YORUM | MAHMUT AKPINAR
AKP iktidarı 20. yılını doldurdu. Pislik, yolsuzluk, ahlaksızlık, istismar, liyakatsizlik paçalarından akıyor. Millet, Erdoğan rejiminden yıldı. Ekonomi artık herkesin canını yakıyor ve insanlar bu iktidardan kurtulmanın yollarını arıyorlar. Kemal Kılıçdaroğlu, sol tarihinde Bülent Ecevit’ten sonra halka en yakın, en mütevazı liderlerden birisi. Elinden geldiğince birleştirici ve yapıcı politikalar izliyor. Ama bunca olumsuzluğa ve çabaya rağmen halk hala solu alternatif görmüyor, iktidar adayı olarak sola prim vermiyor.
Neden?
Çünkü sol halka güven vermedi, vermiyor.
Bizde sol siyasi partilerin geçmişi, sol aydınların yaklaşımları hayal kırıklıklarıyla dolu.
Elbette faklı yaklaşımlarda sol partiler ve anlayışlar oldu. Ama Türkiye’de sol denince akla öncelikle hep CHP geldi. CHP’nin tarihi solun kirli ve karanlık aynası gibi.
Tek Parti dönemi CHP’si halkı, emekçiyi, ezileni değil, gücü, devleti otoriteyi temsil eder. Mütehakkimdir, muhaliflere aman vermeden toplumu şekillendirme çabasındadır.
CHP’nin ve solun darbelere, askeri müdahalelere ilkesel bir tavrı yoktur. 1960 darbesinden en çok sol nemalanmıştır. İşine geldiği için o darbeyi kutsar. Ama 1980 darbesini faşist bir baskı rejimi olarak kabul eder.
Türk solu pragmatisttir. Özgürlükleri, demokrasiyi hatta hukuku herkes için istemez. Kendi lehine olmadığında özgürlükleri halka fazla ve gereksiz bulur. İşine gelmediğinde halkçılığı terk edip bir anda elitist tavır takınır, üsttenci dil kullanır.
Türk solu ezilenin ve işçinin değil, çok defa devletin, düzenin yanında durmuştur. Mağdurun varlığından öte, kimliği ile ilgilenmiştir. Ezilen, horlanan, hakları gasp edilen, adaletsizliğe maruz kalan dindar, muhafazakar ise, Kürt ise görmemeyi, yok saymayı tercih etmiştir. Erdoğan rejiminin ürettiği “FETÖ” kavramını kullanmaktan hiç imtina etmediler. Önceki rejimlerin “irtica” söylemi en fazla sol tarafından tüketildi. Ezilene karşı düzenin her daim otoritenin dilini kullanmayı yeğlediler.
Sol zaman zaman orduyu karşısına alıp askeri rejimleri “faşist” olarak adlandırsa da, kurmaca mitingler düzenleyip “Ordu göreve!” diye pankartlar açmıştır. Siyaseten tıkandığında, çıkış, alternatif üretemediğinde kendi lehine devreye girsin diye TSK’yı imdada çağırmaktan çekinmemiştir.
Türk solu otoriter bir şahsiyet olan Mustafa Kemal’i asla sorgulamaz ve sorgulatmaz. Aksine Atatürk üzerinden bir dönem var olan diktatörlüğü kutsama eğilimine girerler. “Faşizme karşı” gibi söylemler geliştirirken Atatürkçülük, Türkçülük, Ulusalcılık üzerinden faşizmin en ileri uygulamalarını meşrulaştırırlar.
Güç ellerinde iken yargıyı, orduyu seçilmiş iktidarlara karşı sopa olarak kullandıklarına Türk siyasi tarihi defalarca şahittir. AYM ve yüksek yargı organları hukuka aykırı, absürt, ama onların lehine karar verdiğinde itiraz etmedikleri gibi, adaletsizliği savunmuşlardır.
