YORUM | LEVENT KENEZ
Bu sene ligin tadı yok boş bir cümledir, şunun için kullanılır: Bizim takım şampiyon olamıyor. Futbol kalitesi falansa mesele o zaten yıllardır yok. Bütün taraftarların tartışmasız ezici çoğunluğunu oluşturan üç büyükler şampiyonluk potasında değilse o sezon zaten oynanmamış sayılır.
Mesela benim için bu sene ligin tadı yoktu ama geçen sene harikaydı. Her şeye ve herkese rağmen Beşiktaşımız şampiyon olmuştu. Önce federasyonu sonra MHK’yi yenmişti. Bu sene hakemler geçen senenin rövanşını almış çok erken haftalarda Beşiktaş’ın ve Sergen’in ipini çekmişti. Fanatik bakış açısı budur. Bu eğitimle falan düzelmez. Gol atamayan forvet, transferde geç kalan yönetim, hiç sahada gözükmeyen yıldızlar, kallavi sözleşmeyi imzaladıktan sonra kendini koyveren yıldızlar, eski havasından uzak hovarda hocan aklına gelmez.
Trabzonspor’un kollandığı, devlet desteği ile mali sıkıntıları aştığı, hükümetin çok bariz desteği ile önünün açıldığı aşikar. Ama bundan en son şikayet edecek olan da üç büyüklerdir. Onların, Trabzonspor ile ilgili bütün şikayet ettikleri şeylerin hepsini geçmişte kendileri de bilfiil gerçekleştirmişlerdir. Ligin kendisi uzun yıllardır kirlidir ve ligde temiz takım yoktur. Hayatın her anında yaşanan dejenerasyon, yolsuzluk, rüşvet ve liyakatsizlikten şikayet edip ama ligin temiz olduğunu iddia etmek herhalde hayal dünyasında yaşamakla açıklanabilir.
Trabzonspor’un şampiyon olduktan sonra astığı pankarttan sonra Fener ortalığı ayağa kaldırdı. Çok basit ve sırıtan bir taktik ama futbol fanatiklerin esiri olduğu için çok kolay taraftar bulabilir, tribünlere oynayabilirsiniz. O pankart açılmasa başka bir şey yapacaklardı. Trabzon’un şampiyonluğunu bastıracak bir şey çıkarıp “Neden yıllardır şampiyon olamıyoruz?” diye taraftarın sorgulamasını engellemek amaç. Daha önce denenen ve FB için çapı yetersiz olduğu belli hoca ile sezona başlayıp şampiyonluk gidene kadar seyredenleri sorgulamak yerine bu tür işlerle uğraşmak daha kolay.
Avcı’nın soyadından mülhem avcı kostümü ile yapılan bir mizansenden yola çıkıp silahın ucuna kanarya konmuş da FB’ye yapılan saldırıya gönderme varmış. Yok 2011 sezonu için FETÖ ağzıyla konuşuluyormuş. Bu ülke ve bu millet Fenerbahçe üzerinden futbol kullanılarak yapılmak istenen bir darbe girişimini atlatılmışmış…
Mesele pankart ise çok daha beterleri Kadıköy’de açılmıştır. En hafifi olan İ ve T harflerinin siyah beyaz yazıldığı “İtaat et” koreografisi unutulmadı. 92-93 sezonu ve başka bir çok sezon için de Beşiktaşlılar kendilerinin şampiyon olduğunu hala iddia eder. Ki zaten öyledir.
Zavallı Ali Koç, her sene rezil oldukça bu tür söylemlere sarılıyor. Aziz Yıldırım’ın altında ezildikçe Azizleşmek de buluyor çözümü.
Tayyip’in Fenerbahçe üyeliğinde 25 yılı doldurduğu için düzenlenen özel törende bütün yöneticiler sıraya girip yalakalık yapmadı mı? Şimdiki Divan Kurulu Başkanı Uğur Dündar dahil. Aynı Dündar, eski yöneticisi olduğu takımın tweet’ini beğenen İmamoğlu’na laf çakıyor, tehdit ediyor. Ya siz tümden kafayı mı yediniz, adam Trabzonsporlu zaten.
“Sayın Cumhurbaşkanım, bazı sorunlar olunca sizin kapınıza geldik. Çoğunda bizi yalnız bırakmadınız. Sağolun, varolun” diyen Fenerbahçe başkanı değil mi?
Yok laikliğin kalesiyiz, FB’yi ele geçirmekle laikliği yıkacaklar, burası son barikat masalları ile sokaklara çıkanlar! Adamlar laikliğin ırzına geçti siz neden sokaklarda değilsiniz o zaman? Geçen hafta Gezi davası açıklandı. Neredesiniz?
Tayyip’in gerizekalı oğluyla yaptığı telefon görüşmelerinde FB’yi nasıl ele geçirmeye çalıştıklarından, Aziz’a kadar bir sürü küfür yer alıyor hangi resmi açıklamayı yaptınız?
Tayyip’in takımı bütün devlet imkanları ile şampiyon olurken, Başakşehir’i kastediyorum, neredeydiniz? Bilal sahaya girip şampiyonluk kutlarken niye sus pus oldunuz?
Şike sezonunun ardından sizin için uydurulan play-off saçmalığında son maçta ligi açık ara önde bitiren GS’yi yenseniz şampiyondunuz. Ne mağduriyeti?
