HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
Tek Adam’ın partisi Alevi kimliğini ne kadar aşağılamaya çalışıyor ve alttan alta bir şekilde kaşıyor. Biri iktidarın içinden, biri muhalefetten iki isimse bu yarayı sarmak için o kadar hassas adımlar atıyor. İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener ve MHP lideri Devlet Bahçeli’nin son çıkışları gerçekten alkışlanmaya değerdi.
Yapılacak seçimlerde Millet İttifakı’nın adayının kim olacağı, iktidar kanadını oluşturan Cumhur İttifakı’nı fazla gerdi. Israrla “Sizin adayınız kim?” diye bir şekilde seslenmezselerse kendilerinde eksiklik hissediyorlar.
İktidar kanadının “kim olacak?” sorusu, başlarda seçmende bir karşılık buldu. Ancak, “6’lı Masa” bunu zaman içinde göğüsledi. Özellikle, “Sen seçim tarihini açıkla, biz de adayımızı açıklayalım” çıkışıyla birlikte bu sorular iş görmemeye başladı.
Millet İttifakı’nın adayının CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun olma ihtimaline karşı özellikle AK Parti içinde sinsi bir yaklaşım var. Kılıçdaroğlu’nun Alevi olması üzerine kurulmuş alttan alta bir çalışma yürütülüyor.
İktidar partisinden hemen her isim, Kılıçdaroğlu’nun Alevi kimliğine bir şekilde sanki “sorun değil” derken bile aslında nasıl büyük bir sorun olduğuna ilişkin göndermeler yapıyorlar.
Seçilir ya da seçilemez bu ayrı bir tartışma. O konuya bu yazıda girmeyeceğim. Ama şunun altını çizeyim, Kılıçdaroğlu bu ülkede cumhurbaşkanlığını, Anayasanın belirlediği ilkeler çerçevesinde en iyi yapacak bir isimlerden biri. Ülke konuları gündeme geldiğinde takındığı tavra baktığınızda bunu daha iyi görülebiliyor.
Ancak, Türkiye’de hukuku tabuta koyan iktidarın çivi çakıcısı olan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ’ı ayrı bir tasa almış durumda. Kendi kafasınca Millet İktidarını köşeye sıkıştıracağını düşünerek, “Adayınız eğer Kılıçdaroğlu olmayacaksa; adam çıksın, kendini tanıtsın, projelerini anlatsın, millet onu tanısın” dedi.
Üstenci bir yaklaşım takınmaya çalışsa da kendini aşağı çeken bir tavır bu. Bozdağ, bu ülkenin yarınlarında İçişleri Bakanı Süleyman Soylu’dan sonra adı nefretle anılacak üç isimden biri olacak.
AK PARTİLİLER KILIÇDAROĞLU’NUN ALEVİ KİMLİĞİNE HEP SALDIRDI
AK Parti Genel Başkanı ve halen Cumhurbaşkanı olan Tayyip Erdoğan, iktidarını pekiştirdikten sonra her zaman Alevi kimliğini aşağılayıcı sıfat olarak gördü. Sadece görmekle yetinmedi, bunu her fırsatta farklı bir şekilde kullandı.
10 Ağustos 2014 Cumhurbaşkanlığı seçimleri öncesinde, bu kucaklıyormuş gibi görünen dışlayıcı yaklaşımını ortaya koydu. “Sen Alevi olabilirsin, ben de Sünniyim” diyerek bunu ortaya koydu. Erdoğan’ın yaklaşımı gerçekten acı ifadelerle dolu:
“Kılıçdaroğlu sen Alevi olabilirsin. Ben buna saygı duyarım. Bunu açık açık söyleyebilirsin. Ben de Sünniyim. Ben de bunu açık açık söylüyorum. Milleti aldatmaya da gerek yok.”
Bu sorunlu kafa, ülkenin bütün hassas noktalarını yıllardır tırmalıyor. Türkiye Cumhuriyeti’ni Sünni bir isimden başkasının yönetemeyeceğini her fırsatta dile getirenler, Alevileri sadece gerektiğinde iki cilalı lafla “heybede keklik” görme yaklaşımını sergiliyor.
TÜRK DİLİ VE KİMLİĞİ VARLIĞINI ALEVİLERE BORÇLU
“Çalıyor ama çalışıyor” yaklaşımında olan toplum, oy verirken namuslu-namussuz, işinin ehli-yandaş, Alevi-Sünni ayırımını yaptığı sürece sorunlar bitmez. Alevi’den vergi alırken, askere çağırırken ayırım yapmayanlar, sıra devlet yönetimine gelince Alevi kimliğini sorun olarak görüyor.
Aleviler, bu toplumun kültür dünyasına yüzyıllardan bu yana damgasını vurmamış olsalardı, Anadolu’da bugün Türkçe, dahası Türk kimliği kalmazdı.
Baskın İslam kültürü, Arap olmadığı halde Mısır’dan Fas’a kadar olan coğrafyada hepsini zaman içerisinde Araplaştırdı.
