Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Kılıçdaroğlu ‘Sünni’ olsaydı kazanma şansı olur muydu?

Kılıçdaroğlu ‘Sünni’ olsaydı kazanma şansı olur muydu?


YORUM | TARIK TOROS 

Savaş tarihi okuyanlar bilir.

Bir muharebeden önce komuta kademesi arasında yığınla ihtilaf yaşanır.

Kendi taktiğiyle kazanılacağına inananlar, komutanı iknaya çalışır.

Son sözü komutan söyler.

Hata yapıldığını düşünen kurmaylar, bunun telafisi için de yöntem geliştirirler.

Dinlenir veya dinlenmez.

Harekat başladıktan sonra çizgiden çıkmak “oyunbozanlık” kabul edilir.

***

Türkiye’deki cumhurbaşkanlığı yarışında durum biraz farklıdır.

2014 ve 2018’de mevcut taktiklerin nasıl sonuç verdiği görüldü.

İki seçimi de ilk turda Erdoğan yüzde 52 ile aldı.

Bugün bu durum değişmiş görünüyor. 

Erdoğan ilk turda yüzde 50’yi bulamıyor.

Kaç kere yazdım: Seçimi ilk turda bitirmek zorundasınız.

Bu Erdoğan için olduğu kadar muhalefet için de geçerli.

Şu gün itibariyle seçimin ikinci tura kalacağı görünüyor.

İşte o aradaki 1 haftada her şey olabilir.

***

Mevcut cumhurbaşkanı adayları değişmedi: Kılıçdaroğlu, İmamoğlu, Yavaş ve Akşener.

Meral Akşener, başbakanlığa talip olsa da ismi üzerinde konsensüse varılırsa adaylığı reddetmeyecektir.

Kemal Kılıçdaroğlu hakkında çok şey söylendi.

Kendi de farkında.

Kılıçdaroğlu, Erdoğan gibi gerçeklikten kopmuş, etrafı kuşatılmış, önüne konulan metni okuyan, onun dışında cümle kuramayan, muhakeme yeteneğini yitirmiş bir lider değil.

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş malum nedenlerle yıprandılar, popülariteleri erozyona uğradı.

Aday olurlarsa kampanya döneminde hata yapma lüksleri yok, bunu biliyorlar.

***

Her kim aday olursa olsun:

-Bir mağduriyet ortak paydası olarak KHK meselesine nasıl yaklaşacağı…

-Ekonomik kriz ve hayat pahalılığını nasıl çözeceği…

-Kürt meselesine bakışı, Kürt seçmenden oy alıp alamayacağı…

-Alevilik, Sünnilik gibi konulardan ziyade, dindar/muhafazakar halkın endişelerine vereceği cevaplar, belirleyici olacak.

***

Adayları idealize ederken…

Ülkeye musallat olmuş, adeta bir ahtapot gibi kolu her yana uzanan Erdoğan belası atlanıyor.

Zihni ve fiziki melekeleri imkan vermediği halde orada tutuluyor.

Ve onunla sembolleşen KHK rejimi, hiçbir konuda umut vermediği gibi iktidarını sürdürmek için her yola başvuracağını saklamıyor.

Yapılacak şey belli: Korku iklimini kıracak toplumsal bir heyecan oluşturmak gerekiyor.

Korku deyince akla sadece “Silivri” gelmesin.

Nüfusun yüzde 10’u soruşturma altında; yüzde 90’ın bambaşka korkuları var.

***

Uzağa gitmeyelim.

Muharrem İnce kampanyasını hatırlayın.

Bir rüzgar estirdi.

Destek ve heyecan büyüktü.

“Bu defa oluyor galiba” dedirtti.

Kemal Kılıçdaroğlu’nun Cumartesi günü Maltepe’de topladığı gibi kalabalıklar topladı.

Fakat yetmedi.

Onun için düğmeyi baştan doğru iliklemek gerekir.

Hatırı sayılır isimler, Kılıçdaroğlu’nun “Alevi” olduğu için şansının olmadığını vurguluyor.

Oysa “Alevi” olmaması Muharrem İnce’ye yetmedi.

“Çatı aday” Ekmeleddin İhsanoğlu, ondan da Müslümandı, olmadı.

Haliyle sorulması gereken soru şudur:

Kılıçdaroğlu “Sünni” olsaydı kazanma şansı olur muydu?

***

Ekrem İmamoğlu ve Mansur Yavaş’ın bu kadar üzerinde durulmasının nedeni, “marka CHP’li” olmayışları.

CHP onlar için bir kartvizit sadece.

Unutmayın, 2018’de Muharrem İnce’nin oyu yüzde 30’u anca buluyordu.

Partisinin oyunun üzerine anca 7-8 puan koyabilmiş, bu bile havaya girmesine yetmişti.

Daha fazlası gerekiyor.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇

Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version