YORUM | MAHMUT AKPINAR
Hizmet’i içerden eleştirenlerin linç edilmesini, “hain”, “ajan” ilan edilmesini problemli ve tehlikeli görüyorum. Çünkü 15 Temmuz açısından Cemaat’in aydınlatması gereken noktalar var. Hizmet kamusal işler yapıyordu. Sadece kamu yetkilileri değil, kamuyu ilgilendiren faaliyetler içindeyse özel sektör veya STK olarak iş yapanlar da eleştirilir ve bu özel alana girmez. Demokratik dünyada başbakan, cumhurbaşkanı, bakan gibi kamusal (public) figürlerin özel yaşamları da acımasızca eleştirilir, medyada tartışılır. Zira bu kimselerin özel yaşamları da kamu çıkarlarıyla yakından ilgilidir, başkalarının hayatını etkileyecek konumdadır. Kamusal Hizmetler gören vakıfların, derneklerin, cemaat ve tarikatların durumu da benzerdir. Bunlar da kamuoyunda konuşulur, tartışılır ki, kamuoyu denetimi olsun, işlerini şeffaf, hesap verebilir yapsınlar.
15 Temmuz’da Akıncı’daki siviller meselesi aydınlatılması gereken bir konu. Mantıklı bir izah getirilmedikçe insanlar bunu sorgulayacak, sorgulamalılar da. Uzun erimde yok saymak, üstünü örtmek çözüm değil. Üstü açık bu problemi dile getirenlerin ihanetle suçlanması doğru değil. Ama öte yandan her şeyi oradaki sivillere bağlayıp büyük resmi onunla izah etmek, genelleme yapmak yanlış olur. Ben ucu nereye ve kime varırsa varsın 15 Temmuz’un aydınlatılması gerektiğini düşünenlerdenim. Bunu yapması gerekenlerin en başında Cemaat geliyor. Zira olay karanlıkta kaldıkça “zanlı” olarak sunulacak. Bu sebeple Mavi Otobüs belgeselinde olduğu gibi muhatapların şahitliği, konuşmaları hayati.
Fakat mesele 15 Temmuz’u çoktan aşmış ve bir soykırıma dönüşmüş durumda. 15 Temmuz’dan 6 yıl sonra 10 bin insanın anayasal haklarından mahrum edilerek, yargılanmaksızın, idari kararla (KHK) işinden atılmasının 15 Temmuz’la bir ilgisi yok! 2009 yılında bomba imha ederken yüzde 98 özürlü hale gelen polis memuru Bilal Konakçı’nın “terör örgütü üyesi” ilan edilip hapse atılmasının 15 Temmuz’la bağı yok! Hayırsever, 83 yaşındaki Gürbüz Dönmez’e (Paşa) “terörist” deyip 10 yıla mahkum etmek 15 Temmuz’la izah edilemez. Bank Asya’nın bazı yöneticileri terfi alıp “muteber” hale gelirken, mevduatı olanların “terörist” ilan edilip hapse atılmasını, kermeste sarma satıp burs veren kadınların, bebekli annelerin hapse konmasını 15 Temmuz açıklayamaz. Önceden fişlenmiş 4 bin 500 yargıcın 16 Temmuz’da tutuklanması, olayla hiçbir illiyet bağı olmayan yüzbinlerce KHK’lının tasfiyesi 15 Temmuz’la ilgili değil. Vakadan çok önce Zaman, STV, İpek Medya’nın kapatılmasının, Hidayet Karaca’nın, Gültekin Avcı’nın hapse atılmasının, kurumlara, şirketlere kayyım atanmasının darbeyle değil, Hırsız’ın, tecavüzcünün kiniyle alakası var!
15 Temmuz elbette aydınlatılmalı ama soykırımın, lincin, çökmenin çok önce başladığını, 15 Temmuz’un birilerine “Allah’ın lütfu” olduğunu bilmemiz gerekiyor. Numan Kurtulmuş’un “15 Temmuz olmasaydı biz bunları hukukla 30-40 yılda temizleyemezdik!” ifadesinin hatırlanması gerekiyor. Velev ki Erdoğan rejiminin iddia ettiği gibi 15 Temmuz’u Cemaat icra etti. Yapılacak şey bellidir. Olaya karışanları tespit eder, yargılar ve cezasını verirsiniz. Zanlıların-sanıkların geniş ailesini, çoluk çocuğunu veya onlarla benzer duygu düşünceye sahip milyonları cezalandıramaz, açlığa-yokluğa mahkum edemezsiniz. Bunlar 15 Temmuz’dan bağımsız karşı çıkılması gereken noktalar. 15 Temmuz’u Cemaat’in yapması da, sivillerin Akıncı’da bulunması da bunları meşrulaştırmaz.