Bizde sol Batı ve değerleri karşısında eziktir, komplekslidir. Hayat tarzları, alışkanlıkları, özentileri batılıdır. Ama dillerinden “emperyalizm” kelimesini de düşürmezler. Ecnebiler karşısında ezik, ama Müslüman milletler karşısında “aslan” kesilirler. Münhasıran Araplara karşı takıntı derecesinde husumet ve nefretleri vardır. Sol, güya rasyoneldir, çağdaştır, doğmalarla savaşır. Ama Atatürkçülük ve laikçilikle ilgili dogmaları asla sorgulatmaz. Aksine bunları bütün topluma dayatır, kritik edeni doğduğuna pişman eder.
1938 olaylarında Alevileri ezen, Dersim’i yakan CHP ve sol iktidardır. Fakat bu geçmişle yüzleşme cesareti gösteremezler. Lakin başta CHP olmak üzere sol partiler Alevi oylarıyla ayakta kalır. Dindar, muhafazakar kesime karşı Alevi kitleyi kalkan gibi kullanmaktan çekinmezler.
Kılıçdaroğlu kendisi de ezilmiş bir Alevi olduğu halde CHP’nin başına geçince devletin kurucu, üstünlükçü genetiğini aynen tevarüs edip savunmaya başladı. Aleviler, Kürtler dahil ezilenlerin, horlananların hakkını savunamadı, derin devletin ve kurulu düzenin izinde yürüyen bir genel başkana dönüştü. CHP içinde var olan zihniyet onu buna zorladı.
Bizde sol “ana muhalefet”miş gibi yapar, ama yaralı parmağa işemez. Sanki iktidar olmamak için özel çaba sarf eder, muhalefete kazık çakmış gibi davranır.
Hemen her türüyle Türk solu topluma tepeden bakar, aşağılar, halkın dini, kültürel değerlerini küçümser, tahkir eder. Apolitik dindarların kılık kıyafeti, inancı, sakalı, cübbesi, başörtüsü bunlara batar. Bizde sol şabloncu, saplantılı ve şekilcidir.
Sol “demokrasi” derken bile onu sadece kendi gibi düşünenlere layık görür. İnsan hakları konusunda kendisiyle aynı çizgide olmayanların haklarını dikkate almaz. Belki de onları insan tasnifine dahi sokmadığı için haklarını savunmanın gereksizliğine inanır.
Kürt solu da Türk solu da solun tabiatına aykırı şekilde etnik temellidir. Biri Kürtçüdür, öteki Türkçü.
“Sağ partiler ve kesimler çok mu matah?” denebilir. Ama sol dünyada yeni gelişmelerin, açılımların, ilerlemeciliğin öncüsüdür. Adaleti, eşitliği savunur, yerleşik düzenleri yıkma, değiştirme, hakça düzen kurma iddiasındadır. Protesttir, isyan ahlakına sahiptir. Lakin Türk solu dünyadaki soldan uzak ve kopuk. Daha kötüsü samimiyetsiz ve ilkesiz. İnsanlara güven vermiyor. Bunlar AKP’ye muhalefet ederken mağdurun adını ağzına alamayacak kadar tırsak ve ilkesizler. CHP Kayseri Milletvekili Çetin Arık iktidarın servetine çöküp hapse attığı Boydak’ların adını bile anamıyor. Kayyım atanan şahsın 20 milyon dolarla kaçtığını anlatırken hemşehrisi, muhtemelen tanıştığı Boydakları anmamak için “Kayseri’nin parası nerde?” diye soruyor.
CHP ve solun büyük kısmı hala Erdoğan ağzıyla konuşuyor! Millet bunca yolsuzluğa, yalana, talana rağmen CHP’ye mesafeli. Zira halka umut vermiyorlar, bir duruşları yok! Bunlar Türkiye’nin en büyük futbolcusu Hakan Şükür’ü ağzına almaz, Akın İpek’i görmez, KHK’lıların haklarını savunmaz. Furkan Vakfını görmez. Böyle ilkesiz ve çelişkiler içindeki bir sola insanlar neden güvensin? Muhafazakar, sağ kesim ilkesizlik içindeki siyasi yaklaşımın adalet, hukuk, yüzleşme söylemlerine neden inansın?
Sola lazım olan önce samimiyet. İlkeli olmak, adaletli olmak. Ama Kemalist ideolojisinin gölgesi altında bunu ne kadar yapabilirler emin değilim.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***