HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu’nun, Trabzonspor’un Süper Lig Şampiyonu olması vesilesiyle yaptığı geziyi unuttuk, beraberinde götürdüğü gazetecileri tartışıyoruz. Başarılı bir gezi, iletişim hatasıyla nasıl silinip üstü örtülür ancak böyle olur.
En son söyleyeceğimi en baştan yazayım. Ekrem İmamoğlu, beraberinde geziye götürdüğü gazetecileri farklı farklı kesimlerden seçmesi yanlış değil. Dahası verilen fotoğraf da doğru bir fotoğraf. Yanlış olan başka bir şey.
Ekrem İmamoğlu’nu Beylikdüzü Belediye Başkanlığı öncesinden, CHP İlçe Başkanı olduğu dönemden bu yana tanıyorum. Hayatta istediklerini babasından devraldığı inşaatçılık sayesinde erken elde etmesinden olsa gerek, kendisine siyasette bir hedefle yola çıkmıştı.
Beylikdüzü, onu parlatmada iyi bir basamak oldu. Orada yaptıkları ve yaptıklarını iyi pazarlaması sayesinde İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı (İBB) yolu açıldı. Bu makama aday olmasından itibaren de selefi Tayyip Erdoğan’ın ayak izlerini takip etmeye çalıştı.
İmamoğlu’nun geçen yıl yazın başında Malatya’ya gitmesi ve orada temaslarda bulunmasını, 18 Haziran’da “İmamoğlu, cumhurbaşkanlığına adaylığını Malatya’da ‘ilan etti’” başlıklı yazımda irdelemeye çalışmıştım. “İmamoğlu da, Anadolu’ya seçim yatırımı yapmada selefinin gittiği yoldan gidiyor” demiştim.
O dönem daha kendi seçmeninde “Her şey çok güzel olacak” rüzgarının estiği, muhaliflerinin ise “topal ördeğin” tökezlemesini beklemek için sotaya yattığı günlerdi.
İmamoğlu’nun arkasında iki tür destek vardı. Bir kesim, onu İstanbul’da 1994’ten bu yana devam eden RP-AK Parti çizgisini kıran isim olarak görüyordu, bir kesim de İstanbul’u iktidarın elinden aldığı gibi, ülkeyi de kurtaracağına inanmasıydı.
Bundan dolayı ki İstanbul’u sel bastığında tatilde olması, kar esareti yaşandığında İngiliz elçisiyle balıkçıda akşam yemeğinde olması bu kesimi rahatsız etmedi.
KARADENİZ GEZİSİNE NAGEHAN ALÇI’NIN KATILMASI HER ŞEYİ DEĞİŞTİRDİ
Aslında ara başlığı bilerek yanlış yazdım. Her şeyi değiştiren iktidar yalakalığı ve kişisel menfaati uğruna her değerini harcayan Nagehan Alçı değildi.
Bu fotoğraf, ülkeyi yönetme iddiası olan bir siyasetçinin vermesi gereken tabloydu. Bu karede FOX TV muhabiri Gülşah İnce’nin olması kadar, Akif Beki’nin, İsmail Saymaz’ın yer alması kadar da Ertuğrul Özkök’ün bulunması gerekirdi.
Ancak, İmamoğlu’nun ilk “dışa açılma girişimi” fena halde başarısızlıkla sonuçlandı. Kendi mahallesinden şiddetli bir tepki gördü. Düne kadar İmamoğlu’nu, hiçbir beklenti olmaksızın destek veren isimler şiddetle eleştirmeye başladı.
Sıradan isimlerin yanı sıra medya ve sanat dünyasına kadar pek çok kişi, paylaşılan otobüs içi fotoğrafta yer alanlara tepki gösterdi.
Benim takip ettiğim sosyal medya hesaplarında rastladığım önemli tepkiler şunlar oldu:
-Fazıl Say: 10 yıl önce yaşadığım Hayyam Retweet davasında, ceza almam için televizyonlarda yaygara koparan, algı yaratan, ve ceza almamı da başaran gazeteci kadın, gönlümün en uzağında bile yeri yoktur. Ve onunla poz vermiş biri. O da o uzaklara gitti. Şimdi ne olacak? @ekrem_imamoglu
-Gökhan Özoğuz: Biz senelerdir yalan ve dolanı söyleyen ile aynı tarafta olmamak için, eskiden beri gelen çarpıklık ve karanlığın yaşanmaması için tarafsız konuştuk, fikrimizi beyan ettik. Sinek küçüktür ama mide bulandırır. Ben Bu Otobüsten inerim Arkadaş!
-Şahan Gökbakar: Çarpıklığın sahteliğin, çıkarcılığın, kibirin, basiretsizliğin, duyarsızlığın, zaafların, duruşsuzluğun ve güvensizliğin aynı karede buluştuğu bir sanat eseri gibi.
-Sadık Usta: Şu fotoğraf, milyonlarca insanın değişim umudunu yerle bir etti! Son 20 yılın mimarları yine baş köşede!
-Atilla Taş: Sizi savunacağız destek vereceğiz, bu düzen değişsin diye, yediğimiz küfrün hakaretin, tehditin, (ödediğim bedelleri saymıyorum bile!) haddi hesabı yok! Bunun için miydi? Bu devran böyle sürecekse nedendi bu mücadele? Hakkımı helal etmiyorum! @ekrem_imamoglu
-Memduh Bayraktaroğlu: “Akıllı olmaya davet ediyorum” dedi. Bak koçum. Bizim akılsızlığımız bize zarar verir ama senin akılsızlığın ülkeyi yakar.
