Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Epey yürek yemişler değil mi?

Epey yürek yemişler değil mi?


YORUM | LEVENT KENEZ

Son yayınlanan HSK kararnamesi ile Cemal Kaşıkçı davasının Suudlara verilmesine karşı çıkan hakim Maraş’a tenzili rütbe ile sürüldü.

Çok açık bir cezalandırma. Daha kötüsü de olabilir miydi? Olabilirdi. Kimse de bir şey yapamazdı. Ama biraz vicdan yapan kendilerine yakın olunca kibarca “Biz kovmadan, sen git, özlük hakların yanmasın” demişler.

Hakim Nimet Demir de mesleği bırakacağını açıklamış. Yani emekli oluyor. Halk TV’ye konuşmuş. Hadi kime konuştuğunu açıklayalım da emeğe saygı olsun. İsmail Saymaz telefonla konuşmuş. Bu Saymaz falan denince serbest kalan gazetecilerin yeniden tutuklanması için kampanya başlatan şeref yoksunlarından biri olduğunu her seferinde vurgulamak gerekiyor ki bunların dürüst insanlar olmadığı, bunlardan alınacak ahlak ya da  dürüstlük dersi olmadığını herkes bilsin. Hırsıza hırsız olduğunu unutturursan sana ahlak dersi verir misali. O ve onun tıynetindeki troller yüzünden masum insanların yılları hapiste geçti. Neyse konumuz başka şimdi. Ben her ismi geçtiğinde beraber çalıştığım arkadaşlar aklıma geliyor, belamı okuyorum. Ha bir de elinde patlayan ByLock var, biz savcılara yardım olsun diye yaptık falan demişti değil mi?

Şimdi hakim diyor ki: “Bu kadar cesaret edeceklerini, bu kadar cesur olacaklarını zannetmiyordum.”

Ya güldürme insanı. Ne cesareti ya! Seni almışlar Maraş’a sürmüşler. Kıdeminin altına bir yere, emekliliğin iste diye. Bunda cesaret gerektirecek ne var. Son kararnamede senden yüzlerce var. Gözünde büyüttüğün şey A4 kağıdında  bir satır. Sanırsın Erdoğan’ın halasın oğlu. Bana böyle bir jest yapacaklarını zannetmezdim diyeceğine.

Binlerce masum meslektaşının hayatını bir gecede kararttılar. Senin gibi medyatik davalara bakanlar hala hücrede tek başlarına.

“Bu kadar rahatsızlık hissedeceklerini tahmin etmemiştim” demiş. Arkadaş gerçekten ya İsmail ile kafa bulmuşsun ya da bizimle. Sen şerh yazında Suudlarla ilişkiler düzelsin diye diyet ödeniyor demedin mi? Bakanlığa bir nevi Erdoğan’a aciz demedin mi?

Meğer senin cesaretin saflıktanmış. Ben bunu anlıyorum.

“Aslında otoriter bir yapıdan beklenebilecek şeyler bunlar” demiş. Gerçekten de değil mi? Ülkede yargının bağımsızlığına gölge düşmüş oldu senin sürülmenle.

Gider ayak mağduriyet madalyası falan pek yakışmış demek gelmiyor içimden. Hala üzülüyorum bu halimize. Şerh yazısı gerçekten hepimizin duygularına hitap ediyor, “Helal olsun” diyorsun ama yazının önemli bir kısmının hukuk ile bir ilgisi yok. Siyasi değerlendirme. Saymaz’a, “Siyasetten pek anlamıyorum,” demiş. Söze itibar edelim.

Biliyorsunuz askeriyedeki tasfiyenin büyük bir bölümü şu şekilde yapıldı. Devrelerin listesini çıkardılar. Herkes adamını sildi. Ergenekon’daki hipnozcular, Balyoz’daki seminerciler, Casusluk’taki pompacılar… Sonra kim hırsız, kim çalar kim içer, sıçar onları sildiler. Kimler kaldıysa geriye geçmiş olsun, yaşananları biliyorsunuz. Halen dürüst insanlar yok mudur? Vardır elbette. Tek tük.

İşte aynısı Emniyet’te, yargıda yapıldı. O yüzden tasfiyelerden sonra kalanlarla ilgili çok bir beklentiniz olmasın. Hele hele yerine alınanlardan. İçlerinde gücün değişmesiyle değişen çıkar. Bu sefer de, “Ankara’da hakimler…” masalı başlar. Belki Gezi hakimi gibi vicdanlı çıkar ama biliyorsunuz hiçbiri karar değiştirecek pozisyonlarda değildi.

Bazen yeni bir gelişme yaşandığı zaman üzerine konuşarak vakit harcıyoruz gibi geliyor. Ekonomik bir çöküntünün tetiklediği bir domino taşı ya da umulmadık aktörlerden birinin pozisyon değiştirmesi ya da Erdoğan’ın yapacağı bir çılgınlık dışında bir değişiklik beklemiyorum.

Örneğin sosyal medyayı ilgilendiren basın yasası tartışmaları. İşte şöyle baskı olacak böyle korku olacak. Yeni yasayla gelen hiçbir şey yok ki mevcut durumda yapamıyor olsunlar. Amaç korku yaymak. Yoksa teröre ya da organize suça soktu mu dosyanı zaten kaçışın yok.

Kemal Bey diyor ki Anayasa Mahkemesi’ne götüreceğiz. Harika, Zühtü de böyle bir yasa gelse de demokrasi şovu yapsak diye bekliyordu. Bir adam namuslu olsa AYM’de ne işi var. “Ha biz gidersek daha kötüleri gelir bari sabredelim,” diyenleri sonraları duyarız. İki AYM üyesi tutuklandı bu ülkede yaprak kımıldamadı.

Velhasıl devlet karşısında bireylerin pek şansı yok. Eskiden HDP’liler hariç muhalif vekillerin bile gördüğü bir saygı vardı. Yeneroğlu’na yapılanları gördünüz. HDP’li muamelesi yaptılar. Sen HDP’li vekillere yapılanlara sustun sustun şimdi herkes eşitlendi bak.

6’lı masanın bütün işi aday belirleme olmamalı. Mustafa Yeneroğlu’na yapılan karşısında isterlerse sonuç alacakları çok şey vardı. Klasik mesajlar dışında pek bir şey yapmadılar. Razıyız dediler hal diliyle.

Bir ara meclisteki ahbap-çavuş ilişkisini yazayım diyorum. Kürsüde, sosyal medyada kül bırakmayanların nasıl sarı sendikacılık oynadıklarını falan.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version