HDP’nin ‘Çözüm Biz’de Savaşlara ve Sömürüye Hayır’ sloganıyla İstanbul Kartal Meydanı’nda düzenlediği mitingde konuşan Buldan, şunları dedi:
“Bu ‘Çözüm biziz, savaşlara, sömürüye hayır’ sloganlarıyla düzenlediğimiz ikinci mitingimiz. Dün Amed’de gerçekleştirdiğimiz görkemli mitingden sonra bugün burada Türkiye halkları ve Kürt halkıyla birlikte bir kez daha diyoruz ki ‘Çözüm biziz, savaşlara sömürüye hayır.’ Türkiye’nin her sorununa güçlü sözü ve çözüm gücü olan HDP bu ülkede mücadele eden bir partidir.
Türkiye halklarına 2023’ün Mart ayını gösteriyor, sabredin diyorlar. Ama halka sabredin derken kendileri yine çalıyor yine sömürüyorlar. Bütün bunları kendi koltukları için yapıyorlar. Doğayı talan ediyor, yandaş atamaları yapıyor, gece yarısı zamlarına devam ediyorlar. Türkiye halklarının geleceğini karartmak için yapıyorlar. Bir gece ansızın nereye girmek istiyorlar, Rojava’ya! Nereye girmek istiyorlar Şengal’e, Mahmur’a. İşte onların zihniyetinde buralara girmek ve savaş konseptini devreye sokmak var. Ancak Türkiye halkları sizin savaş konseptinize onay vermeyecek, müsaade etmeyecek. Çünkü Türkiye halkları savaş değil; çözüm, barış ve diyalog istiyor.
Bu iktidar aynı zamanda cezaevlerindeki arkadaşlarımızla savaş halindedir, Aysel Tuğluk başta olmak üzere hasta tutuklularla savaş halindeler. Geçen gün Çevik Bir tahliye edildi ama Aysel Tuğluk’ta da aynı hastalık var ama tahliye edilmedi çünkü biri Türk diğeri Kürt. Kürt’e olan düşmanlıkları ortada.
Bu iktidar aynı zamanda Alevilerle savaş halinde. Her gün bir Cemevine ya da başkanına saldırı gerçekleşiyor. Cemevlerine yapılan saldırıları kınıyor ve kabul etmiyoruz. Bu ülkede camiler nasıl dokunulmazsa Cemevleri de dokunulmazdır. Biz camilere de Cemevlerine de, Ermenilerin, Süryanilerin ibadethanelerine de, her inancın ibadet şekline ve ibadethanesine saygılı olmak durumundayız.
Türkiye halklarıyla savaş halindeler ama bu ülke bu savaşları hak etmiyor. Bu ülke bu savaşlara mahkum değil, bu iktidara mecbur değildir. Savaş ve inkar politikalarına mahkum değildir.
Çünkü önünde farklı bir seçenek var. Üçüncü yol dediğimiz HDP’nin çizgisi var. Bu ittifak geleceğin ittifakıdır. Kürd’ü, Türk’ü, Alevi’si, Ermeni’si, Süryani’si, kadını ve genciyle Türkiye halkları geleceği inşa edecek bu ülkenin gerçek ve onurlu bir barışa ihtiyacı var bunu elbette gerçekleştireceğiz. Seçimler yaklaşınca Kürtleri hatırlayanlar, kendilerinden utanmalıdır. Kürtler sadece ve sadece seçimlerde hatırlanacak bir halk değildir.
Helalleşmek adı altında Kürtlerle seçim dönemi bir araya gelmeye çalışanlara şunu söylemek isteriz: Kürtler onurlu biz yüzleşme olmadan, kimseye hakkını helal etmeyecektir. Bir kez daha HDP’nin barışa, demokrasiye, adalete ve Türkiye’deki tüm yaşanan krizlerin, sorunların çözümünde tek adres olduğumuzu haykırıyorum. Bu ülkeyi yönetenler bilsinler ki; gidicidirler, gelecek olanlar bu söylediklerimizi bu ülkeye getirecekler.
Barışı da adaleti de demokrasiyi de insan haklarını da. Yeter ki bir olalım. Yeter ki birlikte mücadele edelim, el ele verelim omuz omuza verelim. Bunu gerçekleştirirsek Demirtaş da, Yüksekdağ da, Kışanak da, Baluken de özgürlüğüne kavuşacaktır. Bizim mücadelemiz adalet ve barış mücadelesidir.”
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***