Aydınlatılması gereken noktalar var. Ancak insanlar zalimin çizmesi boğazında iken, hala her türlü işkence, zulüm devam ederken, propaganda mekanizmaları çalışırken, troller her veriyi manipüle edip zulme gerekçe yaparken malzeme verilmesine tepki gösteriyorlar. Bence iki şeyi ayırmak lazım. Olayı nasıl yorumlarsanız yorumlayın, 15 Temmuz 10 yıldır geniş bir kesime yapılan zulmü, baskıyı, tasfiyeyi izaha yetmez. Ortada çok ağır ve yaygın taciz, tecavüz, zulüm, baskı, linç var.
Hırsızlar (AKP) ve Katiller (Ergenekon) daha 2014 yılında bir koalisyon kurdular ve soymaya, çökmeye, öldürmeye başladılar. Evine, barkına, çoluk çocuğuna hırsızların dadandığı insanlar haklarını savunmak istedi, protestolar yaptı, seslerini duyurmaya çalıştılar. Ama mücadeleyi yaparken içerden birileri hırsızlara-katillere kapıyı aralık bırakmış. 15 Temmuz’da hırsızlar ve katiller bu kapıdan girdiler ve önceden planladıkları soygunu, katliamı kitlesel ve daha acımasız hale getirdiler. Şimdilerde Cemaat’e karın ağrısı olanlar ve propaganda etkisinde kalanlar, “Siz kapıyı aralık bıraktınız, o nedenle de bunca zulmü, katliamı hak ettiniz!” modundalar. 15 Temmuz’a dair bazı karanlık noktaları merceğin önüne koyup ölçüsüz ve adaletsiz zulmü, katliamı, “Ama siz de…” diyerek izah ve meşrulaştırma peşindeler.
15 Temmuz’la ilgili her ortaya çıkan gerçekten rahatsız olan, Erdoğan’ın söylemini satın alıp, bu konuda “Cemaat haklı çıkmasın!” diye adeta yakarış seansları düzenleyen, Erdoğan için defansa koşan seküler-laikçi kesimlerin çokça kullandığı bir metafor üzerinden de anlatalım konuyu:
Tecavüzcü bir katil bir kadına tecavüz edip öldürmeyi kafasına koyuyor, zira onun taleplerine boyun eğmiyor. Arsız tecavüzcü bütün mahallenin önünde kadını defalarca taciz ve tehdit ediyor. (“İninize gireceğiz!”, “Haşhaşiler!”, “Sülükler!” “Aç kalacaksınız, ağaç kökü yiyeceksiniz!” “Öldürün bizi diye yalvaracaksınız!” gibi lügat dolusu tehditler 15 Temmuz’dan önce yapıldı.) Ama kadın gaflete düşüp bir pencereyi açık unutuyor. Ayrıca tecavüze dekolte giyimli, gecelikle yakalanıyor. Açık pencereden eve giren tecavüzcü kadına tecavüz edip öldürmekle yetinmiyor, yaşadığı mahalleyi ateşe veriyor. Bütün akrabalarına zulmedip, adalet aramalarına müsaade etmiyor. Hepsinin malına mülküne çöküyor. Mağdura yakın herkese kan kusturup, selamı olana şiddet uyguluyor.
Velev ki laikçilerin, Kemalistlerin dediği gibi bu kadın daha önce tecavüzcü ile yakın olsun. Velev ki bu kadının birilerinin hoşuna gitmeyen yanları bulunsun. “Pencereyi açık unuttu”, “Tecavüzcüye dekolteyle yakalandı!” diye öldürülmeyi, yakılıp üzerine beton dökülmeyi hak ediyor mu? Hadi ideolojik gareziniz, hasediniz nedeniyle yapılanlara sevindiniz. Bu kadının 7 sülalesine, selam verdiklerine zulmedilmesini nasıl hazmediyorsunuz?
Dekolte giyinmek tecavüzü meşrulaştırmaz diye bağıran hak savunucuları! 15 Temmuz’a dair ispata muhtaç iddialar nedeniyle “başörtülü” “dindar”, “cemaatten” diye doğumu müteakip bebesiyle hapse atılan kadınlara, hayatı karartılan milyonlara, açlığa mahkum edilen öğretmenlere, yargıçlara, akademisyenlere yaşatılanları nasıl meşrulaştırıyorsunuz? Diyelim ki tecavüzcünün bütün iddiaları doğru, bu yaşatılanlar hak mıdır? Reva mıdır?
15 Temmuz, Zalim için gerekçe oldu, haneye tecavüze sebep yapıldı. Sorgulamalar olmalı, ama konu üzerinden sis perdesi kalkmamış iken, bazı konular yapılan geniş zulüm, baskı ve adaletsizliğe meşruiyet sağlamaz. Asgari hukuk, insaf ve vicdan bunu onaylamaz. Canı yananlar, mazlumlar doğal olarak Zalim’e yeni malzeme vermeye tepki gösteriyor, fazla reaksiyon veriyorlar.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***