Mısır o kadar Araplaştı ki, geçtiğimiz yıllarda Arap Birliği Başkanlığını bile yaptı. Kuzey Afrika’da Arap kimliği birinci sınıf, yerel kimlikler alt sınıfa dönüştü.
Kuzey Afrika örneği Araplaşmanın, Anadolu’da yaşanmamasının birinci sebebi, Anadolu’da yaşayan Alevi nüfus oldu. Selçuklu ve Osmanlı hükümdarlarının Türkçeyi ikinci plana itmiş olmasına rağmen Türk dili canlılığını koruyabilmişse bu Alevilerin sözlü kültüre damgalarını vurmaları sayesinde gerçekleşti.
KILIÇDAROĞLU’NA BAŞKA BİR YAFTA VURAMADILAR
Başta da dediğim gibi Kılıçdaroğlu’nun kazanıp kazanamayacağı ayrı bir tartışma. Ancak bugüne kadar Kılıçdaroğlu’na, hırsız diyemediler, namussuz diyemediler, liyakatsız diyemediler, hortumcu diyemediler… diyebildikleri tek şey ALEVİ.
AK Parti cephesinde yeni dışlayıcı ifadeler beklerken, çatlak ses Millet İttifakı içinden geldi. İYİ Parti’nin ilahiyatçı milletvekili Halil İbrahim Oral, Kılıçdaroğlu’nun adaylığına “çekince” ile bakmasının nedenini, toplumdaki Alevi kimliği algısı olduğunu söyledi:
“Alevi olması benim açımdan bir engel değil. Ancak siyasette maksat kazanmaktır. Onun için ben de o konuya, Türkiye’deki genel objektif açısından baktığımda bir çekince görürüm.”
📌 İYİ Partili İbrahim Halil Oral, Kılıçdaroğlu’nun Cumhurbaşkanı adaylığını değerlendirdi:
🗣️ “Alevi olması benim açımdan bir engel değil. Ancak siyasette maksat kazanmaktır.Onun için ben de o konuya, Türkiye’deki genel objektif açısından baktığımda bir çekince görürüm.” pic.twitter.com/5DNebzKi9K
— 23 DERECE (@yirmiucderece) June 8, 2022
Millet İttifakını oluşturan partilerin mensupları “Ne oluyor?” derken, Oral’ın bu toplumu ayrıştırıcı çıkışına cevap İYİ Parti Genel Başkanından geldi. Meral Akşener, amasız, fakatsız çok net bir tavır koydu ve Oral’ın rencide ettiği herkesten özür diledi.
“Alevilik üzerinden yapılan her türlü tarifi kim için olursa olsun şiddetle reddediyorum. Ve Sn Kılıçdaroğlu ve üzülen her bir kardeşimden İYİ Parti Genel Başkanı olarak özür diliyorum.”
📌Meral Akşener’den Kılıçdaroğlu’na Alevi özrü
Meral Akşener: Alevilik üzerinden yapılan tarife kim için yapılırsa yapılsın şiddetle reddediyorum. Ve sayın Kılıçdaroğlu olmak üzere üzülen her bir kardeşimden İYİ Parti Genel Başkanı olarak özür diliyorum.
— Halk TV (@halktvcomtr) June 9, 2022
Benzeri bir alkışlanacak yaklaşım, pek çok konuda eleştirdiğim MHP lideri Devlet Bahçeli’den geldi. Kılıçdaroğlu‘nun mezhebi, etnik kökeni, doğduğu yerin siyasi eleştirilerinin tamamen dışında olduğunu söyleyen Bahçeli, buna saygı gösterilmesi gerektiğini belirtti:
“Kılıçdaroğlu’nun Alevi-İslam inancına sahip olması onun için bir kayıp, bir handikap, utanacağı veya mahcubiyet duyacağı bir özelliği değildir.”
Devlet Bahçeli:
Kılıçdaroğlu’nun mezhebi, etnik kökeni, doğduğu yer bizim siyasi eleştirimizin tamamıyla dışındadır ve mutlaka saygı gösterilmelidir. Alevi İslam inancına sahip olması onun için bir kayıp, handikap, utanacağı bir özelliği değildir.
— Halk TV (@halktvcomtr) June 14, 2022
Aslında Alevi kimliği üzerine söylenecek en etkili sözü, muhalefetteki siyasal İslamcı parti lideri Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Kamollaoğlu söyleyebilecek durumdaydı. Karamollaoğlu, bu netlikte konuşmak yerine “ürkekliği” tercih edip vaziyeti kurtarmaya çalıştı.
Karamollaoğlu, “Sayın Kılıçdaroğlu ve Alevi vatandaşlarımıza yönelik sarf edilen ayrıştırıcı ve ötekileştirici ifadelerden dolayı üzüntümü belirtmek isterim” demekle yetindi.
Kılıçdaroğlu’nun adaylığından bağımsız olarak söylüyorum. Türkiye’de Alevi bir Cumhurbaşkanı olduğunda, o gün siyasal İslamcılar da toplum içinde “kul” olmaktan çıkıp vatandaşlığa yükseldikleri günün başlangıcı olacak.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***