YORUM | M. NEDİM HAZAR
Özellikle Doğu, Güneydoğu’da yaşayanların “kaçak çay” dediği Seylan Çayı’nın memleketi Sri Lanka için Hint Okyanusu’nun incisi denir.
Diğer isimleri Serendib ve Seylan olan Sri Lanka, dört tarafı denizle çevrili bir ada ülkesidir.
Hz. Adem’in cennetten kovulduktan sonra ilk buraya ayak bastığına inanılır. Sebeb-i hikmeti ise, bu yeşil adanın cennetten farksız oluşudur.
Sri Lanka’nın 1948’de İngiltere’den bağımsızlığını kazanmasından bu yana yaşanan ülke tarihinin gördüğü en kötü krizde yakıt, gıda ve diğer temel ihtiyaç maddelerinin tükenmeye başlaması üzerine gelişen olaylar gittikçe trajik bir hal alıyor.
Siyasi tarihçesi oldukça inişli çıkışlı Sri Lanka’nın.
Bağımsızlığını 1948’de ilan eden ülkenin tüm Asya ülkeleri gibi uzun bir sömürge tarihi var. İlk olarak 1505’te Portekizlilerin, ardından 1638’de Hollandalıların sömürge süreçlerini yaşamış. İngiliz sömürge idaresi ise bu topraklara 1796’da ulaşmış. İngilizlerin izleri ülkede hâlâ bulunmakta.
Ve hatta Sri Lanka’nın merkezinde daha çok çay bahçelerinin bulunduğu bir bölge olan Nuwara Eliya, küçük İngiltere olarak biliniyor.
20 milyon nüfuslu ülkenin, modern tarihi yaralarla dolu. 1983-2009 yılları arasında yaşanan çok çetin ve kanlı bir iç savaş, bu cennetten parça beldeyi tarumar etmiş. Müslümanlar ise Hindu Tamillerin başlattıkları bağımsızlık savaşında, ırkdaşları olan gerillalardan yana tavır almayınca hedef haline gelmişler ve yüzlerce Müslüman bu çatışmalarda hayatını kaybetmiş.
90’lı yıllarda Tamillerin ülkenin kuzeyini etnik ve dinî farklılıklardan temizleme sürecinde 95.000 civarında Müslüman buralardan çıkarılmış. Barış anlaşmalarından sonra bölgeye dönüş az da olsa başlamış ama Müslümanlar o yılların sarsıntısını hâlâ atlatamamış.
Hatırlarsınız 2014 yılında Myanmar’daki Budist rahiplerin şiddet içerikli eylemlerinin etkileri bu ülkeyi de sarmıştı. Aluthgama’da Budistlerce Müslümanların iş yerlerine yapılan saldırılarda dört Müslüman hayatını kaybederken birçoğunun da iş yeri zarar görmüştü.
Gelelim günümüze…
Sri Lanka’da ekonomik krizin derinleşmesiyle siyasi kriz de büyüdü. 16 Mart’ta başlayan protestoların hedefinde ülkedeki önemli siyasi pozisyonları tutmuş Rajapaksa ailesi ve geleneksel siyasi yöneticiler vardı.
Başbakan Mahinda Rajapaksa (solda) ve biraderi Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa
Türkiye gibi tam bir aile devleti olan Sri Lanka’da, Başbakan Mahinda Rajapaksa istifa etse de Devlet Başkanı olan kardeşi Gotabaya Rajapaksa hala direnmekte. Kısa süre önce başlayan grevler ülkeyi adeta felç etmiş durumda.
Grevler esnasında hükümetin kendi destekçilerini protestocu halka saldırtmasıyla şiddetin artmasıyla başladı. Gotabaya Rajapaksa, son olarak orduyu sokaklara göndererek ve anayasa değişikliği önererek protestoları sakinleştirmek istedi. Ancak bu hamle pek işe yaramadı.
Geçtiğimiz ay, Başbakan Mahinda Rajapaksa’nın Temple Trees’teki resmi konutundaki bir toplantıdan çıktıkları belirtilen gruplar cop, sopa ve metal çubuklarla silahlanmış olarak başkent Kolombo’daki hükümet karşıtı protesto alanına saldırdı.
İÇ SAVAŞ GELİYOR!
Cumhurbaşkanlığı ofisine yakın bir sahil parkı olan Galle Face Green’de bir ay kadar önce kurulan bu protesto kampı, kitle hareketini destekleyen tüm kesimler için günlük bir toplanma noktası haline gelmişti. Pazartesi günü rejim yanlısı çeteler, protestoculara saldırdı, çadırları ve pankartları ateşe verdi ve birçok kişiyi dövdü.
Protesto hareketini korkutarak bölme hedefli saldırının ilk şokundan sonra yaşananları duyarak gelen binlerce genç, bölgeden geçen sürücü ve işçiler, saldırganları kovdu, bazılarını yakındaki Beira gölüne ya da çöp tenekelerine attılar, saldırganları Kolombo’ya getiren otobüsleri de ya ateşe verdiler ya da göle attılar.
