Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

‘Mezara kadar Erdoğan’ demeyecek kadar akıllılar

‘Mezara kadar Erdoğan’ demeyecek kadar akıllılar


YORUM | TARIK TOROS 

Ufuk Güldemir, kendini “medyanın sicil amiri” ilan etmişti.

Böyle bir iddiam yok ama ondan bir şeyler bulaşmış olabilir.

***

Şu son birkaç haftada gündem olan hemen herkesle ya mesai arkadaşlığım ya da bir hukukum var.

“Vardı” demek daha doğru, zira Türkiye’yi terk etme nedenlerimden biridir medya mahallesi.

***

Nagehan Alçı ile 2006-2007 yıllarında Akşam gazetesi yazı işleri ofisini paylaştık.

Murat Ongun ile 2002-2006 yıllarında Habertürk’te birlikte çalıştık.

Abdülkadir Selvi, 1998-1999 yıllarında TGRT Ankara bürosunda haber müdürümdü.

Ercan Gürses de mesela, o büronun muhabirlerinden biriydi (Ercan, Süleyman Soylu ile geçen haftanın olay söyleşisini yapan isim.)

Diğer aktörlerle de tanışıklığım, oturup kalkmışlığım vardır.

***

Ekrem İmamoğlu artık eski Ekrem İmamoğlu değil.

Bunun iki sebebi var:

İlki, bayramda basın otobüsünden paylaşılan meşhur fotoğraf.

İkincisi, yangına körükle gitmesi.

***

Ekrem İmamoğlu ile hiçbir tanışıklığım, temasım olmadı.

Beylikdüzü belediye başkanı iken Twitter’da takip ettiği 600 kişiden biriydim, ben de onu takip ediyordum.

Bu uzun yıllar böyle devam etti, ağırlıklı olarak belediye icraatlarını paylaşırdı.

Ne zaman ki 2018 sonunda Büyükşehir’e aday oldu, günler içinde takibi bıraktı, ben de onu bıraktım.

***

Şimdi diğer aktörlere bakalım, nasıl tanıdım, nasıl bildim onları.

NAGEHAN ALÇI: Ben Akşam gazetesinde sayfa editörü iken o muhabirlik yapıyordu. Fakat editörlerin içinde oturuyordu. Aynı dörtlü masada karşı karşıya çalıştık. Lisanı vardı, uluslararası programları, ABD seçimleri gibi özelliği olan konuları takip ederdi. Yakın arkadaş grubu içinde hemen her gün mesai bitimi laflardık. AKP’nin iktidarda 4. yılı henüz dolmuştu. Nagehan partili olmadığı gibi sempatisi de yoktu. Bilakis toplumun yaşam biçiminin değişeceği yönünde kaygıları vardı. Onunla hemfikir değildim. Sonra pozisyon değiştirdik, o ayrı. Eylül 2012’de Mustafa Akyol’un düğününde karşılaşmış hasbihal etmiştik. Bundan 1.5 yıl sonra CNN Türk’teki bir programda beraberdik, yüzüme bile bakmadı.

MURAT ONGUN: Habertürk’te 4 yıl mesai arkadaşlığı yaptık. Ben sitenin önce editörü sonra yayın yönetmeni oldum. O televizyonun ekran yüzüydü. Ailecek görüşürdük. Çok hatıramız vardır. 2008’de ben Kanaltürk’e geçince de “acaba ekran yüzü olabilir mi” diye görüşmüşlüğümüz vardır, sonra bir daha karşılaşmadık. Kendine çalışan bir arkadaştır. Bu kötü bir meziyet değildir fakat ‘basın danışmanlığı’ farklı bir kalibre gerektirir.

ABDÜLKADİR SELVİ: Ekrem İmamoğlu, bir sonraki gezi için onun adını da zikredince “Davet ederse gitmem” diye bir yazı kaleme aldı. Çünkü Nagehan’ın nasıl bir nefret objesi haline geldiğini gördü. Hem Nagehan hem de Selvi, “mezara kadar Erdoğan” demeyecek kadar akıllılar. 1998-99 yıllarında TGRT Ankara büroda ANAP muhabiriydim. Selvi de haber müdürümdü. Kendini iyi yetiştirmiş, tüm büroya ağabeylik yapan biriydi. Sonraki yıllarda her karşılaşmamızda sıcak davrandı. 2014 yılıydı sanırım, CNN Türk’te bir programa birlikte katıldık, selam verdim almadı. Twitter’da halen takip eder.

***

Gelecek yazıda Ertuğrul Özkök, Özlem Gürses, İsmail Saymaz ve Akif Beki’yle devam ederiz.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version