Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Defolu insanların faturası

Defolu insanların faturası


YORUM | EKREM DUMANLI

Organize suç örgütü lideri Sedat Peker, son yaptığı hamlelerle yine gündem belirledi. Birleşik Arap Emirlikleri’nde esir hayatı yaşayan (bu yüzden video çekemeyen, tweet bile atamayan) Peker, bir yolunu bulup meydan okumaya devam ediyor.

Kıbrıs’ın Kumarhaneler Kralı Halil Falyalı’yı hatırlarsınız. Şubat ayında uğradığı silahlı bir saldırıda öldürülen Falyalı, geçen yıl ekim ayında polis tarafından gözaltına alınınca, arşivindeki kasetlerden birini dolaşıma sokmuş, bu yüzden KKTC Başbakanı istifa etmek zorunda kalmıştı. İşte o arşivin Falyalı’nın öldürülmesinden sonra kendisine geçtiğini, Sedat Peker söylemişti.

Peker ilk hamlesini yaptı, vaktiyle AKP’den milletvekili aday adayı olmuş İhlas Grubunun üst düzey yöneticisi Rasim Kaan Aytoğu’nun görüntülerini ifşa etti.

İnsanlara ahlak, fazilet, dürüstlük nutukları atan İhlas yöneticisinin görüntüleri tartışılırken Peker bu sefer de istihbarat servisine yaptığı köleliği ‘gazetecilik’ diye yutturmaya çalışan Cem Küçük’ü hedef aldı. Eğer canlı yayına çıkıp kendisinden özür dilemezse 2015’teki Kıbrıs görüntülerini paylaşacağını söyledi.

Sırtını istihbarata dayadığını ima ederek herkese efelenen Küçük, Peker’in iddiasına cevap vereceğine, tam da bu sırada emeklilik üzerine yazı yazmaz mı! Kim bilir hangi haltı karıştırmış olacak ki sus pus oluverdi! 

YANDAŞ KADRONUN DERDİNE BAKIN

Oturmuş kanallarında bu olayı tartışıyorlar. Diyorlar ki, “İhlas yöneticisinin görüntülerinin yayınlanmasına Twitter nasıl izin verir?” Bir adım ötesi, “Savcılar bu görüntüleri neden suç saymıyor, hakimler neden yasaklamıyor…” Yani? Susturun Twitter’ı, yasaklayın sosyal medyayı, hapsedin konuyu sorup soruşturanları…

Peki asıl mevzu bu mu? Yandaş gazeteciler asıl şu soruyu da sormalı değil mi? Vaktiyle AKP’ye destek verirken yere göğe sığdıramadığınız mafya babası, şimdi nasıl oluyor da kedinin fareyle oynaması gibi sizinle dalga geçebiliyor?

Daha korkuncu da şu: İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’yu tehdit eden, eski Başbakan Binali Yıldırım ve oğluna uyuşturucu trafiği üzerinden ayar veren Sedat Peker, başka kimlere meydan okuyacak?

Gazeteci veya siyasetçinin itibarı, bir mafya liderinin ‘püf’ demesiyle nasıl yerle bir olabiliyor? Ayrıca unutmamak lazım ki Peker bir zamanlar yasak ilişki imasıyla Erdoğan’ı da hedef almış ve bu yüzden kalp spazmı geçirdiğinden bile bahsetmişti. O gizemli iddiaya Saray’dan hiçbir açıklama gelmemesi de tuhaf değil mi? Hazır ortada Reis’e toz kondurmayan trol ordusu varken…

Konu Peker ile sınırlı olsa çözümü daha basit bulunabilir. İktidar gölgesinde yürüyen herkes şantaja açık bir hayat sürüyor bugün. Mesela şimdilerde Saray’ın destekçisi olan Doğu Perinçek, Erdoğan’a dair ellerinde kasetler olduğunu, daha önceki yolsuzluk kasetlerinin de kendilerine ait olduğunu söyleyip meydan okumadı mı? Perinçek’in bu sözlerine karşı bir savcı harekete geçti mi? Oysa on binlerce insana hakaret davası açıyor Saray ve avanesi…

Ektiklerini biçiyorlar aslında. Deniz Baykal’ı kaset komplosuyla alaşağı ederken, ‘özel hayat’ eleştirilerine karşı meydanlarda “özel değil, genel genel!” diye höykürdüğünü kim unutabilir! O hamasi konuşmaları unutsalar bile gözlüğünün altından o iğrenç görüntüleri ilk izleyen kişinin ‘bunu yayın’ talimatını kim hatırından çıkarabilir. Üstelik bir de utanmadan konuyu masum insanların üzerine yıkmaya kalkmışlardı.

O gün Baykal kasetini yayanlar bugün, Sedat Peker’in ifşaatı karşısında “özel hayatın gizliliği” üzerine ahkam kesiyor. İkna edici mi?

Acı gerçeği görelim: Bugün Türkiye’yi yöneten kadrolar tepeden tırnağa defolu. Yolsuzluk, hırsızlık, rüşvet, uyuşturucu ticareti, silah kaçakçılığı gibi icraatlar patlama noktasına geldi. “Çalıyorlar ama çalışıyorlar” pankartının altında fazilet sınavını kaybeden bir kitle de bu vahim tablonun bir parçası. Ve Türkiye bu defolu ekiplerin faturasını ödüyor…

Bir de bağımsızlığın bedelini ödeyenler var. Defolu olmadıkları için yalan ve iftira kampanyalarına hedef olmuş ama boyun eğmemiş, kirli işlere ortak olmamış kitle(ler) var. 

Bağımsız olmanın bedeli mi, defolu olmanın faturası mı? Ey Türkiye bu farkı anlamadığın sürece daha çok çekeceksin çoook!

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version