Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Erdoğan’ın açıkladığı konut kredisinde birilerinin anlamadığı noktalar

Erdoğan’ın açıkladığı konut kredisinde birilerinin anlamadığı noktalar


HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, yeni açıkladığı konut finansman paketiyle ilgili bütün tartışma, ilk kez ev sahibi olacaklara yönelik verilecek yüzde 0,99 faizli konut kredileri etrafında yapılıyor. Oysa dikkatlerden kaçan/kaçırılan pek çok nokta var.

Erdoğan, dün kabine toplantısı ardından ekranların karşısına geçince topluma duyuracağı yeni “müjdeler” olduğu belliydi. Açıklamaları konut sektörüyle ilgiliydi. İnşaat sektörü AK Parti iktidarı için üç açıdan önemliydi.

Birincisi, yakın geçmişe kadar konut sektörü iktidarın en başarılı alanlarından biriydi. İkincisi, inşaat sektörünün canlanması pek çok açıdan piyasanın lokomotifi durumundaydı.
Üçüncüsü ise sermaye transferinin devamı gerekiyordu. İlk sırada da büyük inşaat firmaları vardı.

Cumhurbaşkanımız @RTErdogan: TOKİ vasıtası ile yürüttüğümüz, vatandaşlarımıza uygun fiyatla sunulan düşük maliyetli, düşük satış fiyatlı sosyal konut projelerine hız veriyoruz. pic.twitter.com/CgNXF3GDqZ

— AK Parti (@Akparti) May 9, 2022

Konut sektörüyle ilgili üç ayrı paket söz konusu. Erdoğan’ın kendi açıklamasına göre amaç kısa vadede konut satışlarını artırmak. Bu sebeple 10 yıl vadeli, yüzde 0,99 faizle konut kredisi verilecek.

Enflasyonun TÜİK rakamlarına göre yüzde 70 olduğu bir ülkede, aylık 0,99 faiz demek yıllık yüzde 12,55 faizle kredi vermek demek. Yani açıklanan konut kredisinin yıllık faiz oranı, neredeyse bu ülkede yaşanan aylık enflasyon kadar.

Bu krediyi kimler alabilecek ayrı bir tartışma. Ama eğer SİZ bir şekilde bu krediden yararlanma imkanınız varsa, dışarıdan gelen bütün seslere kulağınızı tıkayın ve bu krediden yararlanın.

“Türkiye’de bu krediyi kaç kişi kullanabilir ki?” diyorsanız o zaman bu paket çöp demektir, tartışmaya gerek yok. Ama tablo öyle değil. Bu krediden yararlanabilecek kişilerin sayısı bile belli. Yararlanan ise yapılan hesaplamalara göre 50-70 bin kişi olacak.

Bu kredinin finansmanını toplum olarak hepimiz yapacağız.

MUHALEFET DOĞRU RAKAMLARI YANLIŞ YERDEN TUTUP ÇARPITIYOR

Açıklanan kredi imkanı, fiyatı 2 milyon TL’ye kadar olan birinci el konutlar için geçerli. Burada da tartışma yanlış yerden yapılıyor. “Ekonomist” unvanlı koca koca adamlar oturup 2 milyon liralık paranın ödenecek aylık kredi tutarını ve 10 yılda ödenecek toplam miktarını hesaplayıp paylaşıyorlar.

Alınacak kredi: 2.000.000 TL
Vade: 10 yıl
Faiz: 0,99
Aylık ödeme: 28.555.62 TL
Toplam ödeme: 3.426.674 TL

Bu hesap yanlış mı? Yanlış değil, doğru. Ama gözden kaçırılan/kaçan noktalar var.

Birincisi, “fiyatı 2 milyon TL olan konutlar” denmiyor. Fiyatı 2 milyon TL’ye kadar olan konutlar için geçerli. İkincisi, hiçbir banka satın alınacak miktarın tamamını finanse etmiyor. Belli bir bölümüne kredi veriyor, sizin bir miktar tasarrufunuzun olması şartını arıyor.

Dolayısıyla yukarıda yapılan hesap doğru ama realiteyle ilgisi yok. Muhalefetten yöneltilen “iktidar toplumla dalga geçiyor” iddiası temelden yanlış. Bu hesabı yapanlar toplumu farklı yere koyuyor.

Bu konut kredilerinde tartışılması gereken nokta yok mu var. Hem de çok var. Malum ben birileri gibi ekonomist değilim. Ama şu gerçek, Erdoğan’ın açıklamasını duyduğumda ilk aklıma gelen konut fiyatlarının pahalanacağıydı.

Farklı sebeplerden dolayı emlak satış sitelerinde takip ettiğim konutlar vardı. Sabahleyin bu yazıyı yazarken onların fiyatlarının “güncellendiğini” gördüm.

