Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Ortada bataklık yok, sinekler var

Ortada bataklık yok, sinekler var


YORUM | TARIK TOROS 

Bugün ülkede olan biten her şeyin müsebbibi 15 Temmuz’dur.

Aydınlatılmadan süreç anlaşılamaz.

Bu en başta Cemaat’in sorumluluğudur.

Ve bunu, 20 sene sonra çekilecek belgesele bırakmamak icap ediyor.

***

10 Ekim 2017’de bu köşede “Ben bir kaçağım ama adımı temize çıkarmalıyım” başlıklı yazı bu cümlelerle başlıyordu.

Orada 1993 tarihli Kaçak (The Fugitive) filmini örnek vermiş şöyle demiştim:

Karısını öldürmekle suçlanan adamın polisten kaçarken gerçek katili aramasının öyküsü.

Biliyor ki, olağan şüpheli.

Biliyor ki, deliller aleyhine.

Biliyor ki, medya “katil” olduğuna inanıyor.

Biliyor ki, polisler paçayı kurtarmak için kendini suçluyor.

Biliyor ki, katili bulmadan kaçak hayatı bitmeyecek.

Biliyor ki, yakalanırsa gerçek katil hiç bulunamayacak.

***

13 Temmuz 2022’de Askeri Öğrenci Komitesi’nin YouTube kanalında “Mavi Otobüs” belgeseli yayımlandı.

Belgesel, Türkiye’deki medya mahallesinin çok canını sıktı.

Neden sıkmasın ki?

Karşınızda sizi anlamaya çalışan, ortaya belgeli bir hakikat çıktığında hikayesini revize edecek bir model yok.

Karşınızda, rejimin sadık çalışanları, iktidarın açtığı zararsız alanda itiraz ediyormuş gibi yapan “icazetli muhalifler” var.

Özenle ve ısrarla devletin resmi tezlerinin propagandasını yapmakla yükümlüler.

Ve bunu yaparken “11. kattan jet uçaklarına kafa atmak” gibi argümanları kullanacak kadar aptal değiller.

Bu sebeple, resmi tezlerin dışına çıkan olursa yaylım ateşe geçiyorlar.

Ondandır ki, belgesele konuşan Harbiyelilerin bu saldırılara büyük bir sabır ve metanetle çürütmesini önemsiyorum.

***

Öyle sistematik bir operasyon götürülüyor ki…

Tutuklu ve hükümlü yakınlarına yardım edenlere dahi göz açtırmıyorlar.

Cemaat’e dönük insan hakkı ihlallerine girilmesini istemiyorlar.

Bahseden otomatikman “FETÖ’cü” oluyor.

Dışarıda da durum böyle.

Misal, Avrupa’daki sürgün gazeteciler, “demokrasi paneline” ismi Cemaat’le anılan kimseyi çağırmıyor.

Yine hatırlayın: Bülent Ceyhan, 15 Temmuz’dan sonra gözaltına alınan Gökhan Açıkkollu’nun polis nezaretinde işkence altında öldüğünü belgeledi.

Buna gazetecilik ödülü verenler, mahalle ayağa kalkınca sıkılmadan ödülü iptal ettiler.

***

Bakmayın, bu tür süreçler vicdan sahiplerini kızdırsa da ön yargılı ve kimi faşist “dostları” göstermesi yönüyle ufuk açıcı.

İyot gibi deşifre oluyorlar.

Çünkü mahalle baskısı, tavır koymalarını istiyor ve bunu bekliyor.

Haliyle Twitter’daki polemik çok yararlı oldu.

Ne demiş eskiler:

Müsademe-i efkârdan barika-i hakikat doğar.

Yani, fikirlerin çatışması gerçeklerin ortaya çıkmasını sağlar.

***

15 Temmuz “kutlamaları” bu yıl cılız geçmiş.

Taşıma suyla değirmen dönmüyor.

Operasyonel cephe panikte:

İnşa ettikleri kağıttan kulelerin bir püflemeyle çökeceğini görüyorlar.

Bugüne kadar anlattıkları yalanların kölesi durumundalar.

Bastırdıkça da tıpkı iktidar gibi batıyorlar.

Verdikleri bir tür varlık yokluk savaşı…

***

Bu cephe, kamu yararı ile değil kime yaradığı ile ilgilenir.

Teşbihte hata olmaz: Kapıları açıp cennet ve cehennemi gösterseniz dahi bunu siz yaptığınız için imana gelmezler.

Ondandır ki doğru olduğunu bildikleri halde 17/25 Aralık dosyasına dönüp bakmadılar.

Ve fakat: Sedat Peker’in ifşalarıyla ilgilendiler.

Oysa Peker kırk defa “bir kurtarıcı olmadığını” söyledi.

Temiz toplum için mücadele eden biri değildi.

Zaten bunun bir önemi yoktur.

Bakmayın, mahalle de bunu çok iyi bilir ya, neyse.

***

Bunları ikna edemezsiniz.

Laflarını ağızlarına tıkacaksınız.

Haklılığınızı güçlü argümanlarla ortaya koyacaksınız, kafalarını kaldıramayacaklar.

Ortada bataklık yok esasen, sinekler var.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version