Bunun üzerine hükümet hemen OHAL ilan etti ve hükümet, kitleleri sokaktan uzaklaştırmak için sokağa çıkma yasağı ilan etti ve Sri Lanka’nın tamamında orduyu sokaklarda konuşlandırdı. Ayrıca, “Kamu malına zarar veren veya sokağa çıkma yasağını ihlal eden herkese karşı ateş etme” izni verdi. Ancak yasaklara rağmen protestolar sona ermedi, çadırlar yeniden kuruldu. Bazı haberlere göre aralarında Katolik rahibelerin dahi bulunduğu kitleler dayanışma için protesto alanına geldi.
Planı geri tepen Mahinda Rajapaska resmi olarak başbakanlıktan istifa etti. İstifa sevinçle karşılandı, mahallelerde haberi kutlamak için kiribath (sütlü pirinç, geleneksel bir Sri Lanka yemeği) pişirildi.
Hatırlanacağı gibi, geçtiğimiz Nisan ayı ortasında kabinedeki görevlerinden alınan Chamal, Namal ve Basil Rajapaksa’dan sonra, Mahinda Rajapaksa, ailesinin hükümetten düşen son üyesi oldu.
Bu istifalar Başbakanın kardeşine yönelik tepkileri azaltmadı. Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa’nın istifası talebi sürerken olayların ateşi gün geçtikçe yükseliyor.
YÜKSELEN TANSİYON VE KAÇIŞ!
Rajapaksa ailesine, iktidar partisi Sri Lanka Podujana Peramuna’nın (SLPP) liderleri ve milletvekillerine ait villalar, evler ve diğer mülkler ateşe verildi.
50’den fazla politikacının evi bir gecede yakıldı.
Protestolar sadece başkentte değil. Örneğin ülkenin en güneyindeki Tangalle’de öfkeli halk Mahinda ve Gotabaya’nın babası olan D.A Rajapaksa’nın heykelini yıktı.
Ayrıca, istifa eden Mahinda Rajapaska da yüzlerce protestocu tarafından kuşatılan evinden tahliye edildi ve bir askeri helikopterle kuzeydoğuya kaçtı.
Rajapaksa rejimi tarafından iç savaş sırasında Tamiller için bir gözaltı merkezi ve işkence kampı olarak kullanılan bir deniz üssü olan ve Trincomalee Deniz Üssü’ne sığındı.
KOLOMBO’DA HAKİMLER VAR!
İlginç bir ayrıntı: Kolombo’da sulh mahkemesi, Mahinda Rajapaksa’ya ve 16 politikacıya, 9 Mayıs’ta protestoculara yönelik komplo kurdukları gerekçesiyle yurt dışına seyahat yasağı getirdi. 16 kişiden biri de Rajapaksa’nın oğlu.
Öte yandan rejimin önde gelen isimlerinden bazılarının Avustralya’ya kaçtığı söylentileri üzerine çoğu genç Bandaranaike Uluslararası Havaalanına çıkan yollarda kontrol noktaları oluşturdu ve arabaları aramaya başladı.
Sri Lanka Devlet Başkanı Gotabaya Rajapaksa son çare olarak dün, “Parlamentoyu daha da güçlendirmek için anayasa değişikliği için adımlar atılacağını” Twitter’dan açıkladı. Kendisi makamında kalacaktı!
Bunun üzerine muhalifler 9 Temmuz’da başbakanlık konutuna girip binayı ateşe verdi.
Protestocular, Devlet Başkanı Rajapaksa’nın resmi konutu ve ofisinin bulunduğu yerleşke çevresindeki barikatları aşarak konut ve ofise girmişti. Yerleşkeye girilmesinin ardından Rajapaksa’nın oradan ayrıldığı ve güvenli bir yere götürüldüğü belirtildi. 13 Temmuz’da istifayı kabul ettiği açıklanan Devlet Başkanı Rajapaksa’nın nerede olduğu bilinmiyordu.
Protestocular ise cumhurbaşkanı ve başbakanın konutlarını, yetkililer görevi fiilen bırakana kadar işgal altında tutmaya devam edeceğini dile getirdiler.
Çok geçmeden, Rajapaksa’nın Maldivler’e doğru hareket eden bir askeri uçakla ülkesinden ayrıldığı ortaya çıktı.
AFP’ye konuşan sınır güvenliği yetkilileri, geniş çaplı gösterilerden sonra Devlet Başkanlığı Sarayı’nı terk eden 73 yaşındaki liderin eşi ve bir korumasıyla birlikte Antonov-32 tipi bir uçakla ülkeden ayrıldığını doğruladılar.
Protestocular ele geçirdikleri başkanlık sarayını yağmaladılar, bu esnada gizli bölmelerde yüklü miktarda para bulundu.
Polisler bu paraları resmi makamlara teslim ettiler.
Ülke hala büyük bir kaos içinde.
Neden mi?
Sri Lanka enflasyonu yüzde 17.5 ile tüm zamanların en üst seviyesinde.
1 kilo pirinç 80 Rupi iken 500’e yükselmiş durumda.
Ve Sri Lanka IMF’den aldığı 51 milyar dolarlık dış borcu ödeyemediği için battı.
Felaket adım adım geldi Sri Lanka’da…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***