Site icon İnternet Haberler Köşe Yazıları Yorumlar Siyaset Ekonomi Spor

Beştepe’den ilk kopacak isim kim derseniz, benim adayım belli

Beştepe’den ilk kopacak isim kim derseniz, benim adayım belli


HABER ANALİZ | MUHSİN AHMET KARABAY

2022 yılının giderek daha çarpıcı hale geleceği konusunda şüpheniz varsa, o kuşkularınızı kafanızdan silmenizi öneriyorum. Yaşananlara ve potansiyel gelişmelere bakarsanız bir göktaşının düşmediği kalacak. Muhalefet kanadında yaşanacak patırtılara hazır olun. Ama esas fırtına iktidar tarafında yaşanacağa benziyor.

Müneccimliğe falan soyunduğumu düşünmeyin. Ben biraz eski Anadolu kültürüyle yoğrulan biriyim. Söyleyeceklerimi havanın kar toplamasına bakıp dillendiriyorum. Bilirsiniz, eskiler kış günlerinde havayı koklayıp etrafı gözlemledikten ve şöyle gökyüzünün farklı bir iki noktasına baktıktan sonra, “Hava kar topluyor” derlerdi. O kişinin neye dayanarak bu bilgiyi paylaştığının farkında olmayanlarsa, gökyüzüne baktığında ötelerde pırıl pırıl parlayan güneşi, berilerde de parça parça beyaz bulutlardan başka bir şey görmezler.

Ben de siyasete baktığımda havanın fena halde kar topladığını görüyorum. Bunların kısa vadede neler getireceğine ilişkin iyimser tablolar görünmüyor. Ama “kısa vade” atlatılabilirse, geride daha iyi bir atmosferin oluşacağına ilişkin şüphe yok.

Genel tabloyu bırakıp biraz bireysel konulara girmek daha doğru sanırım. “Muhalefete muhalefet etme” yoluna gitmeye gerek yok. Ben daha çok iktidar içerisindeki gelişmelere bakmak istiyorum.

Beştepe Sarayında epeydir alttan alta devam eden mücadele artık patlama noktasına geldi. Yok! Öyle Saray’da herkesin birbirine girdiğinden söz etmeyeceğim. Öyle bir bilgiye de sahip değilim. Varsa da ben bilmiyorum.

İBRAHİM KALIN’IN BAŞKANLIĞI BİRİLERİNİ RAHATSIZ ETTİ

Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, son dönemde hayli ön almaya başladı. Bu ay içerisinde birkaç üniversiteye konferansa gitti, bazılarında kapanış dersi verdi. Geride bıraktığımız hafta da gündemdeki İsveç ve Finlandiya’nın NATO üyeliğine ilişkin görüşmelere başkanlık etti.

İki ülke, bir güvenlik yapılanması olan NATO’ya üye olmak istiyor. Türkiye bu üyeliklere karşı, “Üyeliğiniz benim onayımdan geçiyor. Benim isteklerimi yerine getirmeden olmaz” diyor. İsveç ve Finlandiya’nın üyeliğine Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, tek yetkili ağız olarak, “asla” demişti. 14 Mayıs 2022 tarihli yazımda, bunun “Hayır” anlamına gelmediğini, “Benim taleplerimi karşılayın” manası taşıdığını anlatmıştım.

Nitekim, geride bıraktığımız hafta, tam da bu söylediklerimi teyit eden gelişmeler yaşandı. Erdoğan’ın “Gelip yorulmasınlar” demesine rağmen iki ülkeden en üst düzeyde ziyaretler yapıldı. Hadi o ziyaretler, “genel kapsamlı” diye kamuoyuna açıklanabilir. Ancak İsveç ve Finlandiya’dan içeriği tamamen “NATO üyeliği” olan heyetler Ankara’ya geldi.

Teamüller alt üst edilerek bu heyetlerle görüşmeler Beştepe Sarayında yapıldı. Görüşmeler Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın başkanlığında gerçekleştirildi.

Sözcü Kalın, 5 saat süren müzakereler sonrasında da çıktı temasların seyri hakkında kameraların karşısına geçip bilgiler paylaştı. Türkiye’nin İsveç’ten 28, Finlandiya’dan 17 iade talebinin olduğunu, bunların yerine getirilmediğini söyledi ardından da “Güvenlik kaygılarımız somut olarak giderilmezse ilerleme sağlanmaz” diye ekledi.

Kalın, bu olumsuz tabloyu çizdikten sonra, görüşmelerin devam edeceğini, savunma sanayii alanındaysa uygulanan ambargoların kaldırılması yolunda adım atıldığını duyurdu.

KALIN’I SONUNDA İSYAN ETTİRDİLER

İbrahim Kalın, Başbakan Ahmet Davutoğlu’nun yanından Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yanına geçtiğinden bu yana hep farklı bir profil çizdi. Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü olarak atandığı 11 Aralık 2014 tarihinden bu yana farklı tavrını hiç değiştirmedi.

