰🇭🇺 (@ogeday_nigar) September 21, 2022
Muhabir: “Biden’la görüşecek misiniz?”
Cumhurbaşkanı Erdoğan: “Resepsiyonuna katılacağım.”
Muhabir: “Görüşmüş olmayı diler miydiniz?”
Erdoğan: “Niye?”
Muhabir: “Ayrı ikili bir görüşme yapmış olmayı?”
Erdoğan: “O Biden ben de Erdoğan”
Birileri Erdoğan’ın iç kamuoyuna yönelik verdiği cevaptan dört köşe olmuş durumda. İç kamuoyuna verilen mesaj üzerinden uluslararası ilişkileri yürütmek mümkün değil. Verilen cevaba bakarsanız, durum iç açıcı görünmüyor.
Ekonominin ihtiyaç duyduğu döviz, yakın gelecekte taşıma suyla döndürülmekten çok uzak görünüyor.
“Batı Erdoğan yüzünden Türkiye’yi gözden çıkarır mı?”
Bu sorunun cevap bulacağı dönemin arifesindeyiz.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***