Bu kredi, sadece yeni inşaatlardaki konut fiyatlarını değil, bütün sektörün fiyatını yukarı doğru çekti. Daha da çekecek. Hem de geçen yılın sonlarına doğru yaşanana benzer bir çıkışla…

Yapılması gereken, 2 milyona kadar konut kredisi vermek yerine 750 bin TL’lik evlerin fiyatlarının 2 milyona çıkmasına çözüm bulmaktı. Yeni adımla, 2 milyonluk evlerin kısa zamanda 3,5 milyona çıkmasının önü açılmış oldu.

YÜZDE 0,89 FAİZLİ KREDİYLE YAPILMAK İSTENEN

Erdoğan’ın açıkladığı kredi faizinde avantajlı bir paket daha var. Konut değerinin en az yarısı kadarını 1 Nisan 2022 tarihinden önce açılmış olan döviz hesaplarının bozdurulması ya da fiziki altınlarını Merkez Bankasına satanlar için faiz yüzde 0,89 olacak.

Bu kadar büyük imkânın döviz ve altın için sunulmasının nedeni, iktidarın bu iki nesneye duyduğu ihtiyaçtaki zorunluluğu ortaya koyuyor.

(Burada bir parantez açıp belirteyim. Üç aya yakın zamandır 14 TL bandında tutulan dövizin 15 TL’nin üzerine çıkması (şu an için) kontrollü bir yol verme politikasından başka bir şey değil. Kur Korumalı Mevduatta (KKM) Şubat ayı yatırılan paraların ödemesi bu ay içinde yapılacak.

Eğer yine 14 TL seviyelerinde kalmış olsaydı, bu mevduat sahiplerine sadece enflasyon farkı ödenecekti. Dövizin değerlenmesinden dolayı ödeme yapılmayacaktı. Bu da mevduat sahiplerinin KKM’den çıkıp dövize yönelmesine yol açabilirdi. Dövizdeki kıpırdama, bu kontrollü yol vermeden ibaret.)

ERDOĞAN YİNE AYNI YÖNTEMİ UYGULAYACAK, ‘YAPARSA ERDOĞAN YAPAR’ DEDİRTECEK

Tayyip Erdoğan’ın sosyal ve ekonomik konularda yaşanan krizlerde takip ettiği yöntemi geçmiş yazılarımda detaylıca anlatmıştım. Döviz kurlarında patlamanın yaşandığı dönemde Erdoğan’ın neler yapacağını bir bir sıralamıştım.

Erdoğan’ın kriz dönemlerinde önce ipin ucunu koyverdiğini, sonra birden sert bir hamle yapıp bir miktar toparladığını ve bunu başarı olarak topluma sunacağını detaylıca anlatmıştım. 5 Aralık 2021 tarihli İktidarın bundan sonra uygulayacağı politika başlıklı yazım, 20 Aralık döviz operasyonundan tam 15 gün önce yazılmıştı.

Erdoğan enflasyonda ne yapacak?

Takip edilen ekonomi politikalarına bakılırsa, bu yıl içinde bir erken seçim ihtimali hayli zayıflamış görünüyor. Enflasyondaki artış, (aslında “şahlanma” demek belki daha doğru) yıl sonuna kadar devam edecek.

Mücadele ediliyormuş gibi alınan önlemler pansuman etkisi bile yapmadı. İşi bilenler, gıda ve birkaç temel ihtiyaç maddesinde KDV oranının düşürülmesinin yaraya bir merhem olmayacağını hep söylediler.

Zaten iktidar da bunun çare olmayacağını biliyordu. KDV indirmekle ve bazı marketlere baskın düzenlemekle enflasyonla mücadele olmaz. Bunlar sadece göz boyamaktan ibaretti.

Enflasyonla gerçek mücadeleye yeni yılla birlikte başlayacaklar. Aralık ayında baz etkisinin de (2021 Aralık ayı enflasyonu yüzde 13,58 idi) ortaya çıkmasıyla başlayan süreçten sonra hem Merkez Bankası, hem de Maliye Bakanlığı ciddi önlemler alacak.

Böylece üç haneli rakamları görecek olan enflasyon, seçim atmosferine girildiğinde bir şekilde yüzde 50’lere çekilecek. Yapılacak bazı iyileştirmelerle buna destek verilecek. Sonra da topluma dönüp şunları diyecekler:

“Ukrayna savaşı bütün dünyayı etkiledi. Avrupa ve ABD, 40 yıldan bu yana görmediği enflasyonlar yaşadı. 2022’de görülen enflasyon bizim dışımızdaki nedenlerden kaynaklandı. Biz öteki ülkelerden daha önce toparlamaya başladık. Yaparsa Erdoğan ve AK Parti yapar.”

Hedefleri ve planları bu.

Bu planların işlemeyeceğine ilişkin pek çok gösterge var. Planları işler mi işlemez mi bilmiyorum.

Zira iktidar yanlıları, bu alt kesimden üst kesime servet transferini takip edilen bilinçli politika sonucu olduğunu değil, ev sahiplerinin fırsatçılığı olarak satmaya başladı.

Siz Türk halkının cehaletini hafife almayın, işi garantiye almak için sıkı çalışın.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version