Yazının girişinde iktidar cenahında kar toplayan havadan söz ettim, şimdi İbrahim Kalın’ın NATO görüşmelerine başkanlığını anlatıyorum. Haklı olarak, “Ne alakası var?” sorusu akla geliyor.

Şimdi o noktaya geleyim.

İbrahim Kalın’a Saray içinde müthiş bir muhalefet var. Onun öne çıkmasına, dahası “Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü” sıfatını taşımasına bile tahammül edemeyenler var. Adı dillendirilmese de bu yapının başında “Pelikan Grubu” ya da Ahmet Davutoğlu’nun tabiriyle “Pelikan Çetesi” yer alıyor.

Adı her ne kadar Pelikan Grubu içinde geçmese de Beştepe’de kalbi bu grupla birlikte atan bir başka isim daha var. O da İletişim Daire Başkanı Fahrettin Altun.

Fahrettin Altun, bu zamana kadar İbrahim Kalın’ı saf dışı bırakmak için pek çok adım attı, ön alma anlamında çıkışlar yaptı. Muhalefeti vurmaya çalışan çıkışlarda bulundu.

İki yıl önce Kalın’ı bu mücadelede yok etmek isteyenler devreye girdi. Onun beceriksiz, işe yaramaz olduğunu anlattılar.

Altun, bu çıkışıyla bir ara sonuç alır gibi de oldu. Erdoğan, Kalın’ı geri plana çekti. Ancak, Altun kalibre bakımından hayli düşük kaldı. Altun’un hastalığı da rol oynayınca “zaman” Kalın’ın lehine gelişti.

Bu farklılık Pelikan Grubu’nu yeniden fazlasıyla rahatsız etmeye başladı. Şimdiyse bireysel çıkış yerine topyekûn bir saldırıya geçmiş durumdalar.

Paylaşımlarına bakarsanız bu kez kesin kararlı görünüyorlar. Kalın’ın eski defterlerini açtılar. Öylesine saldırıyorlar ki Kalın’ı, 2019’da Berlin Dış Politika Forumu’nda gazeteci Tim Sebastian’ın sıkıştırmalarından daha fazla zorlayacağa benziyor.

Hatırlarsanız bu forumda Tim Sebastian, görevden alınan HDP’li belediye başkanlarını sormuş, Kalın da bunların PKK ile çalıştıklarını öne sürmüştü. Soruyu soran gazeteci bunun üzerine, kendisinin de geçmişte Zaman Gazetesinde çalıştığını ve iktidar değiştiğinde bundan dolayı yargılanmasının mümkün olduğunu hatırlatmıştı.

Pelikancıların ve Fahrettin Altun’un fahri başkanlığını yaptığı grup, Kalın’ı fena bunalttı. Kalın sonunda patladı. Nihayet isim yazmasa da adresinin kimler ve neresi olduğu belli olan bir paylaşım yapmak durumunda kaldı:

“Yalan ve dezenformasyon kampanyalarına harcadıkları vakit ve enerjinin onda birini doğruya harcasalar belki kendilerine bir hayrı, memlekete bir faydaları olur. Bu bile meçhul.”

Pelikancılar, İbrahim Kalın, Today’s Zaman’da yazmasını gündeme getirmeye başladılar. 2017’de Paris Pere-Lachaise’ta yatan Ahmet Kaya’nın mezarını ziyaret edip dua etmesini gündeme getirerek, başkaları hesabına çalıştığını öne sürüyorlar.

Kalın, akademisyen tavrını değiştirmemesi, sanatçı kişiliğe sahip olmasıyla içinde bulunduğu gruba birkaç gömlek büyük.

“Fikrin gücü ikna kabiliyetindedir.
Statü dayatırsanız, orada bir fikir tartışması ve zenginliği olmaz.”

“İnsan kendisi olmalı” #ibrahimkalın@ikalin1 pic.twitter.com/OYEOSCjJrp

— M U R A T 🇹🇷 (@Emekl_Usta_) December 19, 2020

Kalın’ın İktidar içindeki muhalifleri, eski muhalif yeni yandaş Doğu Perinçek’in Aydınlık Gazetesinin öne sürdüğü yaklaşım içindeler.

Bazıları bu yazdığımı pek kabul etmek istemeseler de, iktidar içinde çok İbrahim Kalınlar var. Bu yıl İbrahim Kalın gibiler için dönüm noktası olacak.

Türkiye’de bu haberi engelsiz paylaşmak için aşağıdaki linki kopyalayınız👇


Kaynak: Tr724
***Mutluluk, adalet, özgürlük, hukuk, insanlık ve sevgi paylaştıkça artar***

Exit mobile version