Mehmet Ali Aydınlar ki zamanın federasyon başkanıdır, Fenerbahçe’nin en az hasarla atlatması için kendisini yırtmıştır ama yine kimseye yaranamamıştır. Ali Koç’a hitaben “Yukarıda Allah var Ali Koç” dediği zaman neleri yuttunuz bir anlatsanız.
Bir de şöyle tipler var. Adam Tayyip’ten nefret ediyor. Ülkenin geldiği felakete her gün küfrediyor. Sıfırlamadan tutun da ayakkabı kutularına kadar her şeyi kullanıyor. Basket maçından çıkıp “Hırsız Tayyip” diye yeri göğü inletiyor ama bütün tapesiyle, belgesiyle tarla sürüldüğü zaman çıkıp Tayyip’in başka çeşidi Aziz Yıldırım’ı savunuyor. Fanatiklik bu işte. Herkes hırsız, her şey kötü, lig kirli ama FB temiz. Güldürmeyin.
5’li çete diye tescilli hırsızlardan dert yandığınız adamların en kirlisi sizin yıllardır yöneticiniz değil miydi? Aziz’in en has adamı değil miydi? Düne kadar Federasyon başkanı Limak Nihat Özdemir, 2011 sezonunda şike yapıldı demedi mi? Kulüp üyeliğinden istifa etmeden ihraç neden edemediniz?
FB’nin epey taraftarı, “Çalıyor ama çalışıyor” diyen AKP fanatiği gibi işine geldiği gibi davrandığını vicdan sahibi olanların görmesi lazım. Beşiktaşlıların, kulüplerinin Alaattin Çakıcı’ya vize aldığını, Çakıcı’nın Sinan Engin vasıtasıyla kümede kalma mücadelesi verenlere maç sattırdığını bilmesi gerektiği gibi.
Aziz Yıldırım’ın suçlarını, büyük umutlarla gelen Ali Koç’un da başarısızlıklarını örtmeye çalıştığını görmek camiaya zarar vermez.
Eski bir yazıdan iktibasla, “Hiçbir futbol kulübü iddia ettiği gibi bir değerler manzumesi değildir. Güç neredeyse oraya dayanmak zorunda kalan yapılardır. Mangalda kül bırakmayan Çarşı’nın bile Gezi darbe davasından sonra nasıl törpülendiğini görünce çok da iddialı olmamak gerekir.”
Galatasaray ki bence bu alavere dalavere işlerinin kitabını yazan takımdır. 15 Temmuz’dan sonra korkuyla Hakan Şükür gibi bir krala, Arif Erdem gibi en güzel yılların yıldızına acımamıştır. N’apmıştır ki Hakan Şükür ya da Arif Erdem? Nedir suçları, nedir mahkeme kararı? Stat açısında 17-25’in bir hırsızını yuhlayan sizler ne olmuştur da yıllar sonra 17-25’in sahipleri karşısında eğildiniz? Hani Mekteb-i Sultanı, elitlik vs. nerede? Ya bırakın en güzel yılların kahramanlarını, kongrede Hakan ve Arif için “Hükümet kandırıldık diyor işin içinden sıyrılıyor bizim yıldızların ne suçu var?” diyen adama hayatı dar etmediniz mi? Onu bile kulüpten atmadınız mı?
Mehmet Ağar GS posterlerinde poz vermedi mi? Trafik kazası yapan oyuncu bile sabahın köründe Ağar’ı aramıyor muydu? Şimdi Sedat Peker’i dinlerken kendilerinden geçenler neden aynaya bakmaz?
Hakan ile Arif üzerinden GS’ye çakan FB’liler, onlarla aynı statüde, başka bir yıldız sizde kaptanlık sonra hocalık yapmadı mı? Haksız yere hapis yapan zavallı futbolculardan kaç tanesi sizde oynadı, siz gerçekten nerede yaşıyorsunuz?
“Sandıkta görüşürüz Mesut Bey” yazacak kadar siyasetçilere tepki vermeyi biliyorsunuz da sözde başınıza gelen her şeyin baş sorumlusu Tayyip için de bir pankart açsanıza. Soylu ve Berat için besteler yapsanıza. Ha şimdi haftaya BJK maçında size de dokununca belki sesiniz çıkar.
“Son tahlilde Türkiye gibi bir yerde futbolun temiz olduğunu düşünen oldukça saf ve gerizekalıdır. Sadece üç büyükler değil bütün kulüpler birer arpalık ve ego tatmin yeridir. Fanatik, ergen seyirciler birbirlerini yer, kulüplerine laf söyletmez, ölümüne savunur, birbirlerini bıçaklarlar ama rakip görünen haşmetliler maçtan sonra kadeh tokuşturur. Kimi transfer paralarından kendisine bir servet yapmıştır, kimler kulübün kasasından saltanat sürer, çoğu spor yazarı kimleri beslerler, kimler yeri geldiği zaman köpeklik yapar bütün spor camiası bilir.”
Trabzon bu kirli ligin şampiyonudur ama en fazla üç büyükler kadar kirlidir. 38 yılda 1 kez şampiyon olmuş takıma bütün suçları fatura edip, onların günahlarında yıkanamazsınız.
NOT: Bütün okuyucuların Ramazan Bayramı’nı tebrik ediyorum. Başta Şike, 17-25 Aralık Yolsuzluk ve Selam Tevhit soruşturmaları olmak üzere görevlerini yaptıkları için cezalandırılan masum devlet memurlarının ve her düşünceden bütün süreç kurbanlarının en kısa sürede özgürlüklerine kavuşmalarını diliyorum.
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***