MURAT ONGUN, ATEŞE SU YERİNE BENZİN SIKTI
İstanbul Büyükşehir Belediyesi Sözcüsü Murat Ongun, esen sert rüzgârı hafife aldı. Dahası görmezden gelirse savuşturabileceğini sandı. İmamoğlu veya onun adına Ongun bir açıklama yapıp, niçin bu isimleri geziye davet ettiklerini anlatmak yerine küçümsemeye kalkınca iş kontrolden çıktı.
Tartışma yaratan o fotoğraf için İmamoğlu ne dedi? Murat Ongun @KucukkayaIsmail’e anlattı. #ÇalarSaat pic.twitter.com/P8Dc9Skvzl
— FOX HABER (@FOXhaber) May 6, 2022
Murat Ongun’un, FOX TV’de Çalar Saat’in sunucusu İsmail Küçükkaya’ya yaptığı açıklamada kullandığı üstenci dilse ateşe benzin dökmek gibiydi. Tepkileri 200-300 kişinin yönlendirmesi olarak nitelemesi affedilecek bir iletişim hatası değildi.
Murat Ongun’u, “İBB’nin şımarık çocuğu” olarak nitelendiren Atilla Taş, “Size desteklerimiz haram olsun” diyecek noktaya geldi.
İBB Başkanı İmamoğlu’nun “akıllı olun” diyen son açıklamasıysa her şeyin üzerine tüy diken türden oldu. İmamoğlu, Deniz Gezmiş, Yusuf Aslan ve Hüseyin İnan’ın idamlarının 50. Yılı etkinliğinde fotoğraf karesine tepkilerle ilgili konuştu.
İmamoğlu’nun sözlerini duyanlar, hayal kırıklığını gizlemedi. İddialı bir siyasetçi, kendi tabanından gelen ilk ciddi tepkide “hassasiyetinizi anlıyorum” diye empati yapma yerine “akıllı olun” diyorsa ortada vahim bir tablo vardır.
İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu:
“Bir fotoğraf üzerinden kurban etmek isteyenler olabilir ama bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider.” pic.twitter.com/VGQiZvI07z
— Vaziyet (@vaziyetcomtr) May 6, 2022
İmamoğlu, empati yapıp kendine destek verenlere tavrını, “Bir fotoğraf üzerinden kurban etmek isteyenler olabilir ama bu kardeşiniz için vız gelir tırıs gider” diye ortaya koyunca insanlar doğal olarak kurtulmak istedikleri şahıstan bir farkı olmadığı zannına kapıldı.
Çünkü 20 yılı aşkın süredir bu tavrı her haber bülteninde, her bir olay cereyan ettiğinde bu temcit pilavını her öğünde yedik durduk.
İktidar muhalifleri bir kibir abidesinden kurtulmaya çalışırken, başka birine yelken açmayı, “yağmurdan kaçarken doluya tutulmak” olarak yorumladı.
Yönetenin adının değil, yönetim biçiminin değişmesini isteyenler hayal kırıklıklarını gizlemeden ortaya koydular.
İMAMOĞLU’NUN GÖREMEDİĞİ
Siyaset yapmada Erdoğan’ın ayak izlerini takip eden İmamoğlu, taklit boyutunu çok fazla üst düzeye çıkarmış olmalı ki sol tabanla dindar kesimi birbirine karıştırır oldu. Dindarlar sorgulama yerine “itaati” seçer, seküler insanlarsa sorgular ve “ikna olmayı” benimserler.
İmamoğlu, kendi tabanından eleştiri yöneltenlere “akıllı olun” derken, insanların aklına Hırant Dink’in tetikçisi Yasin Hayal’in yazar Orhan Pamuk’a aynı kelimelerle söylediği sözler geldi. İmamoğlu, tehdit yerine “büyük resmi düşünün”, “stratejik düşünün” demek istiyordu. Ne var ki, eleştirenler, “Vız gelir tırıs gider” sözünü hiç bir yere oturtamadılar.
Bütün bu iletişim beceriksizliği ve üstenci tavır, başarıları konuşulacak Karadeniz gezisini gölgelemiş oldu. “Gölgelemek” tabiri hafif kalır sanıyorum, silip bir kenara attı.
Oysa akıllı bir iletişim yöntemiyle her şey yolunda götürülebilirdi.
Karadeniz gezisinde İmamoğlu’na oy verenlerin okuyup izledikleri yayın organlarının mensupları yanında iktidara inanan gazeteciler de olmalıydı. Pek çoğu, İmamoğlu’nu Nagehan Alçı’nın gazeteci olmadığı yaklaşımı üzerinden eleştiriyor.
Tepede kimin gazeteci olduğuna karar verme iddiasında bir zihniyet var zaten. Buna bir de akreditasyon saçmalığını yıkmak isteyenler, gazeteciler arasında ayırım yapıyorsa bu bir sorun. Erdoğan’ı bugüne kadar uçağına sadece yandaş gazetecileri alıyor diye eleştirenler aynı şeyi İmamoğlu’ndan bekliyorlarsa ortada ciddi bir sorun var demekti.
“Fotoğraf karesi” doğru anlatılabilseydi, muhalefete umut, iktidara korku olabilirdi. “Her devrin insanı olanlar iktidar gemisini terk ediyor” diye sunulabilecek bir fotoğraf, muhalefet kanadının içinde bomba olup patladı…
Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇
Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***